Gümüldür, Urla gibi İzmir'in eski tatil beldelerinden biri... Şehir merkezine yakın oluşu, temiz, berrak denizi ve de "sakin" kimliğiyle, özellikle kafa dinlemek isteyen kent insanına cazip gelen cennetten bir köşe...
Bizim de orada üç yıldır bir dinlenme mekanımız var; yani tüm gazetecilerin...
Orası bizim evimiz gibi...
Azmak deresi yakınlarında kurulan Sea Side Residence'ın 12 dairelik bir bloğunu satın alan İzmir Gazeteciler Cemiyeti, üyelerine eşsiz bir tatil imkanı sunuyor.
İzmir'e yarım saat mesafede, modern bir sitede, güneş-deniz-kum üçgeninde geçirilen bir hafta, tüm yorgunluğumuzu unutturuyor bize...
Cemiyet yönetimine, bizlere bu fırsatı sağladığı için bir kez daha teşekkür...
***
Ancak bir sorun var. Onu da bu kez farkettim; o güzelim deniz haftanın iki günü sabahları yağlı kara, köpük köpük bir görünüme bürünüyor.
İlk önce buna bir anlam veremedim, çünkü burası aynı zamanda rüzgar alan bir bölge, öğleden sonra deniz dalgalanıyor.
Bir sabah denize girerken, dikkatli bakınca içi kahverengi bir renge bürünen köpüklerin arasından söylene söylene geçtiğim sırada bir site sakini uyandırdı beni...
"Beyefendi, son yıllarda hafta içinde sabahları, Azmak Deresi'nin kapakları açılıyor, arıtma tesisinde biriken tüm pislik denize dökülüyor. Bu gördüğünüz bir şey değil, kimi zaman burası çöpten geçilmiyor. Burası turistik bir bölge, yazık değil mi insanlara... Binlerce insan yaşıyor burada... Çadırda, otelde kalan turistler de cabası..."
***
Hatırlıyorum da bundan üç yıl önce İzmir Büyükşehir Belediyesi burada önemli bir projeyi hayata geçirmiş, bataklığa dönüşen Azmak Deresi'ni islah etmiş, halkın deyimiyle cennetten bir köşe yaratmıştı.
İZSU ekiplerinin 7 ay süren çalışmaları sonucunda dere kenarındaki sazlıklar temizlenmiş, sağlı-sollu 2 kilometrelik yürüyüş yolu yapılmış, 300 ton malzeme taşınarak, dere kenarı örülmüş, iri taşlarla görsel anlamda zenginleştirilmişti. Dere üzerine kurulan köprü de övgü toplamıştı.
Ancak sokak lambalarıyla süslenen sahil şeridi hala zifiri karanlık... O da başka mesele!
Üç yılda ne değişti ki?..
***
Gidin bakın, dışarıdan bakınca çevre temiz görünüyor, arıtma tesisi de, Azmak Deresi de...
Ancak çaktırmadan denizi kirletmek ne iş?
Yani üstü kaval, altı şişhane...
Derenin pisliğini denize temizletmeye kalkarsan, 40 yılda kendine getiremediğin, bu uğurda trilyonlar harcadığın İzmir Körfezi'ne benzetirsin o berrak denizi, Gümüldür ve çevresini...
Yazık değil mi kent merkezine bu kadar yakın, bir doğa cennetine?
Beyler benim gördüğüm, rüzgarın ötelerden sürüklediği bir kirlilik değil, düpedüz insan eli marifeti, bilesiniz.
GÜNÜN SÖZÜ
Elimizde bir çiçek varken gözümüze yalnızca dikenleri görünür, uzaklarda ise bir diken vardır; gözümüz hep çiçeğini görür.
Friedrich Nietzsche
Dikili yolları artık kendine geliyor
Gelecekte, Ege'nin yeni Bodrum'u olarak planlanan, Çandarlı, Dikili, Ayvalık güzergahında, son günlerde hummalı bir çalışma var.
Nedeni, yollarının yeniden elden geçirilmesi...
Örneğin Çandarlı-Dikili boyunca, yıllardır derme çatma ve bol çukurlu olan güzergah bakıma alınmış durumda...
Şimdilik mıcır dökülüyor yollara, bir süre sonra ziftlenecek. Bildiğim o...
Bu önemli bir gelişme, zira nicedir yüzüne bakılmıyordu Dikili yollarının...
***
Bu yoğun ilginin nedeni, bir süre önce yazdığım eleştiri yazısının sonucu da olabilir, belli bir planlamanın ürünü de...
Nedeni ne olursa olsun, bu bölgedeki ihtiyacı görüp hayat veren yetkililere teşekkür ediyorum.
Olması gereken buydu.
Zira, projesi gerçekleştiği takdirde dünyanın sayılı limanları arasına girecek olan Çandarlı'ya da çağdışı kalmış bu yollar yakışmazdı.
Yenilenmesi, bir turistik bölgeye yakıştığı şekilde düzenlenmesi gerekiyordu.
Bunun görülmesi sevindirici...
***
Şimdi Karayolları yetkililerinden bir isteğim daha var. Başlamışken, şu güzergahı da genişletin.
Şimdi yeniliyor, düzenliyorsunuz ama bu yetmeyecek. Duble gidiş geliş olmalı bu güzergahta...
Bölgedeki gelişme, bunu gösteriyor.