Yazın en sıcak günlerini yaşadığımızı belirten uzmanlar, bebek bekleyenleri uyarıyor: Hem bebeğiniz hem de kendi sağlığınız için gün boyu bol bol su için, şişen ayaklarınız için sudan yararlanın. Bileklerinizi soğuk suyun altına tutun, bilekler nabız noktaları olduğu için bu hareket bütün bedeninizi serinletecektir
Yaz ayları birçoğumuz için tatil ve rahatlama anlamına gelse de sıcaklar, özellikle hamileliğinin ilerleyen dönemlerini yaşayan kadınları fazlasıyla etkiliyor. Yaz hamilelerinin birkaç basit önlemle bu dönemi kolayca atlatabileceğine dikkat çeken Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Numan Bayazıt, bu amaçla suyun rahatlatıcı etkisinden bolca yararlanmak gerektiğini söylüyor.
* Doğru giysiler seçin: Pamuk ve keten gibi doğal kumaşlardan yapılmış giysiler, bedeninizin nefes almasını sağlayarak sizi çok fazla terlemekten kurtarır. Gardırobunuzda açık renkli giysilere ağırlık verin. Açık renkler ışığı yansıtırken, koyu renkler içine çeker. Bu yüzden açık renk giysilerle kendinizi serin tutmanız kolaylaşır.
* Güneşten kaçının: Güneşte ne kadar ısındığınızı fark etmeyebilir ve hatta güneşte yanabilir ve ciddi su kaybına uğrayabilirsiniz. Güneş sağlığımız için son derece faydalı ama özellikle güneş ışınlarının yeryüzüne dik ulaştığı 11-16 saatleri arasında dışarı çıkmamaya özen gösterin, aktivitelerinizi bu saatler dışında programlayın. Hamilelik döneminde hormonların da etkisiyle güneş yanığı ve güneş lekelerine çok sık rastlanır. Özellikle hamilelik maskesi olarak bilinen "melazma gravidarum" (alın, yanak veya şakaklarda ciltten hafif kabarık, sütlü kahve renkte leke) oluşumunda rol oynayan en önemli faktör, anne adayının cildinin güneşin zararlı ışınlarına maruz kalmasıdır. Güneşe çıkmadan en az 20 dakika önce UVA ve UVB'ye etkili koruyucu kremlerinizi sürün. Seçtiğiniz ürünün hamilelik boyunca güvenle kullanılabiliyor olmasına dikkat edin.
* İçeceklerinizi çeşitlendirin: Gün boyu bol bol su içmeye özen gösterin. Kafeinin su kaybını artıran etkisini göz önünde bulundurarak kahve ve çaydan uzak durun. Nane çayı, serinlemek için iyi bir alternatif olacaktır. Çok sıcak hissederseniz buz küpleri de emebilirsiniz. Arzu ederseniz buzları meyve suyundan da yapabilirsiniz.
* Şişen ayaklara buz ve nane yağı: Bol su içmek ve tuzu azaltmak, hamilelik boyunca ödem sorunu yaşamınızı engelleyecektir. Yine de ihtiyaç duyduğunuz anlarda terleyen ve şişen ayaklarınız için yine sudan yararlanabilirsiniz. Bunun için ayaklarınızı bir leğen dolusu soğuk suya sokun. Hatta suya damlatacağınız birkaç damla nane yağı ve birkaç buz parçası, ayaklarınızın daha da serinlemesini sağlayacaktır.
* İşyerinde de serinleyebilirsiniz: Sıcaktan çok bunaldığınızı hissettiğiniz her an bileklerinizi soğuk suyun altında tutabilir ve anında da rahatlamış hissedebilirsiniz. Bilekler nabız noktaları olduğu için, bu hareket tüm bedeninizi serinletecektir.
* Havuz keyfini uzatmayın: yaz hamilelerinin serinlemek için yapabilecekleri en keyifli ve yararlı aktivitelerden biri de yüzme. Ancak temiz olduğu bilinen deniz ve havuzda... Özellikle havuz suyunda kimyasal madde bulunduğundan dolayı, illa ki havuz terci edilecekse suda kalış süresi mümkün olduğunca kısa tutulmalı ve çıktıktan hemen sonra duş alınmalıdır. Duş sayesinde havuzdaki kimyasal maddeler vücuttan uzaklaştırılmış olur. Duştan sonra da ıslak mayo veya bikini mutlaka beklemeden değiştirilmelidir. Gebelerde sık görülen mantar enfeksiyonu, ıslak mayo ve bikini ile beklendiğinde gelişir ve tedavisi için ilaç kullanmak zorunda kalınabilir.
