Alsancak'ta liman çevresinde uzun yıllardır şoförlük yapan bir dostum aradı. Dedi ki, "Erkin ağabey, biz galiba bacasız sanayi olan turizmin kıymetini bilmiyoruz. Ya da paraya ihtiyacımız yok" dedi. Başladı anlatmaya:
"Sağolsun, İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş'ın da çabasıyla kruvaziyer turizmi arttı. Kimi zaman aynı gün 3 dev gemi birden yanaşabiliyor limana. Genellikle gemilerden sabah 08.30'da iniyor turistler ve zaman kaybetmeden tarihi ve turistik yerleri gezmek istiyorlar. Biz taksiye alıyoruz, örneğin Mezarlıkbaşı'na Agora'ya götürüyoruz. Bir tabela var: "Saat 09.00'da açılır..." Eyvallah, turist saygılı, bekliyor arabada, ama görevli saygısız, saat 09.20'de arz-ı endam ediyor. Agora'ya giriş 3 TL. Turist, dolar veya euro vermek istiyor, "Burda döviz geçmez. Bozdurun, 3 TL getirin gelin" deniyor. Yani turist oradan dönecek, banka bulacak, para bozduracak ve Agora'ya giriş ücreti verecek. Biz bunu bildiğimiz için bozuyor ve turistin girmesini sağlıyoruz.
Aynı durum Efes'te de var.
Meryem Ana'ya çıkanlar dövizle giriş yapabiliyor, aşağıdaki Efes Harabeleri'ni gezmek için ise mutlaka Türk Lirası bulundurmak zorundalar.
Zor mu buralara bir "Change-büro" koymak. Ayrıca Agora'da özürlüler için bir giriş yeri de yapılmamış. Geçenlerde üç özürlü turist götürdük, geri getirdik. Zor mu oraya bir giriş yeri yapmak. Bir de turistler grup halinde gelmezlerse Agora'da onlara tarihi bilgi verebilecek lisan bilen kimse yok. Bunlar çabuk halledilecek, basit işler. Ammaaa. Biz bu adamsendecilikten bir kurtulabilsek..."
kentten
Batı'dan, Doğu'ya kültür köprüsü
Güzelbahçe'nin Siteler Mahallesi Muhtarı Gürcan Gürler, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin dağ köylerindeki ilk öğretim okullarına koliler dolusu kitap ve kırtasiye göndererek kültür köprüsü kuruyor.
Yeni eğitim ve öğretim yılının başlaması ile birlikte Güzelbahçe'nin Siteler Mahallesi Muhtarı Gürcan Gürler de tatlı bir telaş içine girdi.
Geçtiğimiz yıl Doğu ve Güneydoğu'nun 38 dağ köyündeki ilköğretim okuluna tam 65 koli kitap ve kırtasiye gönderen Siteler Mahallesi Muhtarı Gürcan Gürler, yine koliler dolusu kitap ve kırtasiye hazırlıyor.
* * *
Kargo masrafını kendi cebinden karşılayan, mahallelilerden topladığı kitapların yanı sıra emekli maaşıyla satın aldığı kırtasiye malzemelerini kolilere koyan muhtar Gürler, "Mahalleli bazı vatandaşlarımız da yardımcı oluyor. Ancak çocuk kitaplarına çok ihtiyacımız var. Elinde çocuk kitabı olanlar 2344827 numaralı telefonu arayarak bana yardımcı olursa sevinirim" diyor.
çeşme'den
Kitabın adı: Yek-Dü
Sarışın sportmen yapılı adam her gün sabahın erken saatlerinde olsun, güneşin yaktığı öğle zamanlarında olsun, denizden çıkar çıkmaz tavlasının başına koşuyor ve kendisini bekleyen Cengiz Abi'sinin karşısına dikiliyor.
"Abi üç tane beş yapacağız. Sonrası sana ait..." diyor.
Bu delikanlı Çeşme'nin popüler emlak simsarlarından Murat Ülgen'den başkası değil.
Deniz 1 Sitesi'ndeki en ciddi rakiplerinden biri de Ovi Nahmias.
* * *
Murat Ülgen şu günlerde tatlı ve sıkı bir uğraş içinde...
Elinde dosyalar, fotoğraf makineleri ve bilgisayar.
Röportajlar yapıyor, tavla pozisyonlardan esinlenerek krokiler çiziyor, genç genç kızları manken olarak kullanıp tavla oyunları üzerinde yorumlar topluyor.
Yoramlar, kapı alma tekniği, vur-kaç sistemleri, zar oyunları üzerine...
Murat Ülgen "Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdiğimi sanırım" diyor ve ekliyor:
"Kitabın adı Yek-Dü olacak."
Müsveddesini gördüm.
Ciddi bir çalışma ürünü olduğunu andırıyor.
küpe
Zafer kazandığı zaman kendini de yenen, iki defa başarı kazanmış demektir.
P. Cyrus
fıkra
Son ümit
Adam kaynanası ile birlikte Avrupa gezisine çıkacaktı. Arkadaşı sordu:
"Yahu sen hep kaynanandan yakınıp durmaz mıydın? Şimdi de Avrupa gezisine çıkarıyorsun?"
"Ne yapayım kardeşim. Sıkı sık 'Avrupayı görmeden Allah canımı almasın' der durur. Benimki de bir umut işte..."