Günümüzde 'sağır ve dilsiz' kavramının ortadan kalktığına dikkat çeken Duymer İşitme Cihazları Merkezi Genel Müdürü Figen Baz, "Artık sadece sağırlık kavramı var. Dilsizlik ortadan kalktı, çünkü dilsizliğin sebebi insanların işitme kaybı ile doğması ve konuşmayı öğrenememesiydi" diyor
Günümüzde doğar doğmaz işitme kaybı anlaşılabilen çocuk, işitme cihazları sayesinde duyabildiği için konuşmayı da öğreniyor. Böylece her yönden yaşıtlarıyla eşit şartlarda hayatına devam edebiliyor
İşitme cihazı teknolojisinde dijitali, analoğu, çok kanallısı, kulak arkasına takılanı, içinde gizli kalanı derken iş nanoteknoloji ile üretilenlerine kadar geldi dayandı. Kafamızda işitme cihazları ile ilgili birçoksoru ile röportaja başlamayı düşünürken, Duymer İşitme Cihazları Merkezi Genel Müdürü Figen Baz'la sohbetimiz, Baz'ın işitme kaybının insani yönüne dokunan şu cümleleriyle başlıyor: "Ne yazık ki sağlığımız, kaybedinceye kadar kıymetini bilmediğimiz en değerli zenginliğimiz. Özellikle işitme kayıpları çok uzun süre ihmal edilebiliyor. Birçok insan işitme kaybı olduğu halde bunun farkına zamanında varamıyor veya farkına varsa da bir müddet idare etmeye çalışıyor. Ta ki işitme kaybı çok ileri düzeylere gelene kadar..."
MERAK EDENLERE MİNİ TEST
İşitme kaybının çoğu zaman kişinin yakınları tarafından fark edildiğini, oysa bunu birkaç basit ipucunu değerlendirerek kişinin kendisinin de yapabileceğini söyleyen Figen Baz, bu ipuçlarını şöyle sıralıyor:
* Etrafınızdaki insanlar mırıldanıyormuş gibi geliyor mu?
* Duyuyor, fakat konuşma içindeki bütün kelimeleri anlamakta güçlük çekiyor musunuz?
* Konuşmaları sık sık tekrar ettiriyor musunuz?
* Telefonda konuşulanları duymakta zorluk çekiyor musunuz veya telefonu diğer kulağınıza alıyor musunuz?
* Radyo ve televizyonun sesini yükselttiğiniz için aileniz şikayetçi oluyor mu?
* Kapı zili, telefon zili gibi sesleri duymakta güçlük çekiyor musunuz?
Bu soruların herhangi birine "evet" cevabı vermeniz, işitme kaybından kuşkulanmanız için yeterlidir ve en kısa zamanda bir Kulak Burun Boğaz Hastalıkları hekimine başvurmanız gerekir. KBB hekiminin kararı işitme cihazı alınması yönünde ise bir an evvel işitme cihazı kullanmanız gerekir.
TAMAMEN KİŞİYE ÖZEL
-İşitme kaybı yaşayan kişi, uygun işitme cihazını seçme ve satın alma aşamasında neler yaşar?
Öncelikle hastanın işitme kaybının, bir kulak burun boğaz hastalıkları uzmanı hekim tarafından tespit edilmesi gerekir. Daha sonra işitme cihazı merkezlerinde hastanın işitme kaybına en uygun işitme cihazı seçilir. Ancak cihazın seçilmesi ile bu süreç bitmez. Çünkü seçilen cihazın tamamen hastaya özel hazırlanması gerekir. Bu amaçla hastanın kulak kalıbı alınır. Bu kalıba göre kanal içi, yani dışarıdan hiç görünmeyen işitme cihazı laboratuvarlarda yapıldıktan sonra hastaya teslim edilir.
PİL MASRAFI YILLIK 60-70 LİRA
-Cihazı kullanım sürecinde ayrıca bir masraf söz konusu olur mu?
İşitme cihazları, pil sarf malzemesi ile çalışan materyallerdir. Ancak bunlar hastayı maddi yönden çok üzmez. Bir hastanın pil için bir yılda harcadığı para 60-70 lira'yı geçmez.
-Ya piller kritik bir günde biterse?