Klimanın filtresi sık sık temizlenmeli
Teknolojik gelişmeler sayesinde kendi kendini temizleyen klimalar da hayatımıza girmiş durumda. Sıcaktan bunaldıkça kumandasına uzandığınız klimanız, bu özelliği taşımıyorsa uzmanlar uyarıyor: Aldığı havayı üfleyen klimalar, dikkat edilmediği takdirde bakteri ve virüslerin yayılmasını kolaylaştırıyor. Bunu önlemek için uygun filtreli klima kullanmak, filtreyi düzenli olarak temizlemek ve ortamı sık sık havalandırmak gerekiyor. Uzmanlar, "Klimalar üfleyici bir ortam solunumu sağladığı için, ortamdaki hastalık yapıcı virüs ve bakteriler bulaşmaya kaynak oluşturabilir. O yüzden uygun filtreli klima tercih etmek, filtreyi düzenli temizlemek ve sık sık odayı havalandırmak gerekir. Hepsinden önemlisi de ortama hasta kişinin girmemesine dikkat etmek gerekir" diyor.
Kalbimizi korumanın yolu sofradan geçiyor
Kalbimizi ve damarlarımızı korumak için sağlıklı beslenmek, ideal vücut ağırlığını korumak, kanda kötü kolesterol (LDL), iyi kolesterol (HDL) ve trigliserit düzeylerini istenen düzeylere getirmek, tansiyonu normal seviyelerde tutmak, kan şekerini ideal seviyede tutmak, düzenli fiziksel aktivite yapmak ve sigara kullanmamak gerekiyor. Beslenmede dikkat edilecek noktalar ise şunlar:
Bol sebze ve meyve: Sebze ve meyvelerin çoğunda yeterli miktarda besin maddesi vardır, aynı zamanda kalorileri düşüktür ve çok miktarda lif içerirler. Dolayısıyla, sebze ve meyveler fazla enerji vermeden yeterli besin sağlarlar. Yapılan çalışmalar sebze-meyve ağırlıklı diyetin tansiyonu düşürdüğünü, özellikle de inme riskini azalttığını gösteriyor.
Tahıl ve kurubaklagiller: Bunlar hem diyetin kalitesini artırırlar, hem de kalp damar hastalığı riskini düşürürler. Lifli diyetler mide boşalmasını geciktirerek doygunluk sağlarlar ve kalori miktarını düşürürler. Ayrıca vücutta sentezlenen kolesterol miktarını düşürürler.
Haftada iki kez balık: Balık eti, özellikle de yağlı balık eti, omega-3 yağ asitlerince zengindir. Haftada iki kez balık yenmesi erişkinlerde ani ölüm ve koroner kalp hastalığı nedeniyle ölüm riskini azaltır.
Tuz kısıtlaması: Fazla miktarda tuz tüketmek yüksek tansiyona yol açar. Tuz kısıtlaması, tansiyonu normal kişilerde yüksek tansiyon gelişimini önlerken, yüksek tansiyonlularda tedaviyi kolaylaştırır. Tuz kısıtlaması yaşa bağlı tansiyon yükselmesini azaltırken diğer taraftan damar sertliği ve kalp yetmezliği riskini düşürür.
Alkole dikkat: Az miktarda alkol alımı kalp-damar hastalığı riskini azaltırsa da, sadece kalp damar hastalığı riskini azaltması nedeniyle alkol alınması doğru değildir. Alkol aşırı miktarda alındığında kanda trigliserit (zararlı kan yağları) düzeyini artırır, tansiyonu yükseltir ve karaciğer hasarına yol açar.
En sağlıklısı ev yemeği: Ev dışında yemek yiyecekseniz, seçtiğiniz yemeğin içeriğini dikkat etmelisiniz. Soslu, kremalı, yanında kızartma yiyeceklerle servis edilen mönüler yerine ızgara ve salata ağırlıklı tercihler yapmaya dikkat edin.