Şebnem BURSALI
30 Mart seçimleri biteli bir ay oldu neredeyse ama sonuçları hala tartışılıyor. Bu konuda en dikkat çeken süreç de CHP'de yaşanıyor. Geçen cuma yapılan PM toplantısının hemen hemen tüm ayrıntılarını sadece ve sadece Yeni Asır'da okudunuz. Bizim Zafer Şahin, CHP kulislerinin efendisi olarak yazılmadık şey bırakmadı. Dün Zafer'in köşesinden verdiği Muharrem İnce'nin sözleri ve analizine ben birkaç cümle daha eklemek istiyorum. Aziz Kocaoğlu ve Oğuz Oyan için söylediklerine özellikle dikkatinizi çekmek isterim. İnce'nin bu sözleri CHP'nin kayıtlarına girdi ama kamuoyunun da kayıtlarına geçmeli ki; kendisini sorgulayan bir anlamı olsun. Yazının başında hemen uyarayım; Sakın ola ki burada yazacağım hiçbir cümleyi yalanlamaya kalkmayın, kayıtsız ve belgesiz hiçbir şey yazmayan ben ve gazetem sizi mahcup ederiz çünkü...
Benim "manifesto" adını verdiğim Muharrem İnce'den satır başları:
BOYNER'E MECBUR MUYUZ?
* Sayın Genel Başkanım, siz de Sayın Baykal gibi sağdan ve sağcılardan medet umdunuz ve sonuç ortada, başarısız olduk. Siz de transferlere bayılıyorsunuz. Partinin evlatlarına güvenmek yerine dışarıdan olan insanlara yer verdiniz, kendi değerlerinizi yeterince koruyamadınız.
* Sağdan adam transfer edilerek sağcıların oyu alınmaz. Sağcılara sıcak gelen aday bulacaksınız. En güzel örnek; sağın kalesi olarak bilinen Çanakkale Biga'dır. Adayımız partimizin ilçe başkanıydı ve 46 yıl sonra ilk kez Biga'da sol kazandı, gidip incelememiz lazım.
* Bize biraz önce sunum yapan anketçimiz bile sağcı (Metropoll Kamuoyu Araştırma Şirketi ve sahibi Prof. Dr. Özer Sancar). Bize ahkam kesiyor; CHP'deki Kemalistler Türkiye'deki Kemalistlerin 2 katıymış diye. Partideki Kemalistleri azaltın diye buyuruyor anketçimiz! Sen kimsin bize akıl veriyorsun! Olacak iş mi bu?
* Cumhurbaşkanlığı seçimi için Ümit Boyner'in adı konuşuluyor. Boyner'in CHP ile ne ilgisi var? Ben nasıl çalışırım, örgütü nasıl çalıştırırsınız Ümit Boyner için? Bakın Tayyip Erdoğan'a kimi ortaya atıyor? Ben adayım diyor. Hiç dışarıdan aday söyleniyor mu? Eğer biz 131 kişilik bu parti grubundan aday çıkaramazsak 2011'de doğru milletvekilleri seçmedik demektir. Biz zaten yarışa yenik başlıyoruz demektir.
KOCAOĞLU KİMSEYİ TANIMAZ ÇÜNKÜ...
* İyi ki Genel Başkan Yardımcısı değilim. Yoksa çok sert cevap verirdim İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na. Gazeteye mülakat veriyor ve 'Genel Başkan Yardımcılarını ben bile tanımıyorum' diyor. PM üyelerini de tanımıyor o zaman. Bu nasıl bir söylemdir? Ama eğer siz, MYK'dan çıkan ilçe başkan adaylarının isimlerini Parti Meclisi devam ederken rest çekip değiştirtirseniz, o da sizi tanımaz. Genel Başkan Yardımcılarının hiçbirini tanımayan, PM üyelerini hiç tanımaz. Bu cüret ona verilmemeliydi. Bir Belediye Başkanı, Genel Başkan Yardımcılarını tanımaya mecburdur.
* Bizim hatalarımız nedir? Doğru yöntem kullandık mı? Hayır. Doğru kişi bulduk mu? Hayır. Doğru dil kullandık mı? Hayır. Beklentilere cevap verebildik mi? Hayır.
* Milletin bir yaşam biçimi var ve bir beklentisi var. Eğer ikisi arasında bir fark varsa arayış da var demektir. Bizim bu arayışa cevap vermemiz lazımdı.
* Türkiye 3'e bölünmüş. Kürtler, Muhafazakar Sünniler ve Aleviler-Laik Sünniler. Bizim içinde bulunduğumuz 3. Cenah. Bilimle çıkacağız biz bu bölünmüşlükten.
* Bizim partimizin bir Dombra tarzı müziği bile yok. Sanatçılar bizde, kültür adamları bize destek veriyor ama bizim Dombra gibi bir şarkımız bile yok. Sizi temin ederim ki Dombra, AK Parti'nin oylarına yüzde 2 katkı yaptı.
* Tayyip Erdoğan seçim meydanlarında İnönü dedi, tek adam dedi ama biz tek bir laf edemedik. Tek parti dönemini anlatan 30 sayfalık bir kitapçık hazırlayıp gönderemedik hiçbir yere.
TEK ADAMLIĞA ÖYKÜNDÜNÜZ
* Sayın Genel Başkan; seçim döneminde Başbakan her yerde meydanlara tek başına çıktı. Siz ona "diktatör" dediniz ama kendiniz de meydanlara hep "tek başına" çıktınız. Ona öykünmüş gibi oldunuz. Partinin tanınan yüzleri ve yeni yüzlerini alıp ekip olarak çıkmalıydınız.
* Çelişkiler içindesiniz. 2011'de alınan yüzde 26'lık oyumuzu kadın kolları sayesinde aldık dediniz. İki gün önce 10 yıldır kadın kollarımız yok diyorsunuz.
* Oğuz Oyan hoca bir şey söyledi; Emine Hanım başörtülü olduğu için muhafazakarların oyunu almakta avantaj sağlıyor dedi, asla katılmıyorum. Sizin ne mesaj verdiğiniz, ne kadar inandırıcı olduğunuz önemli. Eğer Oğuz Hoca'nın dediği doğru olsa, Nazmiye Demirel'in başı kapalı mıydı ki 70'lerde, 80'lerde muhafazakarların oyunu AP-DYP aldı? Ya da Semra Özal örneğine bakın; Semra Hanım'ın elinden viski kadehi düşmezdi ama muhafazakarların oyunu yine ANAP alıyordu!
İNANDIRICILIK HER ŞEYDEN ÖNEMLİDİR
* İnandırıcılık her şeyden önemlidir. Biz, hiç Alevinin olmadığı Rize'de, cuma namazı çıkışında savunmalıyız Alevileri ki inandırıcı olalım. Ya da Kürt nüfusun olmadığı Edirne'de savunmalıyız Kürtleri ki inandıralım.
* Eğer aklımızı başımıza toplamazsak beni korkutan bir şey var; MHP ana muhalefet partisi olacak. Bu durum beni çok ürkütüyor. Bu CHP'nin sonunu hazırlar...
Bugünlük bu kadar. Bu konuya daha çok devam edeceğiz gibi görünüyor.