Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Samimiyetle ve tekraren ifade ediyorum; bu ülkede herkesin görüşlerini özgürce ifade etme hakkı vardır. Bu ülkede herkesin demokratik sınırlar içinde, hukuk çerçevesinde tepkisini ortaya koyma, mitingini yapma hakkı vardır. Ancak hiç kimsenin hukuksuzca, demokrasi dışı eylem yapma, işgal eylemi yapma, esnafa, çevrede oturanlara, yoldan geçenlere zarar verme hakkı yoktur. Hele hele hiç kimsenin ağaçlar kesiliyor bahanesiyle ortaya çıkıp, Türkiye'de gerilimi arttırmaya hiç hakkı yoktur" dedi.
Erdoğan, TİM 20. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, ne yazık ki Türkiye'de kendi dönemlerine kadar çoğunluğun isteklerinin, taleplerinin, arzularının, beklentilerinin, dikkate alınmadığını söyledi. Türkiye'nin siyasi tarihinde çoğunluğun sesine kulak verilmediğini ifade eden Erdoğan, "Çoğunluk yığın olarak görülmüş, gayri mümeyyiz olarak görülmüş, bidon kafalı, göbeğini kaşayan adam olarak görülmüş, tercihlerine saygı gösterilmemiştir" diye konuştu.
Erdoğan, sadece müdahale dönemlerinde değil, sadece olağanüstü dönemlerde değil, normal zamanlarda bile siyaset üstü kurumların müdahelesiyle çoğunluğun değil, azınlığın hükmünün Türkiye'ye egemen olduğunu kaydetti.
Bunu asla ve asla kabul etmediklerini, edemeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Çoğunluk nasıl ki azınlığa hükmedemezse azınlığın da çoğunluğa hükmetmeye, dayatmalar yapmaya kesinlikle hakkı yoktur. Hükümetle, hükümetin politikalarıyla, uygulamalarıyla meselesi olanlar, demokrasi ve hukuk çerçevesinde fikirlerini ifade ederler. Sandıkta da demokratik tepkilerini ortaya koyarlar. Bu işin mikyası, ölçüsü sandıktır. Sandığın dışında netice arayanlar bu ülkede demokrasinin peşinde olanlar değildir, antidemokratik uygulamaların peşindedir. Bunların hepsi demokrasi dışıdır, hukuk dışıdır. Bakın siyasi tarihte yaşandığı kadar, bizim iktidarımız döneminde de demokrasiye nasıl tuzaklar kurulduğunu hep birlikte yaşadık. Sandıkta başarılı olamayanların, etkili bir muhalefet yürütemeyenlerin, çoğunluğun teveccühüne mazhar olamayanların hangi oyunlara, hangi senaryolara, hangi tahriklere başvurduğunu yaşadık ve ne yazık ki gördük. Tıpkı merhum Menderes döneminde yapıldığı gibi bizim dönemimizde de muhalefetin, medyanın, illegal örgütlerin işbirliği yaptığına, türlü tertiplerle ülkeyi bir kaos ortamına çevirmeye çalıştıklarına defalarca tanık olduk.
Menderes'i ipe götürenler, arkadaşlarını ipe götürenler, hiç biliyor musunuz acaba Menderes neden idam edildi, arkadaşları neden idam edildi? Yolsuzluklar yaptıkları için mi? Acaba onların gerekçesi neydi? 'Salimbaş olun' ifadesiyle bizi buraya getiren irade böyle istediği için biz bu kararı verdik dediler. Aynı şeyi biz 12 Eylül'de de yaşamadık mı? 'Bir oradan, bir buradan' dediler. İdam kararı veriyor, düşenebiliyor musunuz? 'Bir oradan, bir buradan' diyor. Bakın samimiyetle ve tekraren ifade ediyorum; bu ülkede herkesin görüşlerini özgürce ifade etme hakkı vardır. Bu ülkede herkesin demokratik sınırlar içinde, hukuk çerçevesinde tepkisini ortaya koyma, mitingini yapma hakkı vardır. Ancak hiç kimsenin hukuksuzca, demokrasi dışı eylem yapma, işgal eylemi yapma, esnafa, çevrede oturanlara, yoldan geçenlere zarar verme hakkı yoktur. Hele hele hiç kimsenin ağaçlar kesiliyor bahanesiyle ortaya çıkıp, Türkiye'de gerilimi arttırmaya hiç hakkı yoktur."
