ADIM ADIM AVUSTURYA / BÜLENT GÜRLÜK
Avusturya'da Traun gölü çevresinde bulunan küçük ama sevimli şehrimiz Gmunden'deki maceramıza bugün de devam edeceğiz. Altı üstü onbini aşkın insanın yaşadığı kentte, biz görmediysek de çetin geçen kış aylarında donan gölün üzerinde kayak sporu yapıldığını öğrendik. Ama asıl hareketlilik yaz döneminde yaşanıyor. Traun Nehri'yle buluştuğu için adı Traunsee olan gölün sakinleri kuğu ve ördekler, tıpkı evcil hayvanlar gibi kıyıya yanaştığınız anda soluğu yanınızda alıyorlar. Çünkü kendilerine ilgi gösteren insanlar tarafından beslenmeye alışkınlar...
Dün size sadece ahşap bir köprüyle kara bağlantısı olduğunu söylediğim Traunsee Gölü'nün biraz açığındaki tarihi Schloss Ort kalesinin mahzenleri, günümüzde müze kimliğiyle korunuyor. Eskiden mahkumların kapatıldığı hücreyi andıran odalarda, Ortaçağ'dan kalma işkence aletleri ve suçluların ayaklarına bağladıkları prangalar tüm ürperticiliğiyle ziyaretçilerini bekliyor. O odalara giden koridorların duvarlarını ise dönemin kraliyet ailelerine ait resimler süslüyor. Ayrıca şatonun iç avlusunda hediyelik eşya satan şirin bir dükkanı da var. Ama sıkı durun, bahsettiğim Schloss Ort şatosunun en önemli özelliği, burada evliliklerin de yapılıyor olması. Ve Avusturya çapında şöhretli bu kalede evlenmek için iki yıl kadar öncesinden tarihinizi alıp yerinizi ayırtmanız gerekiyor. Çünkü Avusturya'da dünya evine girecek genç çiftlerin en gözde evlilik mekanlarından biri olan bu küçük şatoya rağbet yağıyor.
***
Gmunden'ın yine göl kıyısındaki meydanında, yıl boyunca çeşitli festival ve şenlikler düzenleniyor. Zaten Avrupa'nın sosyal hayatında karnavalların, sokak gösterilerinin, festivallerin, panayırların büyük yer tuttuğunu önceki yazılarımda hep tekrarlamışımdır.
Meydanların canlılık merkezleri ve insanların keyif alabilecekleri mekanlara dönüştürülmesi konusunda bizim ülkemiz, özellikle de İzmirimiz çok yetersiz kalıyor. Orada alt tarafı onbin kusur kişinin yaşadığı bir göl kentinde bile sanat festivalleri, şenlikler, tarihi kostümlerle meydanı dolduranların kıyafet baloları kent yaşamına heyecan ve hareket katıyor.
Etrafı kafe ve restoranlarla kuşatılan meydanda düzenlenen balolardan birine tesadüf ettik. Oldukça eğlenceliydi. Gündüz günlük giysileriyle ortada dolaşan halkın, hava karardıktan sonra en şık kıyafetleriyle meydana akışı, pür makyajlı genç kızların kafeleri doldurması, orada bir zenginlik ve ihtişam göstergesi sayılan geleneksel Avusturya kıyafetleriyle her yaştan çiftin göl kıyısındaki eğlenceye katılması, Gmunden gecelerini etkileyici bir renk cümbüşüne dönüştürüyor. Bunun dışında Gmunden'da barlar sokağı tarzındaki aşırı müzikli, gürültülü ve kendinden geçmeli bir gece hayatı beklemeyin.
***
Gmunden'ın nüfusuna göre gösterişli sayılabilecek tiyatro binasına sırtınızı vererek tırmanacağınız çarşısı da kentin sevimliliğini aynen yansıtıyor. Eski çağlardan bu yana seramiğin anayurdu sayılan ve seramikten yaptığı ürünleriyle uluslararası çapta markalaşan Gmunden'da, değişik tarzda hediyelik eşyalar ve eserler sergileyen birçok dükkan bulabilirsiniz. Bunun yanında pasta ve ekmekleriyle ünlü fırınları, değişik tarzda giyim kuşam bulabileceğiniz butikleri de dikkat çekiyor.
Bu arada yolunuz düştüğünde ziyaret etmeyi atlamamanız gereken muhteşem bir seramik müzesi var. Öyle ki bu müzede, neredeyse dünya tarihini seramikle yeniden yazmışlar. İçinde seramikten yapılmış kral ve kraliçelerin kullandığı ilk tuvalet örneklerinden, tüm figürleri ve süslemeleri yine seramikten bir kilise bile yer alıyor. Bunun dışında turistlerin hediyelikte en çok ilgi gösterdikleri Gmunden'ın özgün renk ve stillerinden oluşan seramik ürünleri, vitrinlerin en önünde sıralanıyor. Böylece öğreniyoruz ki yaz turizminden sonra 'seramik', Gmunden'ın kendi sınırlarını kat be kat aşan bir üne kavuşmasındaki en önemli üretim kaynağı.
***
Yeme içme konusunda Avusturya'nın metropol kentlerindeki zenginliği göremiyorsunuz. Ülkenin her yerinde olduğu gibi, pastaları ve tatlıları iştahınızı kışkırtacak lezizlikte. Özellikle Gmunden sahilinde göl manzaralı bir pastaneleri var ki, kahve içmek ve aparatif atıştırmalar için kaldığımız yerden her gün oraya yürümeye üşenmedik diyebilirim.
Bunun yanı sıra Hacklwirt adında enteresan bir restoranı var ve burada Avrupa'nın iyi şarapları ile o bölgenin ev yapımı şaraplarını tatmanız mümkün. En zengin yemek mönülerini bulabileceğiniz tek restoran da burası zaten. Genelde Türkiye'deki damak zevkini ya da alışkın olduğunuz beslenme ihtiyacınızı karşılayacak bir yer değil Gmunden. Buradaki en büyük şikayetimiz de yemek konusunda fazla tercih yapma şansımızın olmayışıydı.
Karya'nın performansı Avrupa'yı şaşırttı
Avusturya Barok Akademi'nin sponsorluğunda Gmunden'daki müzik festivaline giden Karya Barok Topluluğu üyeleri, dün anlatığım şatoda katıldıkları master class çalışmalarının yanında orada bir de konser verdiler. Festival kapsamında sanatseverlerden ilgi gören konserde, opera sanatçıları Gülderen Erdoğmuş (mezzosoprano), Derya Kırcalı Gürlük (soprano), Evrim Kesken (mezzosoprano) ve kontrtenorlar Kaan Buldular ile Nuri Harun Ateş, Barok dönemi bestecilerinin eserlerini büyük bir başarıyla seslendirdiler. Opera sanatının çok daha ileri noktalarda olduğu, Barok müziğin doğduğu topraklarda Türk sanatçıların gösterdiği üstün performans, akademiye gelen tüm yabancı sanatçılar tarafından büyük hayranlık uyandırdı. Türk ekibinin oraya gidişinde, Avusturya Barok Akademi'ye sponsor olan Avusturya Türk Kültür Cemiyeti Başkanı Birol Kılıç ve yönetim kurulu üyeleri de topluluğun parmak ısırtan yeteneği karşısında büyük memnuniyet duydular. Viyana'da Türk Kültür Cemiyeti Başkanı olan ve Yeni Vatan gazetesini çıkaran işadamı Birol Kılıç, bu etkinlikten sonra Karya Barok Topluluğu'na, Viyana'da bir konser teklifinde bulundu.
YARIN: SALZBURG VE VİYANA YOLLARINDA