Dizilerden sonra şimdi de beyaz perdede adını duyurmaya hazırlanan Zilan Odabaşı, oyunculuktaki başarısına yönetmenliği de eklemek istiyor. Genç yetenek, sanatsal ve sosyal içerikli filmlerle öne çıkmayı planladığını söyledi
Zilan Odabaşı... Güzel yüzü, düzgün fiziği ve sempatik tavırlar��yla Yeni Asır Alışveriş Gazetesi'nin modellerinden biriydi... Hayalini kurduğu oyunculuk serüvenine İstanbul'da atıldı. Üst üste aldığı dizi tekliflerini değerlendirerek önemli başarılara imza atan modelimiz, son olarak bir sinema filmi ile beyaz perdeye de adım attı.
"Benim için adeta ana kucağı" dediği İzmir'i çok sevdiğini ve fırsat buldukça soluğu burada aldığını söyleyen Zilan ile Kordon'da buluşup söyleştik... İşte İzmir'den İstanbul'a ister istemez transfer olan bir genç yetenek daha...
* Son görüşmemizden bu yana büyük mesafe katettin... Oyunculuk serüveninin en başına gidelim istersen...
- Gidelim... Üst üste dizi teklifleri aldığım bir dönemdi. Her ne kadar oyunculuk hayali kuruyor olsam da İzmir'i ve ailemi bırakıp İstanbul'un kargaşasına katılmaya bir türlü cesaret edemiyordum. Ama korkumun üstesinden gelmedikçe hayallerime ulaşamayacağımı da biliyordum.
Gelen proje önerilerini değerlendirip Türk sinemasının başkentinin yolunu tutmam bundan 5 yıl öncesine dayanıyor. İlk dizim 'Acemi Cadı'ydı... Ardından 'Büyük Buluşma', 'Disko Kralı - TV Skeçleri', 'Memleket Hikayeleri', 'Zor Sevda', 'Kuzey Rüzgarı' ve şimdi de 'Lale Devri' ile devam eden bir oyunculuk sürecinin içinde buldum kendimi.
Her şey çok güzel gidiyor. Hayallerimi gerçekleştirmek için çok çalışıyorum. Ağır ama emin adımlarla hedefime ulaşacağımdan eminim.
* Bir de sinema filmi yapmışsın... Ne zaman gösterime girecek?
- 4 Mart'ta... Adı 'Kir'... Çekimleri Ağrı Doğubeyazıt'ta yapıldı. Zor şartlarda çalıştık ama sonuç güzel oldu. Sosyal içerikli bir film. Ben orada kendi adımı taşıyan 'Zilan' karakterini canlandırıyorum. Ezilen bir kadının yaşam mücadelisinin anlatıldığı filmde başrol oynadım. İlk sinema filmi deneyimimi böylece tamamlamış oldum. Umarım devamı gelir!
* Sinemayı sevmişe benziyorsun...
- Hem de çok... Yeni hedefim sinema filmlerindeki başarılarımla anılmak... Dizi de güzel ama bir nevi suya yazı yazmak gibi... Ancak çok ses getiren projeler olacak ki yıllar sonra bile hatırlansın... Sinema öyle değil. Orada edindiğin deneyimler bile çok farklı oldu. Oyunculuğa çok artısı çok katkısı olduğunu düşünüyorum. En büyük hayalim de sayısız sinema filmine imza attıktan sonra yönetmen koltuğuna oturmak ):
KENDİNİ GELİŞTİRİYOR * Umarım bu hayalini gerçekleştirirsin Zilancığım... Peki ne tür senaryolar sana daha cazip geliyor...
- Sanatsal ya da sosyal içerikli filmler... Özellikle felsefi filmler ve dönem filmlerine çok meraklıyım. 68 döneminin anlatıldığı bir sinema filminde rol almak isterim mesela...
* Oyunculuğunu geliştirmek adına neler yapıyorsun? Eğitim aldın mı?
- Anadolu Üniversitesi Radyo ve Televizyon Bölümü öğrencisiyim. Ancak Sadri Alışık Kültür Merkezi'nde oyunculuk eğitimi almıştım.
Oyunculukta her iş her deneyim sana büyük artılar olarak geri dönüyor. Bu güne kadar birçok usta oyuncu ile aynı seti paylaştım. Hepsinden de ayrı ayrı şeyler öğrendim. Bu işte henüz çok yeniyim. Daha kat edecek çok yolum var, o bir gerçek. Sürekli gözlemliyorum. Etrafımdakiler oyunculuğumda gözle görülür değişiklikler olduğunu söylüyor. Bu da beni çok mutlu ediyor.
Bu iş yetenek kadar şans işi de aslında. Kimileri tek proje ile bir anda zirveye oturuyor, kimileri ise birkaç projeden sonra... Ama biliyorum ki benim de yıldızım çok yakında parlayacak.
İzmir'e özlem * İstanbul'da yaşıyorsun... Alışabildin mi peki?
- Alışmak zorundayım. Maalesef bu iş için İstanbul'da olmak bir zorunluluk. Oysa İzmir'i ve ailemi çok özlüyorum.
İstanbul ayrıca gerçekten de tam bir kurtlar sofrası... Tek başınıza tutunmanız çok zor. Ailemin desteğini her anlamda hissetmek bana büyük güven veriyor. Diyarbakır doğumluyum ama İzmir'de büyüdüm. O nedenle kendimi İzmirli sayıyorum ve öyle diyorum. (gülüyor)
* En çok nesini özlüyorsun buraların?
- Her şeyini... Ama en çok huzurunu ve sakinliğini. İstanbul'un koşuşturmacasına hala alışamadım. Herkes bir yerlere yetişmek için koşturuyor. Bunu görmek bile beni yoruyor.
İzmir bir adeta anne kucağı gibi geliyor bana. Her dönüşümde kollarını açmış bir anne gibi... Huzuru burada buluyorum. Zaten sık sık geliyorum o yüzden. Hiçbir yer İzmir gibi olamaz...
* Oyunculuk dışında neler yapıyorsun?
- Plates ve yoga ile ilgileniyorum. Hatta bu alanlarda eğitmenlik alıp İzmir'de yer açma düşüncem var. Oyunculuğun yanında bu işte de başarılı olmak istiyorum.
Alışveriş tutkusu her gün artıyor * Bir alışveriş tutkunu olduğunu biliyorum. İstanbul gibi bir şehirde bu daha da artmış olmalı...
- Hem de nasıl...(gülüyor) Bir sırt çantasıyla gidiyorum birkaç bavul dolduracak eşya ile dönüyorum o derece...(gülüyor)Kendimi kaybediyorum alışveriş yaparken.. İzmir'deyken de öyleydim ama İstanbul'da bu çılgınlığım ikiye hatta üçe katlanıyor diyebilirim.
* Kıyafet seçimlerin değişti mi peki?
- Pek değil.. Sadece biraz daha dikkat eder oldum o kadar... Sonuçta daha çok göz önündesiniz ve giydikleriniz herkesçe takip ediliyor.