Her ne kadar ideal yaş aralığı 9-14 olsa da, uzmanlar çapraşık veya seyrek diş problemi olanlar için her zaman çözüm bulunabileceğini söylüyor
Eskiden sadece çocuklarda gördüğümüz diş tellerine, son yıllarda yetişkinlerde de rastlar olduk. Hele ki bir süre sonra önceki üst üste binmiş halini çok iyi bildiğimiz dişlerin inci gibi yanyana, bembeyaz
sıralandığını görmek ortodontiye olan ilgimizi de, talebimizi de artırdı. Konu hakkında merak edilenleri, Özel CTG Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi'nden Doç. Dr. Gülay Vural'a sorduk.
-Son yıllarda çocuk hastalar kadar erişkinlerin de ortodontik tedavilerden yararlandığını görüyoruz. Erişkinler ortodonti birimlerine ne gibi sorunlarla geliyorlar?
Erişkinler daha çok estetik taleplerle geliyorlar. Bazen erken kayıplar veya dişeti hastalıkları nedeniyle dişlerde kayma olabiliyor. Bu gibi durumlarda da protez yapan hekimler ya da dişeti hastalıklarının tedavisini yapan periondotoloji uzmanları bu dişleri düzeltmemizi talep ediyor. Dolayısıyla multidisipliner çalışma dediğimiz, branşların birbirini desteklediği konularda, ileri yaşta ortodontik tedaviyi çok görüyoruz.
-Ortodontik tedavi için bir üst yaş sınırı var mı?
Üst yaş sınırımız yok. Yeter ki dokular sağlıklı olsun. Ancak ileri derecede diş eti hastalığı olan hastalarda erişkin ya da genç, hiç fark etmez, ortodontik tedavi yapamıyoruz. Ortodontide prensip; kemik içindeki dişe yer değiştirtmektir. Dişlerle kemik arasında bir yumuşak doku vardır ve bu yumuşak dokuda gözle görülmeyen milyonlarca lif yer alır. Biz bu liflere basınç uygulayarak dişlere yer değiştirtiyoruz. Gençlerde bu işlemi yapmak tabii ki daha kolay. Çünkü hem dokuların cevabı daha hızlı, hem de dokunun verdiğimiz kuvvetleri tolore etmesi daha iyi oluyor.
-Ortodontik tedavi için ideal bir yaş aralığı var mı?
En uygun yaş; 9-14 arası "puberte" dediğimiz ergenlik dönemidir.
Çok hızlı bir büyüme dönemi olan bu süreçte çocuğun pantolon boyu üç ayda bir uzar, üç ayda bir ayakkabı numarası değişir... Çocukta ortodontik bir bozukluk varsa, bu bozukluk da aynı hızla şekil değiştirir. İşte bu nedenle başlamak için 9-9,5 yaş idealdir diyoruz. Bu yaşta başlarsak bu kötü değişimi de engelleyebiliriz.
Tabii ideal yaşta başlamak çok olumludur ama tedavi daha uzun sürer.
9 yaşında tedaviye aldığımız bir hastayı, gelişim döneminde olduğu için 13-14 yaşına kadar takip etmemiz gerekir. Yine de bu durum çok daha hafif, kalıcı ve iyi bir tedavi yapma şansı sağlar.
-Sık karşılaşılan ortodontik bozukluklar nelerdir?
En başta çapraşıklık tabii ki. Dişlerle çene kemiği arasındaki bu uyum bozukluğunda dişler üst üste binmiş vaziyettedir ya da köpekdişleri
dudakların köşesinden görünür. Çoğu kez okulda bu çocuklara isim de takılır biliyorsunuz: Vampir, vampirella gibi. Ya da çok dişlektir, "tavşan kız", "tavşan çocuk" diye çağırılır. Bir süre bu isimler hoş gelebilir. Hatta aile içinde bile kullanılır. Ama 12-13 yaşındaki bir genç kız adayı veya delikanlı için bu durum sıkıntı yaratmaya başlar. Çocuk da aile de rahatsız olmaya başlar. Seyreklik de bir ortodontik bozukluktur ve tedavi edilmelidir.