"MİLLET OYNANAN OYUNU GÖRSÜN"
Başbakan Erdoğan, geçmişte bu tertipleri çok yaşadıklarını dile getirerek, "Politika üretemeyen, plan proje üretemeyen muhalefetin illegal örgütlerle birlikte bu tertiplerde nasıl vazife aldığını, ortamı nasıl gerdiğini, nasıl tahrik ettiğini defalarca gördük ve yaşadık. Ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum; oynanan oyunu gayet iyi görmelerini istiyorum. Birkaç gündür Taksim Gezi Parkı ile alakalı olarak bazı eylemler, bazı gösteriler yapılıyor. Gerekçe ne? Bir; 'ağaçlar kesiliyor'. İki; buraya Topçu Kışlası aslına uygun olarak yeniden yapılacak. Efendim, 'burada AVM olacak'... Taksim'de Gezi Parkı'nda yapılan çalışmaların Topçu Kışlası'nın yeniden yapılmasıyla aslında alakası yok. Biz Topçu Kışlası'nı yapacağız. Topçu Kışlası gökten zembille inen bir proje değil. Bunu bilmenizi istiyorum" ifadelerini kullandı.
"BİR YANLIŞ VAR, EYVALLAH"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Taksim'deki olaylara ilişkin "Güvenlik güçlerimizin özellikle biber gazı kullanımındaki yanlışları şu anda bakanlık tarafından zaten incelenmektedir, araştırılmaktadır" dedi. Erdoğan, TİM 20. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Anadolu yakasında Selimiye Kışlası bulunduğunu belirterek, Avrupa yakasında da 1780'de 3. Selim zamanında bir eser yapılmasına karar verildiğini ve o zaman Krikor Balyan'ın Topçu Kışlası'nın yapımını üstlendiğini ve inşa edildiğini söyledi.
İstanbul Valisi ve aynı zamanda belediye başkanı sıfatıyla 1940'ta CHP'li Lütfü Kırdar'ın söz konusu yerin ne yazık ki yıkılması kararını verdiğini hatırlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yine bir yabancının, Henri Prost'un oradaki tavsiyelerine uyduğu söyleniyor. Bu tavsiyeyle buraya yönelik böyle bir yıkım kararı alınıyor ve kışlanın yerine konut ve sosyal etkinlik alanları inşa edilmesi kararlaştırılıyor. Fakat planlanan düzenlemeleri maalesef kendileri yapamıyor. Biz arkadaşlarımıza bu çalışmaları yaptırırken, Taksim Kışlası'nı gördüğümüzde dedik ki, bu Taksim Meydanı'na bir defa çok büyük zenginlik katacak. Taksim Meydanı'nda böyle bir tarihi kültürel abidenin yükselmesi, bir defa bulunduğu bölgede yükselmesi aslında bu konulara yönelik mimarların, mühendislerin, çeşitli odaların, kurumların sahip çıkması gereken yahu burada bir tarihi eser vardı, bu tarihi eserin yeniden inşa edilmesi olmalıdır. Bunun peşinde koşmaları gerekir. Siyasetçiler de bunun peşinde koşması gerekir."
GELİNEN NOKTA İDEOLOJİKTİR
Başbakan Erdoğan, olayın Divan Oteli tarafındaki Asker Ocağı Caddesi bölgesindeki yaya genişletme çalışmalarıyla ilgili olarak sökülen ve Çağlayan'daki parkın içerisine dikilen 5-6 ağaç meselesi olmadığına dikkati çekerek, "Tam aksine olay Gezi Parkı'ndan çıkarılarak, şu anda gelindiği nokta ideolojiktir" diye konuştu.