Bu mümkün tabii ki. Bayram tatilinde veya pazar gününde cihazın pilinin bitmesi hastaları çok üzüp strese sokabiliyor. Bu olasılığa karşı Duymer olarak hazırlıklıyız ve pazar günleri ve bayramlar dahil merkezlerimizde 24 saat mutlaka bir nöbetçi personel bulunduruyoruz ve pilleri hastalarımızın evlerine kadar gönderiyoruz. Duymer olarak bu konunun üzerinde titizlikle duruyoruz, çünkü hastalarımızın kendilerini yalnız hissetmemesi ve sıkıntıya düşmemesi bizim için çok önemli.
-İşitme cihazı kişide herhangi bir sıkıntı yaratır mı? Bu konuda hastalardan ne gibi sorular alıyorsunuz?
İşitme cihazı kullanmanın hiçbir yan etkisi yoktur. "Cihaz kullanırsam işitme kaybım artar mı?" diye soruluyor, hayır. Doğru işitme cihazı kullandığınız takdirde böyle bir sorun yaşanmayacaktır. Kanal içine konulan cihazlar da içeri doğru bastırılsa bile kulağın içine kaçmaz. Burada hastanın işitme cihazı kullanmaya hazır olması çok önemli. Kullanmaya başladıktan sonra zaten çıkarmak istemiyor ve sadece yatmadan yatmaya çıkarılıyor.
-Nanoteknoloji ile üretilen dijital işitme cihazlarında "suya dayanıklılık" özelliği ne sağlıyor hastaya?
Bu cihazlar neme ve tere karşı dayanıklı. Nanoteknoloji ile üretilmiş bile olsa işitme cihazı ile banyoya, denize girilmesini tavsiye etmiyoruz.
Geyik boynuzundan nanoteknolojiye...
-İşitme cihazları, geçmişten günümüze nasıl bir değişim geçirmiş?
İşitme cihazlarının geçirdiği süreç çok ilginç. Avrupa'daki fuarlara gittiğimizde, bu değişimi müze şeklinde düzenlenen sergilerde çok net görebiliyoruz. Başlangıçta insanlar, geyiklerin boynuzlarını kullanarak sesi yükseltmeye çalışmış. Çok daha sonraları, ülkemizde de tanık olan kuşakların çok iyi hatırlayacağı üzere, İsmet İnönü zamanında işitme cihazları cep tipi ve kordonlu olarak üretiliyormuş. Hatta Anadolu'da lakap takmak çok yaygındır, o zamanlarda işitme cihazı kullananlara, o uzun kordondan dolayı 'antenli' denirmiş. Sözünü ettiğimiz bu cihazlar analog cihazlar. Yani sadece sesi getiriyor. Günümüzdeki gibi sesin kalitesini artıran, gürültüyü ayıklayan, insan sesini ön plana çıkaran özellikler bu analog cihazlarda yok o dönemde. Daha sonraki yıllarda kulak arkası işitme cihazları piyasaya çıktı. Bunlar estetik açıdan daha iyiydi. En azından kulak arkasına takılıyordu ve cebinizde bir anten taşımayacaksınız deniyordu. İlk kulak arkası cihazlar bugünkünden çok daha büyüktü. Yıllar içinde bu cihazların boyutları küçüldü, küçüldü ve kanal içi cihazların geliştirilmesi ile işitme cihazları kulağın içine kadar girdi. Bu kanal içi cihazlar da başlangıçta analogtu. Daha sonra dijital hale getirildi. Bunlar dışarıdan hiç görünmeyen, dolayısıyla hastanın cihaz kullanma konusundaki hassasiyetini ortadan kaldıran, CD kalitesinde temiz ses veren cihazlar. Teknolojik gelişmelerle birlikte bu cihazlara da birtakım eklemeler yapıldı. Kanal sayıları arttırılınca sesin çok daha iyi seviyede, net, gerçeğe uygun duyulması sağlandı. Daha sonra gürültüyü ayıran, gürültülü ortamda gürültüyü baskılayan ve insan sesini ön plana çıkaran işitme cihazları çıktı piyasaya. Aslında tüm bu gelişmelerin tek bir ortak noktası var: doğal olana yaklaşma çabası. Cihazın sağladığı duyuş, ne derece doğala yakınsa, cihaz o derece mükemmel kabul ediliyor..." Bir başka deyişle, "teknolojik gelişme" olarak adlandırdığımız milyar dolarlık projelerin, yatırımların, araştırmaların canhıraş bir şekilde peşine düştüğü şey doğal olanın kusursuzluğunu yakalamak ve bunu da işitme kayıplı olan kişilere doğal işitme olarak sunmak.