RÖPORTAJ: ŞAFAK İNCE
İzmir'de büyüyüp de yolu Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi'nden geçmeyen yoktur. İzmirli Işık Göngördü, bu hastanenin kuruluşu ile efsane belediye başkanı Behçet Uz'un yaşamını beyaz perdeye aktardı. Belgeselin esin kaynağı ise ünlü tıp ve siyaset adamınının henüz 14 yaşındayken kalp romatizmasından kaybettiği kızı Mübeşşir Uz oldu. Filmin yönetmeni Burak Alanyalı, belgeselde ömrünü İzmir'e adayan ve bu uğurda kızını dahi kaybeden Behçet Uz'un öyküsü ve kurduğu çocuk hastanesini anlattıklarını söyledi. Kentteki belediye başkanları arasında ilk kez belgeseli olan Behçet Uz'u "gelecek kuşaklara" aktarmak için kamera karşına geçtiklerini, fedakarca bir çalışma yürüterek 'İzmir'de Bir Nefes' isimli belgeseli tamamladıklarını belirten Alanyalı, merak edilenleri yanıtladı.
* Sizi biraz tanıyalım?
- İzmirliyim, çocukluğum evde televizyon, lise dönemim beyazperde karşısında geçti. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Radyo Sinema Bölümü'nü 7 yılda bitirdim.
* Behçet Uz belgeseli nereden çıktı?
- Projenin sahibi ve senaristi Işık Güngördü ile çalışan arkadaşım Selçuk Dirim, bana konuyu açtı. Böyle bir belgesel için yönetmen arayışı vardı. Ben o sırada İstanbul'daydım, malum orası, bizim sektörün kalbi. Projeyi duyunca hemen kabul ettim ve İzmir'e geldim.
* Sinema sektöründe İstanbul'u bırakıp İzmir'e gelmek mantıklı mı?
- Sinema yapmanın yeri yurdu yoktur. İzmir muhteşem bir şehir, buradaki kilit nokta sektörün İstanbul'da dönüyor olması. Benim en büyük gayem, oralarda bir şekilde iş yapmak ama İzmir için çaba sarfetmek. Bu açıdan Behçet Uz belgeseli de bu amaca çok uygundu.
'Bilmeyen çok'
* Behçet Uz nasıl bir amaç olabilir?
- İzmir'in çeşitli yüzleri, tarihi, metropolü, hayalleri, yazı ve kışının beyazperdeye yansıtılması gerekiyor. Üstelik havasının değişkenliği, gevrek-boyoz ötesinde yansıtılması gerekiyor. Çünkü bu kent görsel olarak inanılmaz bir şehir. İzmir'in görselliğini kullanıp İzmir'i karakter haline getirip film çekmek lazım. Behçet Uz belgeseli de bu anlamda çok güzel bir film.
* Yani Behçet Uz karakteri, İzmir ile örtüyor öyle mi?
- Elbette Behçet Uz kişiliğiyle İzmir'in sembolü. Tarihi saat kulesi gibi bir adam. İzmir'in yetiştirdiği bir insan. Maalesef bu insanı bilmeyen çok. Hatta Behçet hastalığını bulan adam sanan bile var.
* Kimdir Behçet Uz?
- Öncelikle bir çocuk doktoru. Sağlık Bakanlığı yaptı, veremle mücadeleyi ve kanserle savaşı başlattı. Belediye başkanlığı yaptı, fuarın kurucusu, Atatürk Ormanı'nın yaratıcısı, İzmir'i küllerinden inşa etti. Çok acılar çekmiş, çok fedekarlıklar yapmış bir insan. Tüm bunları yaparken kendi kızı kalp romatizmasından 14 yaşında ölüyor. Ömrünü İzmir'e adayan, bu uğurda kızını dahi kaybeden efsane başkanın hazin öyküsü ve çocuk hastanesini nasıl kurduğunu anlattık.
* Çekimler nerelerde yapıldı?
- İzmir'in çeşitli yerlerinde ama en çok hastanede. Hastane çekimleri bir yıl sürdü. Hastalarla, hekimlerle görüştük. Belgeseldeki doktorların önemli bir bölümü, çocukluklarında bir şekilde Behçet Uz Hastanesi ile tanışmışlar. Ya çocukken buraya hasta olarak gelmişler ya da kendi çocuklarını getirmişler. Bu açıdan baktığınızda İzmir'in çocuklarının hastanesidir Behçet Uz, hepimize dokunmuşluğu vardır.
* Hedefinize ulaştınız mı?
- Biz genç nesillerin izleyebileceği bir şekilde Behçet Uz ve hastaneyi yansıtmak istedik. Bu mirası sonraki nesillere aktaracak aracı durumdayız. Hedefimiz genç nesillerin bunu bilmesini sağlamaktı. Başardık.
* Belgeselin konusu EXPO temasıyla da örtüyor gibi
- Evet aslında bire bir örtüşüyor. İzmir'in EXPO teması herkes için sağlık. Belgeselin konusu işte bu sürecin ilk temellerini anlatıyor.
Destekçilere teşekkür etti
* Filme destek verenler kim?
- Filmi çok büyük zorluklarla tamamladık. Ama başta Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan olmak üzere Yaşar, Dalan ve İngi Holding'e destekleri için teşekkür ederiz.
Proje danışmanı Sancar Maruflu
Filmin yönetmenliğini Burak Alanyalı, senaristliğini Işık Güngördü yaparken proje danışmanı Sancar Maruflu, oyuncular Gonca Arkaç, Bülent Demir, Tutku Süren, Melis Güngördü, Şahverdi Ali Eren, Tuğba Keskin, Emre Akar, Cem Karçanoğlu, Filiz Dörtoluklular oldu. Filmin özgün müziklerini ise Yiğit Yeşildağ ve Pınar Uyanık besteledi.