-Ontodontik bozuklukların sebebi nedir?
Çapraşıklığın da, seyrek dişlerin de kökeninde birinci sırada anne ve babadan alınan genetik özellikler rol oynuyor. Biz buna "çapraz intikal" diyoruz. Örneğin çocuk anneden küçük diş, babadan büyük çene almışsa dişlerde aralıklar oluşuyor. Tam tersine; babadan iri diş, anneden küçük çene almıştır o zaman da dişler sığışamadığı için çapraşıklık olur.
İkinci neden; süt dişlerindeki ara yüz çürüklerinin zamanında tedavi edilmemesidir. Bu durum çene boyutunda küçülmelere ve dişlerin mevcut çeneye sığmamasına neden olur.
Üçüncü neden de çürüyen süt dişlerinin erken kaybedilmesidir. Bu durum da ara yüz gürüklerinin yarattığı boşluk gibi çene kemiğinin küçük kalmasına ve çapraşıklığa neden olur.
-Ortodonti dendiğinde akla ilk gelen, dişlere takılan teller oluyor. Bunlar hakkında da bilgi verir misiniz?
Erken yaşlarda kullandığımız apareyler takılıp çıkartılabilen tipte, çocukların ağız yapısına uygun, dişlere ve çeneye değişik değişim yönleri uygulayan tellerdir.
Belli bir yaştan sonra, genellikle 9,5-10 yaşından sonra da yapışık tellerle tedavi yapıyoruz. Bu teller daha çok dişlerin düzeltilmesini hedefliyor.
Çene ile ilgili bir şey yapacaksak yapışık tellere ek olarak lastik kullanılıyor. Örneğin alt ve üst dişleri birbirine yaklaştırmak için karşılıklı lastikler kullanıyoruz. Bazen üst veya alt çene arasındaki düzensizliği dengelemek için ağız dışından geçen sistemler kullanıyoruz. Örneğin alt çenesi çok önde, üstü geride kalmış bir hastada, alın ve çeneden destek alarak üst çeneyi lastiklerle öne doğru çekiyoruz. Bunlar daha çok ortopedik, yani çene kemiğine bütünüyle yer değiştirmeye yönelik etkiler. Bu aygıtları uykuda ve akşam, aşağı yukarı 12-14 saat kullanıyor hastalarımız. Dolayısıyla dışarıdaki karşılaştığınız birçok ortodonti hastasında bu tarz şeyleri görmüyorsunuz.
Daha ileri bozukluklarda sadece ortodontik tedavi, diş eti tedavisi ve protezin yeterli olmadığı durumlarda da plastik cerrahlar ile birlikte hareket ediyoruz ve çenelerin cerrahi olarak düzeltilmesi yine ortdodonti ile birlikte yapılıyor. Tabii bunlar tamamen ileri yaşta, 18 yaşından sonra yapılan tedaviler.
Yeni doğan bebeğe beslenme plağı
Ortodontide alt yaş sınırı da olmadığını dile getiren Doç. Dr. Gülay Vural, "Yeni doğmuş bebeklere beslenme plağı da takıyoruz. Yutamayan, ağız ve burun boşluğu açık olan 0 yaş çocuklara da beslenebilmesi, anne sütünü emebilmesi için beslenme plağı yapıyoruz. Bu çocukları 9 yaşına kadar takip ediyoruz. Sonra ortodontik tedavileri yapılıyor. 18 yaşında da gerekirse protezleri yapılıyor. Bunun dışında parmak emen, dilini iten ve bu nedenle dişleri birbiriyle birleşmeyen, çene kemiğinin birleşmesi bozulan çocuklarda yine 4 buçuk 5 yaşlarında çeşitli tedaviler uyguluyoruz. Bunlar da erken dönem hastalarımız. Bu yaşlarda daha çok önleyici tedaviler uygulanıyor. Yani aktif olarak dişe bir hareket vermektense çenenin gelişmesini bozmayacak şekilde çocuğun alışkanlıklarını kontrol altına alıyoruz" diyor.
YARIN: GÜLÜŞ TASARIMI VE ESTETİK UYGULAMALAR