21'inci yüzyılda da Amerika'nın ÇİN'i düşman seçerek dünya liderliğine soyunduğu bir süreçte Türkıye'nin içinde olduğu Afrika, Asya ve Latin Amerika'daki öncü birçok ülke giderek etkisini arttırıyor.
'Küresel Güney', 1961'de Yugoslavya'nın liderlik etmesi ile, 100'ün üzerinde ülkenin bir araya gelerek oluşturdukları 'Bağlantısızlar Hareketi' adeta 21. Yüzyıl'da yeni versiyonu olarak (BAĞLANTISIZLIK ANLAYIŞI) gelişiyor.
'Küresel Güney", günümüz dünyasında kendisinden söz ettiren etkili bir güç kaynağı haline geldi. Bağımsız davranmayı tercih eden KÜRESEL GÜNEY ülkeleri, dünya sahnesinde varlığını pekiştirirken herhangi bir büyük gücün tarafını tutmamayı tercih ediyor.
CİDDİ ÜLKELER
EVET. Yeni dünya düzeni bir tarafta ABD-AVRUPA diğer tarafta Çin olarak inşa edilirken Türkiye'nin de içinde olduğu 'Küresel Güney, yeni dünya için beklentileri, umut ve hedefleri olan ciddi bir ülkeler grubunu oluşturuyor.
'Küresel Güney'in gelişmekte olan ekonomileri, dünyanın kendi önceliklerine değer vermesini ve küresel ekonomi-politik sistemin ajandasında kendi gündemlerinin daha fazla dillendirilmesini talep etmekteler.
BAĞIMSIZ TÜRKİYE
Başkan Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye, 360 derecelik dış politika hamleleriyle Avrasya'nın oyun kurucu ülkesi.
Türkiye'nin Afrika ve Somali arasında imzalanan "Savunma ve Ekonomik İşbirliği Çerçeve Anlaşması" dünyanın GÜNEYDOĞU kanadında da gündeme oturmuştu.
TÜRKİYE'NİN yakın coğrafyası - Küresel Güney'deki etkin rolünü Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü (ASPİ) analiz etti.
ASPİ, Türkiye'nin Orta Doğu, Akdeniz, Afrika Boynuzu'nun ötesine geçtiğini ve kuzeybatı Hint Okyanusu ile sınırlı kalmayacağını vurguladı.
"Türkiye, sınırları aşıp Hint Okyanusu'na uzandı' başlığını taşıyan ASPİ analizinde önemli noktalara parmak basılıyor:
"Türkiye'nin etkisi GÜNEY VE DOĞU'YA artıyor. Ankara'nın, Hint Okyanusu meselelerine daha fazla dahil olma ihtimali yükseldi. Türkiye Hint Okyanusu'nun kuzeybatısında iyice yerleşiyor. Türkiye Somali - Babülmendep - Kızıldeniz'de gerçekleştirdiği hamlelerle, Afrika Boynuzu'nun ötesine geçti." ASPİ, analizini şöyle sürdürdü:
"Gelişmeler kapsamında Türkiye kuzeybatı Hint Okyanusu ile sınırlı olmayacak. Son anlaşma Türk dış politikasındaki daha büyük değişimin bir parçası. Eskiden yakın yerlere (Orta Doğu, Güney Kafkasya ve Akdeniz) odaklanıyordu.
Ancak günümüzde çok daha iddialı bir şekilde Afrika Boynuzu ve ötesine uzanıyor."
2019'DAN BUGÜNE KADAR...
Türkiye'nin Japonya, Güney Kore, Güneydoğu Asya ülkeleri, Orta Asya'daki Türk devletleri ve Afrika Boynuzu'ndaki ülkelerle bağlarını güçlendirmeye çalıştığına vurgu yapılan STRATEJİK ANALİZDE, dikkati çeken bir bölüm de şöyle:
"Türkiye, Doğu Asya'daki Müslüman ülkeler ve gelişmiş ekonomilerle daha yakın ilişkiler kurmak amacıyla Yeniden Asya Girişimi'ni açıklamıştı. Malezya, Bangladeş, Güney Kore ve Filipinler ile güvenlik ve savunma iş birliğini güçlendirdi.
Zaten Afrika Boynuzu'nda bulunan Türkiye, Somali, Sudan ve Etiyopya ile askeri işbirliği yoluyla nüfuzunu önemli ölçüde artırdı. Somali'deki ekonomik varlığı çok genişledi." Başkan Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye analizinin son bölümünde TÜRKİYE- ÇİN değerlendirmesi var.
"Türkiye Afrika'da genel olarak Çin'le rekabet ediyor. Artık Türkiye ile Somali arasındaki anlaşma, Cibuti'nin ötesinde Afrika Boynuzu'nda nüfuz arayışında olan ancak bölgeye coğrafi ve kültürel uzaklığı nedeniyle engellenen Çin'i düşündürüyor olmalı.
Ankara'nın Pekin'in bu bölgelerde sahip olmadığı avantajları bulunuyor. Müslüman kimliği, Japonya ve Güney Kore ile daha sağlam ilişkiler, oradaki ülkelerle toprak anlaşmazlıklarının olmaması, Malezya ve diğerleriyle savunma bağları.
Körfez, Afrika Boynuzu ve Orta Asya'yı da ekleyince Ankara'nın daha fazla manevra alanı ve oynayabileceği daha büyük bir rol var."
SONUÇ
Başkan Recep Tayyip Erdoğan -Türkiye Batı ile Doğu arasında BAĞIMSIZ TÜRKİYE paradigmalarıyla 'KÜRESEL GÜNEY'DE etkisini giderek arttırıyor.
Batı ile Asya arasında Başkan Erdoğan, en etkin köprü vazifesi gören ülkemizin tecrübeli lideri.
İlmek ilmek ördüğü TÜRK DEVLETLER BİRLİĞİ güçlü bir paradigmadır.
Bu bağlamda, ASPİ'nin de stratejik analizinde ifade ettiği gibi, Başkan Erdoğan 'Küresel Güney'in beklentilerini de dünya gündemine taşıyabilecek güçlü bir aktördür.