Behçet Uz'un 73 yıl önce İzmirlilere armağan ettiği Kültürpark'taki tarihi "TRT Yayın Binası"nın 10 yıl önce yıkılışını görünce içim cız etmişti.
Her zaman, Zeki Müren'i kaybettiğimiz o puslu 24 Eylül 1996 akşamüstünü hatırlarım. Bir tesadüf eseri hayatını Fuar'daki TRT binasında kaybeden Zeki Müren'in Kültürpark'ı ve Fuar'ı ne kadar çok sevdiğini onu tanıyanlar iyi bilir.
***
Zeki Müren, sanat hayatının ilk seri konserlerini Fuar Açıkhava Tiyatrosu sahnesinde vermişti. Organizasyonu hazırlayanlardan biri, gazeteci ağabeyimiz rahmetli M. Ali Keskin, diğeri de işadamı Orhan Çelikkaya...
Ve kadere bakın; o Zeki Müren 14 yıl önce sahneye çıktığı yerin 100-150 metre ötesindeki TRT binasında hayata "son nefesini" verecekti.
***
Kültürpark'ın çeşitli noktalarında merhum Zeki Müren'in anıları var. Zeki Müren, her yıl İzmir Fuarı'nda 30 günlük dönemin son 22 gününü konserler vererek geçirirdi. Manolya Halk Bahçesi ile Göl Gazinosu'nda yaşanılan 30 Ağustos-20 Eylül arasındaki bu konserlere "Zeki Müren Konserleri" de denilirdi
* * *
Bir İzmir sevdalısı olan Sancar Maruflu, Zeki Müren'in vazgeçemeyeceği dostlarından biriydi.
Sancar Maruflu anlatıyor:
"Zeki Müren, el ayak çekildikten sonra hiç kimsenin olmadığı saatlerde özellikle ay ışığında Fuar içinde dolaşmaya, yürüyüş yapmaya bayılırdı. Kültürpark'a Karşıyakalı Küçük Talat (Muşkara) ile tenisçi Hayri Şen tarafından hediye edilen manolya ağaçları onun ilgisini çekerdi.
Sanatçımız, gül bahçesinde serin eylül sabahları kahvaltı yapmaya bayılırdı. Göl Gazinosu'nun ve Lunapark'ın patronu merhum Osman Kavran'ın, gül bahçesine özel kurdurduğu masada, kül ateşi semaverden tavşan kanı çay içip, İzmir gevreği ile yumurtalı boyozlarla ve Bergama tulum peyniriyle kahvaltı yaptığını bizzat görüp yaşayanlardanım.
Zeki Müren'e gül bahçesi'nde; Erol Simavi'nin, Fahrettin Aslan'ın, Yusuf Nalkesen'in, Necdet Yazar'ın, Osman Kavran'ın, İhsan Alyanak'ın, Rüştü Şardağ'ın, Gönül Yazar'ın, Ajda Pekkan'ın, Emel Sayın'ın, Ertan Anapa'nın, Tanju Okan'ın, Neco'nun, Beyhan Akıncı'nın, Behiye Aksoy'un, Egemen Bostancı'nın, Coşkun Erdem'in, Ercüment Batanay'ın, Haşmet Uslu'nun, Arif Kayıra'nın, Saffet Kuyaş'ın ve Ali Ulutanır'ın da zaman zaman konuk olduklarını iyi hatırlayanlardanım.
siyasetten
Şimdi söz Katmerci'nin!
Bir yanda, AK Parti'nin "Kurucu İl Başkanı" ve iki dönem milletvekilliği yaapmış İsmail Katmerci, bir yanda da şimdiki İl Başkanı Ömer Cihat Akay...
Konu, aşağı yukarı on yıl önceki bir atamanın perde arkası.
Cevabı aranan soruların başında, AK Parti İl Başkanlığına atanan İsmail Katmerci, Ömer Cihat Akay'ı göreve çağırdı mı, çağırmadı mı?
Bu konuyu önceki günlerde gündeme getirmiş, tarafların görüşlerini taşımış bir da son günlerin moda tabiri ile "Gizli tanık"ın iddialarını nakletmiştik.
O gizli tanık, parti içi araştırmalarla bulundu: Hikmet Tınaztepe...
***
Şimdi son söz İsmail Katmerci'de.
Katmerci ta ANAP günlerinden bu yana İzmir siyasetinde iz bırakmış bir kişi.
"Böyle polemiklere yer olmamalı" diyor ve konuyu on yıl öncesine taşıyıp anlatıyor:
"AK Parti kurulurken Kurucu İl Başkanı atamak için Ankara'dan gelen hayat onlarca kişi ile görüştüler. Aralarında ben de vardım. Bunlar arasında Ömer Cihat Akay da olabilirdi. Fakat, bu ismi o günlerde hiç duymadım."
* * *
Katmerci bu aşamada AK Parti'nin İzmir Kurucu İl Başkanı olarak görev aldığını anlatıyor ve " O günkü ekip arkadaşlarım bu arkadaşa görev vermemem için baskı yapıyorlardı. Sebepleri de herkesin malumu... "
diyor.
Katmerci bundan sonra Akay'ı doğrudan hedef alıp devam ediyor:
"Hep 'ben' diyor. Bizim partimizde ben yok, biz vardır. Siz hiç Genel Başkanımızdan 'ben' lafını duydunuz mu? Ortada seçim mi var? Bakalım, ben aday mıyım? Bu tezgahlar niye?"
Katmerci böyle dedi ve kendi acısından konuyu kapattı.
Türkiye bir eğitim çınarını yitirdi
Türk Eğitimine çok uzun yıllar büyük hizmetlerde bulunan büyük eğitimci Kazım Arık'ı (78) kaybettik. Kazım hoca, 1933 yılında Osmaniye'de doğmuş, 1954 yılında Adana Düziçi Eğitim Enstitüsü'ndean mezun olmuştu. Antakya'da öğretmenlik ve Halk Eğitim Merkezi Başkanlığı, Kars ve Sivas illerinde Milli Eğitim Müdürlüğü görevlerinde bulunmuştu.
Son olarak geldiği İzmir'i olgunluk ve yaşlılık çağlarının yuvası olarak benimsemiş, İzmir Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı ve İlköğretim Müfettişliği görevleri yapmıştı.