Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçısı, yönetmen Kemal Başar, İzmir Devlet Tiyatrosu'nun büyük tadilat geçiren tarihi Konak Sahnesi'nde bir eser sahnelemek için Kasım ayında İzmir'e geliyor.
Kemal Başar İzmir'in yabancısı değil. Yaz aylarını Çeşme Dalyanköy'deki yazlığında geçiriyor. Yeni tiyatro sezonlarına buradaki evinde hazırlanıyor, zaman zaman sanatçı dostlarını da ağırlıyor.
Geçtiğimiz yıl yoğun bir sezon geçiren sanatçı, Konak Belediyesi'nin sanatsever başkanı Hakan Tartan'ın desteği ve sponsorluğuyla Polonya'daki Teatr Modjeska'da, müzikleri Can Atilla'ya ait Aşk-ı Hürrem adlı dans tiyatrosu projesini tasarlayıp yönetti.
***
Türk sanatçıların yanı sıra Polonyalı 20 sanatçı da bu eserde rol aldı. Yine aynı sezon içinde Sadri Alışık Tiyatrosu'nda kentimize de turne yapan, Yavuz Bingöl, Kerem Alışık, Azra Akın gibi sanatçıların rol aldığı Orhan Kemal'in 72. Koğuş'unu sahneledi. Eser Londra'ya turne yapan ilk özel tiyatro olarak İngiltere'de 2000 kişiye oynandı. Ayrıca Almanya turnesine de çıktı, birçok kentte sergilendi.
***
Sanatçı, İzmir gibi bir metropolün Şehir Tiyatrosu'nun olmamasının büyük eksiklik olduğunu söylüyor. Belediyelerin görevi yalnızca fiziki altyapı ile uğraşmak değildir; kültürel altyapının oluşmasına ya da var olan kültürel yapının gelişmesine önayak olmalıdır. İstanbul'daki Bakırköy Belediye Tiyatrosu gibi İzmir'de de ödenekli bir Konak Belediye Tiyatrosu neden olmasın? Tüm yurtdışı deneyimimle ben böyle bir çalışmanın içinde olmaya hazırım, diyor.
İzmir'de yöneteceği, Aralık ayında prömiyer yapacak olan oyunun adını ise vermiyor. "Bunu açıklamak İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürü Hülya Savaş'ın görevi"diyor.
hayattan
Banka önünde bir ayı
Başlığı görerek ayının Çeşme'de bir banka önünde görüldüğünü, etrafına dehşet saçtığını sanmayın. Bu bizim ayı, ehil ayı. Reyhan Pastanelerinin sahiplerinden Ali Albay. Bu lakabı biz takmadık, Karadeniz Yaylalarında çıktığı avlarda yaşadıklarını anlatırken kendisi överken İzmir sosyetesi bu lakabı ona layık gördü.
Ali Albay'a göre; ayı dünyanın en duygulu hayvanı.
İnsanlara en yakın bir yaratık.
Ali (Ayı) çalışkandır, bazen 24 saatin yetmediği olur. Çeşitli dallara takıldığı (Buna gazetecilik de dahil)
için de bazen nereye ne zaman gideceğini şaşırır.
Başından geçen son ilginç olay Çeşme Ziraat Bankası önünde yaşanır. Bir fatura ödeyecektir, saatine bakar 12.30. Bankanın kapısı kilitlidir, içeri bakar bomboş, kapıda da "Öğle tatili 12.00-13.30 kapalıyız" yazılı. İçinden "Öyle ya, tam öğle tatilinde geldik. Biraz vakit geçirelim" der, gider bankanın karşısındaki alandaki banklarda tatilin sona ermesini bekler. Ama 13.30'da kapıya gelir yine kapı duvar. İçeri bakar bomboş. Etrafından geçenlere bankanın niye kapalı olduğunu sormaya hazırlandığı sırada bankanın bekçisi gelir, "Buyrun beyim ne istediniz ?" diye sorar. Bizimkisi biraz da öfkeyle, "Kardeşim; mesai saati başlamadı mı daha" diye çıkışacak olur. Bekçi gayet sakin cevap verir:"Beyim yanlış gün geldiniz, bugün Cumartesi, kapalıyız..."
kentten
Yücel İzmirli adına park
Karşıyaka Spor Kulübünde çeşiti dönemlerde yöneticilik yapmış, yazar ve eğitimci Yücel İzmirli'nin adı parka veriliyor... Karşıyaka Belediye Meclisinin 02.08.2010 tarihinde gerçekleştirdiği Meclis Toplantısında, Yücel İzmirli'nin adının Gün Sazak Bulvarı üzerinde bulunan parka verilme kararı çıktı. Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak bu konuda şunları söylüyor:"Yücel İzmirli'nin Karşıyakanın sporuna, kültürüne, sanatına ve eğitimine büyük emekleri olmuştur. Karşıyaka Spor Kulübü'nün çeşitli dönemlerinde yöneticilik yapmıştır. Yücel İzmirli'nin yaptıklarıyla bunu çoktan hakettiğine inanıyorum... Adını bir parkımızda yaşatmaktan çok mutluyuz. İnsanları yaşarken anmak, vefa borcumuzu ödemek ve onları her zaman yaşatmak için adlarını parklarımıza ve sokaklarımıza veriyoruz ve vermeye devam edeceğiz." diye konuştu. Yücel İzmirli'nin isminin parka verilmesi önergesi Başkanlığını Ahmet Diker'in yaptığı "Kültür Komisyonuna"gönderildi.
küpe
Aptallar över, akıllılar takdir eder.
William Pitt
fıkra
Çiçek ve pirinç
İki Amerikalı asker Japonya'da arkadaşlarının mezarına çelenk koyuyordu. O sırada bir Japon askerinin de kendi arkadaşının mezarına pirinç serptiğini görünce gülümsediler.
Biri "Heyt!.. Arkadaşının o pirinçleri yiyeceğini mi sanıyorsun?" diye sordu.
Japon'un cevabı:
"Sizinki koyduğunuz çiçekleri koklayacak olduktan sonra, benimki pirinçleri neden yemesin?.."
