• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Mutluluğun anahtarı ortak bir kişilik HÜROL DAĞDELEN

Mutluluğun anahtarı ortak bir kişilik

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 02 Ağustos 2011, 16:29
Sevgi, dünyanın en yüce duygularından biri... Birini çok sevmek, onunla aynı hayatı paylaşmak, aynı fikirden ilham almak, kişiliğine saygı duymak ve de asıl kimliğe zarar vermeden, ortak bir kişiliğin oluşmasına yürek vermek...
Herşey az çok var da, sanırım şimdi kullanılmayan, bu son sözcük...
Çiftlerin "artık bu son" diyerek, birbirlerine veda edişleri, birlikte geçirdikleri süreç içinde ortak bir paydada buluşamamanın çaresizliğinden olsa gerek...
***
Oysa başlangıçta her şey, sevinç ve kederde "birlikte" hareket etmek üzerine kuruluydu.
Namus sözü verilmişti imzayı atarken; örneğin "Birlikte yaşlanmak"...
Ancak geçen süreçte, birliktelik bilinci geliştirilmemişse, ortak kişilik oluşturulamamışsa, evliliği ayakta tutmak zorlaşıyor.
Önce saygı terk ediyor yürekleri, sonra da sevgi...
***
Gençliğimde, kişiliğimi geliştirmemde bana rehber olan Prof. Özcan Köknel'in "Kişilik" adlı kitabının bir bölümünde şöyle yazar:
Evlilikte çiftler, ortak bir kişilik oluşturmamışsa, o birlikteliğin yıllarca sürmesi çok zordur. Mutluluğun temeli, iki ayrı kişinin farklı karakterlerini "ortak bir kişilikte" buluşturmaktır.
Görünen o ki, günümüzde boşanmaların, sudan sebeplerle gerçekleşmesi, çiftlerin ortak kişilik oluşmasına emek vermemesinden kaynaklanıyor.
O kurulmayınca, yıllar sonra "tutkulu sevdalardan" vazgeçmek çok kolay oluyor.
***
İnsanoğlunun bu eksiğini, "gurur" diye diye ne yürekleri küstürdüğünü, ne vazgeçilmez sevdaları bitirdiğini "Anladım" adlı şiirinde Can Yücel çok net anlatıyor.
Her satırında, pişmanlık, içe dönüş ve hayata özensiz bakışına haykırış var.
***
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda anladım.
Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
kendi yolumu çizdiğimde anladım..
Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak, dinleyerek değil..
Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım..
Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..
Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
neden hiç ağlamadığını anladım..
Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..
Bir insanı herhangi biri kırabilir ama bir tek en çok sevdiği, acıtabilirmiş,
çok acıttığında anladım..
Fakat, hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..
***
Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
Yüreğini elime koyduğunda anladım..
"Sana ihtiyacım var, gel!" diyebilmekmiş güçlü olmak,
Sana "git" dediğimde anladım..
Biri sana "git" dediğinde, "kalmak istiyorum" diyebilmekmiş sevmek,
Git dediklerinde gittiğimde anladım..
Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,
büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..
***
Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş pişman
olmak..
Gerçekten pişman olduğumda anladım..
Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş,
sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.
Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi,
beni af etmeni ölürcesine istediğimde anladım..
Sevgi emekmiş,
emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş...
***
Siz de biliyorsunuz belki ama bir kez daha yenilemek isterim:
"Ömür bir rüya kadar kısa"...
Sevgiyi küstürüp, pişmanlıklar yaşamak yerine, sağlam temellere oturtmak için, emek vermeli insanoğlu...
Empati yapmalı... Karşı taraf ne diyor, kulak vermeli.
Elde edilen sonuç, insan olmanın gururu...


GÜNÜN SÖZÜ

Kaybedilmiş günlerin en kötüsü, bir defacık olsun gülmeden geçilendir.
Chamfort

İnsanı kazanma projeleri
Hasta aile evleri
Musafir öğrenci evleri, taziye ya da bayram evleri
Engellilere taksi ve sanat merkezi, kafe açılması.
Çocuk sağlık merkezi.
Görme engelliler için gazete, kitap okuma makinesi.
Halk eczaneleri.
Anadolu arastası.
Kariyer okulu.
Çocuklar için, emekliler için hobi okulları.
Sokak şenlikleri.
Anaokul öğrencilerine kahvaltı.
El sanatları çalışmaları.
Mobil müze...
***
Bu yazdıklarımın hepsi, herbiri özel plan gerektiren sosyal projeler... Karşıyaka Belediyesi'nin hayata geçirmeyi planladığı yaşamsal gerçekler listesinin bir bölümü aslında... Bir büyük kentte yaşayan ya da geçici bir süre için gelen, sorunlardan bunalan, ihtiyaçlarının git gide büyümesiyle yaşama sevincini kaybeden insanları yeniden kazanma çabası...
Önceki gün Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak'ın, "Hepsini kısa bir sürede hayata geçireceğiz. Karşıyaka'da yaşayanlar, modern bir kentte oturmanın güzelliklerini tadacak" sözleriyle gündeme getirdiği sosyal projeler, kent yöneticilerinin artık insana yatırım yapma kararlılığının özeti gibi...
Çünkü herbir çalışma, emek ve özveri istiyor ve de destek... Görünen o ki, Karşıyaka Belediyesi bunun için yoğun çaba gösteriyor.
İşleri zor ama umut verici. Karşıyaka, bu amaçsız günlerde, insanını kazanırsa, geleceğe de umutla bakar.
Kuşkuya da hiç gerek yok.

Tarkan...
Şarkılarına tutkun olduğum bir şarkıcı değil Tarkan... Ama sanatçı kişiliğini beğenirim. Hatta besteci kimliğini öne çıkarmamasını yadırgarım, çünkü bu konuda çok yetenekli, o kesin...
Sevdiğim birkaç davranışı daha var genç şarkıcının...
Dedikodulardan uzak duruşunu, işini yapmasını, konserlerine odaklanmasını, çıktığı sahneyi başkalarına laf atma yeri değil, sanatını konuşturma alanı olduğu bilincine sahip olmasını...
Bu yüzden ayakta alkışlarım onu...
***
Hatırlarsanız, geçmişte Hülya Avşar diline dolamıştı günlerce Tarkan'ı, hatta tahrik etmişti ama Tarkan'dan çıt yok.
Belli ki tuzağa düşmüyor şarkıcı, "Sanatım konuşulmalı" diyor.
Önceki gün, bir rekora imza attığı haberini gördüm Tarkan'ın... 35 günde 15 ilde 910 bin kişiye konser vermiş... 6 bin 860 kilometre yol katetmiş...
Olay budur. Sanatçı, sanatseverle buluşandır; boş konuşan, dedikodu nemalanan değil...
Bir alkış daha Tarkan'a...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.