Geçen hafta Tuyap Kitap Fuarı'nda ikimizin de imza günü vardı. Aynı gün, aynı saatte. Baktım kızı Selen, elinde annesinin imzalı kitabı benim standıma uğradı, kitabı bana armağan etti. Sonra da benim iki kitabımı annesine ve kendisine imzalatıp aldı. O gün kalabalıktan birbirimizi göremedik. Akşam telefonlaştık. Ve ben Neşe'nin kitabını hemen okudum...
***
Neşe (Bilginer) benim 44 yıllık arkadaşım. Rahmetli babası Şekür Ertüzün'ü ondan üç yıl önce tanımıştım. Şekür Bey İzmir Radyosu'nun müzik yayınları müdürüydü.Riyaseti Cumhur Filarmoni Orkestrası'nın (şimdiki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası) solist kemancısıyken 1964'te Ankara'dan İzmir'e gelmiş, radyonun müzik yayınlarının başına geçmişti. Ben Atatürk Lisesi öğrencisiydim ve Yeni Asır'da müzik sayfası hazırlıyordum. Bir gün beni arayıp radyoya davet etti, yazılarımı takip ettiğini söyleyip radyoda program yapmamı teklif etti. Kabul ettim. Hiç bir eğitim almadan, yayında nasıl konuşmam gerektiğini bilmeden haftada bir "Plaklar Arasında" programını yapmaya başladım. Yepyeni plaklar çaldığım için program çok beğenildi. İlk programın kaydını saklamıştım. Yıllar sonra dinlediğimde kendimdeki cesarete şaştım kaldım. Bu kadar kötü bir program sunucusu olabilirdim.
***
Üç yıl sonra TRT'nin açtığı prodüktörlük sınavına girdiğimde tanıdım Neşe'yi. Şekür Bey'in kızıydı. Sınavları kazandık. O klasik, ben hafif batı müziği prodüktörü olduk. Neşe, söz yayınlarında prodüktör olan Mete Bilginer'e aşık oldu ve 1968'de evlendiler. Yaklaşık bir yıl sonra Ankara Radyosu'na tayin olup İzmir'den ayrıldılar.
***
Uzun yıllar sonra Neşe'yle yollarımız İstanbul Radyosu'nda kesişti. Neşe ve Mete Ankara'dan İstanbul'a Radyosu'na tayin olmuşlardı. Neşe yapımcı olarak çok önemli programlara imza attı, TRT Çocuk Korosu'nun kurulmasında çok emeği geçti ve sonrasında da televizyona transfer oldu.
***
1993'te Aysun'la birlikte "Zamane Çocukları" adında bir grup kurup albümlerini yaptığımızda çocuklardan biri Neşe'yle Mete'nin kızları Selen'di. O yıllarda Neşe'yle tekrar görüşmeye başladık. Mete 2000 yılında aramızdan çok erken ayrıldı. Oğulları Mert dedesi gibi usta bir müzisyen oldu. Viyola çalıyor. Selen babasının ölümünden iki ay sonra Boğaziçi Üniversitesi'nden mezun oldu. Geçen yaz evlendirdik onu. Ve Neşe bir kaç yıl önce kendini emekliye ayırdı...
***
Neşe boş oturamazdı. "Dikkat Yayındayız" adını taşıyan bir kitap yazdı ve rastlantıya bakın ikimizin kitabı da aynı tarihte yayınlandı. Neşe, Adnan Öztrak'tan Musa Öğün'e, İsmail Cem'den Nevzat Yalçıntaş'a, Şaban Karataş'tan Tunca Toskay'a Cem Duna'dan Yücel Yener'e TRT'nin tüm genel müdürleriyle çalışmış; dik duruşuyla her zaman saygı görmüş çok verimli ve yaratıcı bir yapımcıydı. TRT onun gibi onurlu çalışanlarıyla geçmişte harika işler yaptı. Neşe'nin kitabını okurken o dönemler film şeridi gibi gözümün önünden geçti.
Sevgili arkadaşım kitabında Üzeyir Garih'ten İshak Alaton'a, Gürer Aykal'dan Haldun Dormen'e, Betül Mardin'den Meriç Sümen'e, Rıza Çalımbay'dan Selda Alkor'a, Suna Pekuysal'dan Zülfü Livaneli'ye, Hülya Koçyiğit'ten Türkan Saylan'a yakından tanıma fırsatı bulduğu kişileri de anlatıyor...
Teşekkürler Neşe Bilginer. Yaptıkların için ve o dönemleri kendi pencerenden tüm açıklığıyla bizlerle paylaştığın için.
(Dikkat Yayındayız/Neşe Bilginer/Sokak yayınları/12 TL.)