Türkiye'nin karanlık gündeminden soluk aldığım her fırsatta, pencerelerimi sanata açarak içimi rahatlatıyorum. Şu dönemde bizi kavgadan, gürültüden, çatışmadan alarak kendi içimizdeki çocuğa, insana götüren müziğin, oyunların, renklerin dünyasına her zamankinden fazla ihtiyacımız var. Çünkü geleceğimizle ilgili körü körüne kararlar vermek yerine insanca bir akıl yürütmenin, vicdanın ve sorgulamanın eşiğinden geçmenin 'sanat'tan başka bir adresi yok!
***
Ve ne yazık ki, İzmir'de neredeyse tüm etkinlikleri izleyerek sizlerle paylaşma sorumluluğunu zaman zaman sekteye uğrattığımın siz de farkındasınız, ben de... Çünkü seçim öncesindeki 'sayfa' yoğunluğu ve bir gün içinde bile haberlere defalarca takla attırma zorunluluğu yüzünden birçok yere yetişemiyorum. Görevim gereği 'editörlük' öncelikli gelmek durumunda, bu nedenle karşılaştığımız sanatçı ve sanatsever dostların yakama yapışarak sitem etmesini anlamakla birlikte, anlaşılmayı da bekliyorum. Seçime kadar...
***
İşte dün geç de olsa kendimi atabildiğim Elhamra'da, müzikle dolu bir gece yaşadık. Genç solistlerin opera şarkılarıyla zamanda yolculuğa çıktık. Tınıların peşi sıra savruldu yüreğimiz... Kimi zaman aşkından eridik, kimi zaman acıdık, bir duygulandık bir neşelendik, o güzelim melodiler ruhumuza dokundukça...
7'nci Ulusal Genç Solist Yarışması final gecesinde, Umut Kosman (bariton), Şen Sılay Erman (soprano), Engin suna (bas), Murat Duyan (bariton) ve Doğukan Kuran (bariton) sesleriyle adeta içimizi titrettiler.
***
İzmir Devlet Opera ve Balesi, Alsancak Rotary Kulübü ile Dokuz Eylül Üniversitesi işbirliğindeki Ulusal Genç Solist Yarışması, yetenekli gençleri teşvik etmek, kendilerini kanıtlamalarına imkan vermek, eğitim ya da kariyerlerini daha iyi olanaklarla sürdürecek fırsatlar sunmak amacıyla düzenleniyor.
DOB Genel Müdürü Prof. Rengim Gökmen'in onursal başkanlığında, dünyanın değişik yerlerinden sanatçı ve akademisyenlerin de yer aldığı bir seçici kurul, 21 Şubat'tan bu yana onlarca yarışmacı genci dinledi.
***
Bizim önceki gece Elhamra'da tanıştığımız sesler, her hangi bir sanat kurumunda solist olarak çalışsınlar ya da çalışmasınlar, konservatuvar eğitimini tamamlamış 'profesyonel' kategorisindeki sanatçılardı.
Final gecesinin birinci bölümünde, gençlerden dördü piyanist Özlem Ebesek, biri de Cyril Kubler eşliğinde ikişer arya söylediler.
İkinci yarıda ise gençler, şef Tulio Galliardo Varas'ın yönettiği İzmir Opera Orkestrası eşliğinde birer parça seslendirdi. Ve ardından oylamaya geçildi.
***
Bu arada ikinci yarının başında, yarışmacılar sahneye çıkmadan önce Tulio Varas'ın şefliğindeki orkestranın çaldığı Rossini'nin 'William Tell' uvertürü nefisti.
Ayrıca gecenin sonunda, seçici kurul sonuçları belirlemek üzere toplandığında sahneye davet edilen geçen yılki yarışmanın birincisi Ayşe Şenoğul da iki aryasıyla bizleri mest etti. Gounod'un Romeo ve Juliette'inden Juliet'in çok sevdiğim şarkısı ve Donizetti'nin Lucia Di Lammiermoor'undan güç bir bölümü başarıyla seslendiren sevgili Ayşe'yi, ileride çok daha güzel yerlerde göreceğimizden kuşkum yok.
***
Çeşitli para ve yurtdışı bursu ödüllerinin dağıtıldığı derecelendirmede, bas Engin Suna ile bariton Doğukan Kuran birinciliği paylaştı. İkinciliğin es geçildiği sıralamada Murat Duyan üçüncü oldu, soprano Şen Sılay Erman ise Almanya bursu kazandı. Hepsini kutluyorum...
Ama gençlerin teşvik edilmesini amaçlayan bir yarışmada ikinciliği atlamaya 'pek iyi niyetli'ce bakmadığımı da dile getirmek istiyorum. Birbirine yakın düzeydeki 5 sesi finale taşıyıp, sanki aralarında uçurum varmış algısı yaratmak inandırıcılığı sarsmıyor mu?