Yazarımız Besim Kazado yurtdışı haber ve izlenimlerini bu hafta da Yeni Asır okurlarıyla paylaşmaya devam ediyor
Sükseli restoranda hep birlikte
Geçen akşam buranın sükseli restoranlarından 'Milos'ta yemek yiyorduk ki Ekmel Anda, Fatih Ürek ve arkadaşlarla, karşı masada sade, şık ve de epey boylu poslu (2 metre 3 cm) bir bey oturuyordu. Bu bey yılların en başarılı basketbol koçu Phil Jackson.... 69'da şampiyon oyuncu seçilmiş tüm Amerika'nın. Chicago Bulls'u yıllarca yönetmiş ve onlarca ödül almış, bir ara Michael Jordan'ın da koçluğunu yapmış. LA Lakers'ın koçluğuyla devam ediyor ve de 6 şampiyonluk kazanıyor. Bu arada Magic Johnson, Cobby Bright ve de Karim Abdulcebbar'ların koçluğunu da geçmemek lazım. Oynadığı takımın, yani Laker'sın sahibinin kızı ile evlenip ondan olan oğluna gelin almak için geçenlerde İstanbul'a gittiğini söyledi. Şu anda Knicks'in müdürlüğünü yapan Phil Jackson'ın tesadüfen tanıştığım gece yaşgünü imiş. Türkiye'ye ve de İzmir'e ve de ve de Yeni Asır'a selamlar söyledi...
Işığı söndürdü
Amerikanın gelmiş geçmiş en büyük moda kritikçilerinden biri ışığını söndürdü. Joan Rivers 82 yaşında hayata veda etti. Oscar törenlerinde tüm sanatçıların kıyafetlerine yapacağı kritiklerden çekindiği Rivers, Brooklyn doğumlu idi. Hayattaki en büyük emeli ne şekilde olursa olsun sahne tozu yutmaktı. Tiyatro eğitimi alırken tiyatroda rol aldı bir iki oyunda. Ardından Burt Lancaster dahil çok ünlü isimlerle filmlerde rol aldı. Büyük tv programlarında sunuculuktan, kendi özel programlarına kadar yükseldi. O kadar çok estetik ameliyat geçirdi ki 'öldüğümde yukarıda beni tanımayacaklar', 'benim yüzümdeki plastiklerden plastik tabak kapları fabrikasının kapakları çıkar' diye espriler bile yaparak milyonları kahkahaya boğdu. Geçen hafta çok büyük bir ünlü konvoyu ile toprağa verildi 'moda polisi'...
Ceyla'nın en mutlu günü
Buralarda isem, oralarda olanları kaçırıyorum demek yanlış olur. Geçenlerde burada olan ve de sizin için söyleşi yaptığım canım dostum Ahu (Aysal Kerimoğlu) yani Ahum'un bir yeğenden fazla sevdiğim kızı Ceyla evlendi. Burada aramdan su sızmayan kardeşim kadar yakın dostum Şule (Haskell) düğün için 3 günlüğüne İstanbul'a gitti. Dakika dakika düğündeymişim gibi anlattı tabii ki muhteşem geceyi. Can dostu Heves (Ekinci) ve de güzeller güzeli kızı canım Yasom (Yasemin) ile gecede çektirdiği fotoğrafı kaptım size de yolluyorum. Allah'tan da şu anda Singapur'da balayı tatilinde olan Ceyla ve Mehmet'e mutluluklar diliyorum.
Charles Aznavour'u dinledim
Ve NY... Geçtiğimiz Cumartesi akşamı hayatımın konserlerinden birine gittim. Çocukluğumdan beri her şarkısını, benim gibi tüm yaşıtlarımın ve de daha küçüklerimin ezbere bildiği ünlü ve de çok ünlü Fransız şarkıcı Charles Aznavour'un konserinde idim. 'Farewell tour' yani 'elveda turu'... Annesi Adapazarlı olan 'şarkının delikanlısı' olarak anılan Aznavour, 5 bin kişinin tıkabasa doldurduğu 'Madison Square Gardens'da, gençlik hatıralarımızı canlandırdırdı. 90 yaşına basan sanatçı yaşına rağmen 2 saatin üzerinde 4 lisanda (Fransızca, İngilizce, İtalyanca, İspanyolca) canlı performans yaptı. Bir ara 'iyi ki gençken, yaşlanınca okuyabileceğim şarkılar yazmışım' dedi ve şarkıya girdi. "Yesterday when l was young'... 'Dün ben genç iken'...
Meyveli yoğurdun ustası
Beni tanıyanlar pek iyi bilirler, küçüklüğümde ve gençliğimde her akşam çok sevdiğim yoğurda (ki evlere gelen yoğurtçuların sattığı o kaymaklı yoğurtlar vardı o zaman...) mutlak küçük küçük parçaladığım meyveleri karıştırıp bir de soğutup yerdim. Herkes dehşetle bakar tadınca da 'pek lezzetli oluyormuş' derlerdi. Ta ki İsviçre'de yaşayan kuzenime gidip, orada meyveli yoğurtlar keşfedip çantama doldurup arkadaşlarıma tanıtana kadar. Her zaman da her gittiğim ülkede meyveli yoğurdun en iyisini seçerim. Amerika'da belli benim markam...'Chobani'... FB balosunda sahibi Hamdi Bey'i tanıyınca bu lezzet yumağının sahibinin Türk olduğunu öğrendim ve de iftihar ettim.