Sevgili dostum, okurum Ferda Güdücü, önce art arda verdiğimiz vatan şehitleri sonra Van depremi nedeniyle yüreğimizden ağladığımız şu günlerde, mailime umut veren bir yazı göndermiş, okuyup fikrimi öğrenmesi için...
Oysa bu yazının daha ötesi olmalı.
Çok özel mesajlar var her satırında... Önce kısa bir öykü, ardından öz bir yorum.
Sizinle paylaşmak isterim.
***
Bir gün ormanda devasa bir yangın çıkmış. Hayvanlar sürüler halinde gölün öbür tarafına kaçmış ve donuk bakışlarla alevleri seyretmeye başlamışlar. Kısa süre sonra, küçük bir kuş gruptan ayrılmış, gölden minik gagasına aldığı suyu alevlerin üzerine püskürtmüş. Daha sonra, göl ile orman arasında özenle ve sebatla gidip gelmeye başlamış. Yangını söndürmek amacıyla sürekli su taşıyormuş.
Onu gören diğer hayvanlar birbirlerine fısıldaşmışlar: "Bu ne yaptığını sanıyor? Birkaç damla suyla yangını söndürebileceğini mi zannediyor? "
İçlerinden bir tanesi yüksek sesle kuşa seslenmiş: " Ey küçük kuş söyle bize, gerçekten taşıdığın su damlalarıyla yangını söndüre bileceğini mi düşünüyorsun? "
Küçük kuş cevap vermiş: " Ben, yapmam gerekeni yapıyorum. "
Gölün kıyısında üzgün gözlerle yangını seyretmekte olan balıkçıl kendi kedine söylenmiş: " Bende yapmam gerekeni yapmalıyım. " Gruptan ayrılıp göle yaklaşmış, büyük gagasına su doldurduktan sonra alevlere doğru dalış yapmış. Balıkçılı gören fil, hortumuna doldurduğu suyu alevlere doğru püskürtmeye başlamış.
Yavaş yavaş hayvanlar arasında bir hareketlilik başlamış. Gözlerindeki donuk bakışların yerini canlılık almış. Artık hepsi birden var gücüyle yangını söndürebilmek için su taşıyorlarmış.
Bu hummalı faaliyet devam ederken, küçük kuş gagasının üzerine düşen bir damla suyla irkilmiş. Başını gökyüzüne kaldırdığında, serin yağmur damlalarının yere düşmekte olduğunu görmüş. Sevinç içinde çığlık atmış: "Yağmur başladı, yağmur yağıyor."
Kısa sürede yangın sönmüş. Tüm hayvanlar coşku içinde ormana dönmüşler ve bir arada uzun yıllar mutlu bir şekilde yaşamışlar.
***
Bizler de toplum olarak 'değişim yangını'nı yaşıyoruz. Her birimiz, bu yangını söndürebilmek için elimizden gelenin en iyisini başarmak zorunda olduğumuzu görmeliyiz. Aynadaki insan (Man in the Mirror) şarkısında, ünlü şarkıcı Michael Jackson şöyle diyor:
"Eğer dünyayı değiştirmek istiyorsan, aynada gördüğün kişiyle işe başlamalısın."
Haklı değil mi?
***
Çünkü daha iyi bir Türkiye'nin ve daha iyi bir dünyanın her birimizle başladığını unutmamalıyız. Bizler, kaliteli yaşamın tohumlarıyız. Başarmayı hayal edersek, başarının gerçekleştiğini görürüz. Başarı rüyaları görmeyen başarıya ulaşamaz. Gelin hep birlikte başarı rüyaları görelim. Eğer ülkemizi, yaşanacak daha iyi bir yer haline getirmek üzere değiştirmek istiyorsak; eğer sahip olduğumuz demokrasiyi demokratikleştirmek istiyorsak; eğer sevginin nefreti, mutluluğun acıyı, başarının başarısızlığı, cesaretin korkuları, hoşgörünün önyargıyı, birliğin bencilliği, barışın savaşları kurtarmasını istiyorsak; istekle, inançla, öz disiplin, cesaret ve dürüstlükle çalışarak rüyalarımızı gerçeğe dönüştürmeliyiz. Yeni Çağ'da, daha iyi bir dünyaya "sıcak bir merhaba" diyebilmek için
Bir arkadaşımın face'inde görüp paylaştığım bir not şöyle diyordu!
"İki şeye inanırım. Bir aynada bakıp gördüğüme, bir de kafamı kaldırıp gökyüzünde göremediğime"
Sevgiyle kal Ferda...
GÜNÜN SÖZÜ
İlerlemeyen gerilemeye mahkumdur.
Edward Gibbon