Bu haftaki hikayemizin kahramanı, geçirdiği tüp mide ameliyatı sonrası, 110'dan 55'e düşerek kilosunun yarısını tartıda bırakan Özlem Özkulak.
Aynı zamanda eski bir Yeni Asır'cı olarak canımız arkadaşımız... Bugün danışmanlık yaptığı projelerle, özellikle de sosyal sorumluluk projeleri ile adından övgü ile söz ettiriyor. Özlem, yıllar içinde geçirdiği olağanüstü fiziksel değişimin sırrını -biraz da benim ısrarımla- anlattı.
Sevgili Özlem, Yeni Asır okurları için kendini tanıtır mısın?
1973 Uşak doğumluyum. Bir çocuk annesiyim. Reklam ve proje danışmanlığı yapmaktayım.
Obezite ameliyatı ile toplamda kaç kilo verdin?
110 kilo ile ameliyata girdim. 55 kilo verdim. Bir insan çıkmış gibi değil mi içimden? 56 bedenden 38 bedene düştüm.
Hatta kızımın kıyafetlerine el koyuyorum artık!
Ameliyata kadar hep fazla kilolu ama mutlu, kıpır kıpır, sempatik bir genç kadındın. İç dünyanda da dışarıdan göründüğü gibi yolunda mıydı işler?
Aslında uzun yıllar 50-55 kilo civarında idim. Bazı hormonsal sorunlar yüzünden hızla kilo aldım ve 4-5 yıl içinde 110 kiloya kadar çıktım. Hızla kilo alıyor olmam, beni çok panikletti ve çok yanlış yöntemlere başvurdum. İnternette gördüğüm takviye besinler, ilaçlar ya da neredeyse duyduğum her şeyi deneyerek zayıflamaya çalıştım. "Yanlış yöntemler" diyorum çünkü, kullandığım bazı takviyelerin -basında da takip etmişsindir- çok acı sonuçlarını da okudum.
NE GİYSEN YAKIŞMAZ...
Kendimle barışık bir insanım dediğin gibi. Ama içimde de fırtınalar kopmuyor değildi. Bir kere yıllarca alışık olmadığım bir kiloya çıkmışım, daha gençken biraz diyet biraz sporla verebildiğim birkaç kiloyu artık ne yapsam veremiyor olmayı kabullenemiyordum. Aktif olarak iş hayatının içinde olduğum için sağlığı bir kenara bırak, ne giysen yakışmaz. Giydiğin şeyler kısıtlı... Galiba ne kadar takmıyor görünsem de beni içten içe mutsuz ediyordu bu durum. Kilo vermeyi başaramayacağımı düşünüp daha çok yediğim günleri de unutmuyorum. Tabii bir de sağlık konusu var. Sağlık da sinyaller vermeye başlıyor bir süre sonra. Merdiven çıkamıyorsun, gece uykularını etkiliyor vesaire, vesaire...
'AĞLADIM BİLİYOR MUSUN?'
Kilolarla barışık olmak' koca bir yalan mı yani?
Kesinlikle koca bir yalan.. Başka çaren yok ki! Kabulleniyorsun bir süre sonra. Ama beni en çok korkutan şey şu oldu: Sıkı bir diyetle 2 ayda 10 kilo verdim ve uzun süre diyeti sürdürmeme rağmen kilo vermem durdu. O zaman umutsuzluğa kapılıp bıraktım. 2 ayda verdiğim 10 kiloyu, 1 ayda geri aldım. "İradem bu kadar zayıf olamaz" diye ağladım biliyor musun... Yani kiloyla barışık olmak gerçekten koca bir yalan!
Ameliyat zor karar. Hele de evlat sahibi isen. Nasıl göze aldın tüm riskleri? Üstelik farklı bir şehirde...
Ben Elazığ'da oldum ameliyatımı. Yaklaşık bir yıl bu konuyu araştırdım. Tabii risk var. Bu korku yüzünden bir yıl kaçtım diyebilirim. Ama şöyle düşündüm: Sağlığım da artık kötüye gidiyor ve fazla kilo yüzünden oluşabilecek rahatsızlıklar yüzünden de ameliyat olmak zorunda kalabilirim ve geç kaldığım her gün ameliyattan daha büyük risk. Ameliyata girerken elbette korktum, dediğin gibi bir çocuğum var. Ama sanırım bu tür ameliyatlarda doktor çok önemli. Bu konuda da çok ciddi araştırma yapmadan karar vermedim zaten.
