Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, başarılı bakanlık faaliyetleri dışında, bugünlerde çok ama çok önemli bir fonksiyon icra etmeye başladı.
Zihin açıyor.
Türkiye'nin kapısına gelip dayandığı bir zihniyet inkılabı, bir medeniyet sıçraması için gerekli olan zihinsel altyapıyı inşa ediyor.
Kimi zaman ağzından çıkan bir tek cümle, toplumun ve siyasetin önünde öyle bir alan açıyor ki, bu cümle olmasa belki 50 yılda alınabilecek mesafeler menzile ulaşıyor.
Ermeni meselesinde seslendirdiği tezler ve aldığı tutum, büyük bir transformasyoun ilk işareti oldu.
Ama bu konuyu NTV'de tartışırken söylediği başka bir söz vardı ki, Türk milletinin kolektif bilinçaltında taşlı topraklı, engebeli, çalılı bir zihni üretime açık hale getirdi.
Ne demişti Ahmet Davutoğlu?
'Kürtçe yabancı bir dil değildir.'
Kürt kimliği ve kültürüne karşı kurulmuş bütün ötekileştirme operasyonlarını yıkan bir cümle bu.
Kürtün 'biz' olduğunu, 'ben idraki'mize dahil olduğunu ve Kürtçe'nin de başkalarının değil, bizim dillerimizden biri olduğunu gösteren, zihinleri sonuna kadar açan bir cümle.
27 yıllık düşünce ve iletişim mesaimde öğrendiğim bir şey var:
Eğer gerçekten bir fikriniz varsa, onu bir cümle ile özetleyebilirsiniz. Eğer gerçekten bir düşünceniz yok ise, binlerce sayfa da kaleme alsanız. saatlerce de konuşsanız beyhude...
İşte Davutoğlu'nun bu cümlesi, üzerine barış, esenlik, birlik ve güç inşa edilebilecek güçte bir fikir içeriyor.
Kürtçe'nin yabancı değil, bizim dilimiz olduğu gerçeğinin tespiti, arkasından Kürtün de 'biz' olduğu gerçeğini tahkim edecek bir alan açacaktır.
Ben işte Davutoğlu'nu tam da bu sebepten çok önemsiyorum.
Artık Türkiye'nin hızlı bir restorasyon sürecine girmesi ve entelektüel bir açılım yapması gerektiği bir düzlüğe girdik.
Bunu ancak hem entelektüel kalibresi çok yüksek, hem milleti ile doğrudan ve sıcak ilişkiler kurabilen, hem de bu millete ve temsil ettiği her şeye sadakati tartışılmayan figürler başarabilir.
Türkiye'de Recep Tayyip Erdoğan devriminin geleceği, entelektüel ve siyasi ağırlığı işte bu yüzden Davutoğlu inisiyatifine entegre olmuştur.
Başbakan Erdoğan geleneğinin millet teveccühü gören entelektüel sürdürücüsü Ahmet Davutoğlu işte bu yüzden Türkiye için vazgeçilemezdir.