Son yıllarda futbolda "oyundan" çok "paranın" ön plana çıkmasını değerlendiren Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burak Çelik, Türkiye'nin futbolda ABD'nin 5 katı daha fazla bütçeye sahip olduğunu ancak başarı sıralamasında bunun tam aksine çok geride yer aldığını söyledi. Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burak Çelik, "Futbolda kazanmak için para şart mı? sorusunun yanıtının istatistiklerde olduğuna dikkat çekti. Türkiye birinci liginin 1959 yılında, ABD birinci ligi Major League Soccer'ın (MLS) ise 1996 yılında kurulduğunu hatırlatan Çelik, "Türkiye süper lig takımlarının geçtiğimiz yıl değeri 955 milyon euro iken MLS takımlarının değerinin ise 188 milyon euro'ya ulaştı" dedi. Çelik MLS'nin 5 katı fazla değeri olan Türkiye Süper Ligi'nin ise başarıyı aynı oranda yakalayamadığını belirterek "Geçtiğimiz yıl Galatasaray'ın 157 milyon euro, Fenerbahçe'nin ise 126 milyon euro bütçeleri varken MLS'nin en yüksek bütçeli takımlarından Seattle Sounders'ın 38.3 milyon euro, LA Galaxy'nin ise 35.1 milyon euro bütçesi vardı. ABD Milli Takımı Teknik Direktörü Jurgen Klismann yıllık 2.5 milyon euro alırken, Fatih Terim ise yıllık 4 milyon 350 bin euro alıyor. Bu rakamlar ise başarıyla doğru orantılı değil ne yazık ki. ABD, dünya sıralamasında 28'nci Türkiye 46'ncı" dedi.
14 YABANCI KURALI
Artık kulüplerin 28 kişilik kadrolarında 14 yabancı oyuncu ile sözleşme imza attığını, bu uygulama ile yüksek yerli oyuncu maliyetlerinin düşeceğini savunan Çelik, "Birincisi, yeni kural ile birlikte bir iki yıl içerisinde Türk futbolcuların aşırı değerlenmesi engellenmiş olacak, zamanla Türk futbolcularının bonservis ve ücretlerinde düşüşler gözlemlenecek. Böylece kısıtlamanın kalkmasıyla artan rekabet sayesinde Türk futbolcular da üretkenlikleri doğrultusunda ücret alacaklar. İkinci olarak kulüpler yabancı bir oyuncu transfer etmek istediklerinde sınırlama nedeniyle dolu olan yabancı kadrolarını boşaltmak uğruna Beşiktaş'ın geçmiş yıllarda örneğini yaşadığı Matteo Ferrari gibi gönderdikleri oyunculara milyonlar ödemek zorunda kalmayacak ya da Fenerbahçe'nin Cristian Baroni ve Joseph Yobo için yaptığı gibi oyuncularını alelacele ücretsiz serbest bırakarak olası bir bonservis gelirinden feragat etmeyecekler. Ancak bunun yerine kulüpler kadrolarında düşünmediği yabancı oyuncuları sözleşmeleri bitene yada kendilerine kulüp bulana kadar kadrolarında tutacak, futbolcuların garanti ücretlerini ödemeye devam edecekler" dedi.
ÜÇ AYRI MODEL VAR
Çelik, Türk kulüplerinin kurtuluşu için değişik modellerin olabileceğine dikkat çekerken öncelikle tüm kulüplerin AŞ statüsünde şirketleşmeye gitmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Almanya'daki sistemden de örnek veren Çelik "Burada kulüplerin yöneticileri harcamalardan sorumlu oluyorlar. Bu sayede şerket yönetimi profesyonelce oluyor ve gereksiz harcamaların önüne geçiliyor. Bir diğer örnek ise İspanya. Burada ise federasyon kulüplerin bütçesini onaylarsa transfer gerçekleşiyor. Son örneğimiz ise ABD'den. Burada ise yıldız futbolcu kuralı var. İki yıldız harici diğer futbolculara yüksek transfer harcaması yapılmıyor. Modeller örnek alınabilip ülkemize entegre edilebilir ancak burada sıkı denetim ve kuralların uygulanması esasını da unutmamak lazım" diye konuştu.
Türkiye ve ABD
Mateo Ferrari- Beşiktaş: Yılık 3 milyon 130 bin euro-Montreal İmpact 185 bin dolar
Faryd Mondragon- Galatasaray: Yılık 2.5 milyon euro- Philadelphia Union 400 bin dolar
Didier Drogba- Galatasaray: 4 Milyon euro imza parası, yıllık 4 milyon euro ve maç başına 15 bin euro-
Montreal İmpact Yıllık 1 milyon 666 bin dolar
ABD Milli Futbol Takımı ilk kez 1990 yılında Dünya Kupası'na katılıyor 1990 grup aşaması, 1994 son 16, 1998 grup aşaması, 2002 çeyrek final, 2006 grup aşaması, 2010 son 16, 2014 son 16. Türk Milli Takımı 1954 yılında ilk kez Dünya Kupası'na katılırken tam 48 yıl sonra ikinci kez kupadaki yerini alırken Dünya Üçüncüsü oluyor.