Sadece ve sadece 58 gün sonra Türkiye belki de en önemli seçimini yapacak. 7 Haziran genel seçimlerinden çıkacak sonuç; değişen-gelişen Türkiye'nin yeni döneminde neyi tercih edeceğini de gösterecek.
Partilerin kimleri aday gösterdiklerine dair tartışma henüz çok taze olduğundan, 7 Haziran sonrasını ilerleyen yazılarımızda konuşalım ve bugün milletvekili listeleriyle ilgili yorumlardan devam edelim isterseniz. AK Parti, CHP ve MHP ile HDP listeleriyle ilgili kopan fırtınaya bakıp şaşırmayın. Her seçim döneminde olan kırgınlık, küskünlük ve öfke bu liste döneminde de yaşanıyor. Kişisel kaygıları ve öfkeleri haklı bulmam mümkün değil. Ama partisi ve inandığı davası için samimi olarak üzülen, başka isimlerin aday gösterilmesiyle, partisinin daha fazla oy alabileceğini düşünen ve bunun için endişelenenlerin tepkilerine saygım sonsuz. Bu değerlendirmeyi bütün partiler için yapabilirim.
Her seçim döneminde yapılan, hem o ilin demografik yapısına yanıt veren adayların hem de "yerel" diyebileceğimiz isimlerin ve belli meslek gruplarını sürükleyebilecek ve de aynı zamanda partisine emek vermiş adayların olması elbette öncelikli tercihtir. Hatta bu sonuç her zaman merkez yoklamasıyla belirlenen adaylar için geçerli olmayabilir. CHP gibi ön seçim yoluyla belirlenen adaylık sürecinde de bazen bu kıstaslar tam olarak sonuca yansımayabilir. Bunun sebebi de; siyasi partiler yasası ve delege sistemidir.
Tüm partiler için yapılabilecek tek ve en ortak yorum; 7 Haziran sonrasında parlamentoda yer alacak kadroların yüzde 70'inin yeni isimlerden olacağıdır. Bir diğer ortak yorum; yüzde 15'leri bile bulmayan kadın vekil sayısının bu dönemde (seçilebilir yerlerden aday gösterilen kadın sayısının bir önceki döneme göre daha iyi olduğu düşünülürse) yüzde 25'leri bulacağı, hatta aşacağı bile söylenebilir..
Ben bugün biraz pozitif yorumu tercih ettim. Yeni bir başlangıç yolunda söylenecekler öncelikle olumlu olmalı. Bu arada, son bir not da bizimle ilgili. Benim 20 yıllık dostum ve yol arkadaşım, Turkuvaz Medya Grubu Ege Bölge Temsilcisi Hüseyin Kocabıyık da, AK Parti 1. Bölge 4. Sıra adayı olarak bu yarıştaki yerini aldı ve çok da yakıştı. Başta Kocabıyık olmak üzere, 7 Haziran seçimleri için ter dökecek, hizmet yarışına girecek tüm adaylara başarılar dilerim.
"ALO MİSKET" BENİ İYİ DİNLE
İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin suskunluğunun sebebi anlaşıldı. Cemiyetin yeni Başkanı Misket Dikmen'e; "İzmir Büyükşehir Belediyesi, kentin sorunlarıyla ilgili haberleri yapıyor diye kamu parasıyla gazetelere verilen ilanlardan 18 aydır Yeni Asır'ı dışlıyor, bunun hesabını sormayı düşünüyor musunuz?" diye yazı yazmıştım hatırlarsanız. Ben, sorularıma verecek cevapları yok diye düşünürken; meğer onların bir "Alo Misket'i" varmış.
Vallahi bunu ben değil, kendi yönetimindeki arkadaşları söyledi. Biraz sonra sizlere aktaracağım ibretlik diyalog 800'ün üstünde gazeteciyi temsil görevi verilen bir Başkanın düştüğü durumu da en zavallı şekliyle ortaya koyacak. Sakın ola ki yalanlamaya kalkmayın; 10'un üstünde kişinin bulunduğu bir toplantıda konuşulan hiçbir şeyin gizli kalmayacağını ve ağzından çıkanı bir kez daha düşünmesi gerektiğini de öğrenir böylelikle belki Misket hanım.
İki gün önce İzmir Yargı ve Güvenlik Muhabirleri Derneği yönetiminin, İzmir Gazeteciler Cemiyeti'ne yaptıkları ziyarette, Yeni Asır'ın sorularına Cemiyet'in neden cevap vermediği gündeme geliyor. Çiçeği burnunda Başkan Misket Dikmen de aynen şöyle diyor:
"Yeni Asır'ın sorularıyla ilgili yazı çıktığında Reşat Yörük (İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun Basın danışmanı) telefonla aradı. 'Sakın cevap verme, cevap verirsen ciddiye almış olursun' dedi. Ardından Aziz (Kocaoğlu) Başkan aradı telefonla. Aynı şeyleri söyledi, sakın açıklama yapma dedi. Ben de o yüzden cevap vermedim, cevap vermiyorum!"
Ey 800'ün üstünde İzmirli gazeteciyi temsil eden Gazeteciler Cemiyeti'nin Başkanı Misket hanım. Bir meslek grubunun temsilcisi konumundaki bir kişi ne zamandan beri, Belediye Başkanı ve Başkanın Basın Danışmanından telefonla taktik ve direktif alıyor? Yoksa sizi bu koltuğa Aziz bey mi seçtirdi? Alo Reşat mı seçtirdi?