Erdoğan, olayın ideolojik yönünü ise şöyle sıraladı: "Bir, acaba biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni alabilir miyiz? İşte anamuhalefetin genel başkanı çıkıyor, diyor ki; 'hükümet istifa, başbakan istifa, polisini çek.' Polis orada dün de vardı, bugün de olacak, yarın da olacak. Niye? Çünkü Taksim Meydanı aşırı uçların cirit attığı bir yer olamaz. Polis niye var? Yarın orada farklı bir şeyler olsa vatandaş diyecek ki; benim can güvenliğim ne oldu? Bunu soracak. Polisin orada yaptığı görev on yıllardır bu. Yani bu AK Parti iktidarıyla başlayan süreç değil ki... Dünyanın neresine giderseniz gidin, bu tür toplumsal hareketliliğin olduğu yerlerde tedbirleri hükümetler kesinlikle alır. Burada da atılan adım budur. Burada güvenlik güçlerimizin özellikle biber gazı kullanımındaki yanlışları şu anda bakanlık tarafından zaten incelenmektedir, araştırılmaktadır. Burada bir yanlış var eyvallah. Ama şunu da söylemek zorundayım yeri geldiği zaman yerinde, kurallarına göre onun da kullanılması gerekir. Bu gerçeği de görmek lazım."
Biber gazı kullanımının sadece Türkiye'ye has bir şey olmadığını belirten Erdoğan, dünyanın her yerinde bu uygulamanın yapıldığını ve Türkiye'ye tavsiyede, nasihatte bulunanların önce kendi ülkelerine bakmaları gerektiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, olayın aşırılığa kaçması durumunda kendilerinin de bunun karşısında olacağını anlatarak, "Nitekim burada da böyle bir aşırılık söz konusudur. Onun için de gerek İçişleri Bakanıma gerek İstanbul Valime bu konuyla ilgili talimatları verdim, bütün görüntüler incelenmek suretiyle atılması gereken adımlar, alınması gereken kararlar alınacaktır" diye konuştu.
AKM'Yİ YIKMALIYIZ
Şu anda Taksim Meydanı'nda bir yayalaştırma çalışması yapıldığını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti. "Peki Gezi Parkı ve bu Topçu Kışlası, yayalaştırma projesiyle birlikte İstanbulumuza, ne yazık ki yıllar yılı, on yıllardır, 'Ya İstanbul'un doğru dürüst bir meydanı yok' diye hep serzenişte bulundunuz. Yok... Şimdi bu yaptığımız çalışmayla bir defa bu adımı atıyoruz ama bir de şu anda Kültür Bakanıma da söyledim, AKM'yi dahi biz yıkmalıyız, yıkıp oraya gururlanabileceğimiz bir opera binasını, yanındaki ve arkadaki boşluğu buraya ilave etmek suretiyle çok daha farklı bir projeyle yapmalıyız. Çünkü burası bu noktada önemli bir merkez olmalı."
Başbakan Erdoğan, Taksim Meydanı'na gelen yerli yabancı turistlerin gururlanması, "dünyada böyle bir Taksim Meydanı varmış" demesi gerektiğini dile getirerek, şunları kaydetti: "Yani şunu diyemeyiz, 'Hayır arkadaş, bize burada Gezi Parkı yeter, başka bir şey istemiyoruz.' Bu kafa, bu zihniyet, işte bu Topçu Kışlası'nı yıkıp, yerine Taksim Stadı'nı yapan zihniyettir. Yıllar yılı orada futbol oynandı. Meşhur Taksim Stadı, orası, daha sonra o stat nereye alındı? Şu andaki İnönü Stadyumu'nun olduğu yere. İnönü Stadyumunun olduğu yer neydi biliyor musunuz? Orada da Dolmabahçe Sarayı'nın ahırları vardı ve bu ahırlar daha sonra yıkıldı ve yine aynı zihniyet. O CHP zihniyeti bu seferde kalktı, oraya stadı yaptı. İyi veya kötü kararı bu şekilde verdi. Şimdi burada bu stat var."