'ÇABASIZ OLMAZ'
Ameliyattan sonra her şey güllük gülistanlık mı oluyor? Şöyle bir algı var çünkü, "Aman canım ameliyat olmuş işte..." Sanki senin hiçbir çaban yokmuş gibi bu süreçte. Gerçekten böyle mi durum?
Aslında süper bir şey. İstesen de fazla yiyemiyorsun. Bir köfte ile doyuyorsun mesela. Bunun için mutlu olacağım hiç aklıma gelmezdi. Yine de çaba göstermeden olur mu? Ameliyat sonrası disiplin çok önemli. Belirli bir beslenme şekli var. İlk bir ay sadece sıvı, sonra püre dönemi... Bilirsin çocuklarımızı nasıl beslerdik, katı gıdaya ne zaman geçtiler... Bebek gibi beslendim diyebilirim. Sürekli yürüyüş ve spor da yaptım. Çok hızlı kilo verdiğim için sarkmalar söz konusu olmamalıydı. Aslında şunu öğreniyorsun; sağlıklı beslenmek ve sporu yaşam tarzı haline getirmek gerekiyor. Bunları yaparak kilo verebilenler ameliyat olmasın ama bazı durumlarda sağlık problemleri de kilo vermeye engel olabiliyor.
Gelelim biraz da etraftaki haset gözlere, densiz sözlere... Sen uzun süre sakladın ameliyat olduğunu.
Bu nedenle mi?
Önceleri söylemek istemedim. Çünkü işim gereği zaten çok göz önünde bir insanım. Her kafadan bir ses çıkıyor biliyorsun.
AMAN NAZAR DEĞMESİN!
Ameliyat öncesi ve sonrası olumsuz sözler duymak istemedim. Nazar da değmesin tabii (gülüyor). Fakat sonra şunu düşündüm: Ben yaptığım işlerle, özellikle de topluma faydalı sosyal projelerle tanındım. Ameliyat kararı öncesi ve de sonrası da şunu gördüm gerçekten, Türkiye'de ciddi bir obezite sorunu var. Gitgide de artmakta. Ben de bu deneyimi daha fazla saklamamak ve doğru bilgilerle paylaşmak gerektiğine karar verdim. Hatta bu paylaşımı biraz daha ileriye götürüp dedim ki, "Bununla ilgili bir organizasyon yapmalıyım. Tüm ürün ve hizmet sağlayıcılarını halkla buluşturup sağlıklı bir bilgi alışverişi ortamı sağlamalıyım" dedim. Aralık ayında İzmir Fuarı'nda bu alanda ilk kez bir etkinlik düzenleyeceğiz.
'En az 10 yaş genç hissediyorum'
Eski Özlem ile yenisi arasında nasıl farklar var şimdi? Bir kere kesinlikle çok daha genç ve enerjik görünüyorsun...
Kesinlikle en az 10 yaş genç hissediyorum kendimi. Artık yürürken, merdiven çıkarken sorun yaşamıyorum. Özgürlüğümü kazandım diyebilirim. Ve ne giysem yakışıyor artık. Özgüvenim hep vardı aslında ama meğer kaybetmişim kilolu olduğum zamanlarda. Şimdi çok mutluyum. Hatta kendime aşık oldum sanırım (gülüyor). İşin şakası bir yana, sağlıklıyım ve en önemlisi bu.
'Tok olsam bile yemek yerdim!' Yeme içme alışkanlıkların nasıl değişti?
Eskiden hatırlıyorum da, sevdiğim bir yemek varsa tok olsam bile yerdim. Aslında sağlıklı beslenmediğimi fark ettim. İki gevrek yediğimi biliyorum bazen. Ameliyatın üzerinden bir buçuk yıl geçti, şimdi yarım gevrek ile doyuyorum. Eskiden sanki daha çok keyif için yemek yerdim.
Aslında yaşamak için yemek yeterliymiş. Yarım gevrekle ya da 1-2 köfte ile doyabilen bir insan neden 2 gevrek ya da 10 adet köfte yer ki!
FİLİZ İÇKE ÖNAL