Hüseyin Eğinç, 65 yaşını geçmiş İzmir'in yerlisi bir emekli. Çocukluğu, Kadifekale eteklerinde Ballıkuyu da geçti. Basmane, Tilkilik ve Kemeraltı'nda lokma satarak, tatil günlerinde aldığı 15 - 25 kuruş harçlıklar ile Konak - Cumhuriyet Meydanı (o zaman ki adı Heykel) - Gündoğdu - Aydoğdu (Alsancak İskelesi) güzergahında gezerek geçti.
Hüseyin Eğinç, "Bazı günler Alsancak sokaklarındaki elit yaşantısını da izleyerek hayal kurduğum olurdu" diyor ve 4-5 seneden bu yana, haftada 3-4 gün Karataş, Punto arasını sahilden olmak üzere Kıbrıs Şehitleri, Gazi İlkokulu, Atatürk Lisesi, Efes Oteli arkası, Mantocular, Kemeraltı, Konak güzergahında yürüyor.
* * *
Hüseyin Eğinç'in gözlemleriyle işte İzmir:
* Öğle saatlerine kadar Konak - Gümrük arası İzmir çöplüğü görünümünde. Her yer kağıt, yemek artığı, poşet ve midye kabuğu. Bütün çöp kutuları, katı atık ayıklayıcılarınca yerlere boşaltılıp ayıklanmış. Her çöp kutusu etrafı, çöp yığını halinde.
* Gümrük - Pasaport arası, akşam saatlerinden itibaren yayalara yasak hale getirilmiş. Yayalara sadece bisiklet yolu lütfediliyor. O da kısmen çığırtkan ve seyyarlarca kesiliyor. İzmir halkına gezinme yolu maalesef yok.
* Cumhuriyet Meydanı ile Alsancak Vapur İskelesi arasında ise yayalara sadece mekan önlerindeki işgal alanlarının deniz tarafındaki iki veya üç metrelik kısmı lütfedilmiş.
* Bu işletmelerde çalışanların hepsi "öfkeli" takımından. Yürürken kalabalık nedeni ile sıkıysa adamlara hafif bir sürtün. Yandın.
Bu tablo her geçen gün daha da kötüleşiyor.
* Bu araç ve yaya yolları, vatandaştan, benden zorla veya habersiz kesilen vergi ve belediye alıntıları ile yapılıyor. Yani bir vatandaş ve bir şehirli olarak bu yolların belki tapusu değil ama kullanma hakkı, bir yaya olarak benim. Yani bu yerlerde yapılan her türlü legal ve illegal ticari tasarruflar benden gasp edilen kullanma hakkım üzerinde yapılıyor. Gizli değil açık olarak bu hırsızlık ve gasp her kesin gözü önünde yapılıyor.
* Vatandaştan gasp edilen bu kullanma hakkı oraya konan legal ve illegal sandalye ve masalar ile vatandaşa tekrar alenen satılıyor.
* Zorla gasp edilen bu vatandaş hakları buradaki mekanların tapu sahiplerince de kullanılıyor.
Nasıl mı?
* Gasp edilecek bu alanlara açık olan bu dükkanların tapu sahipleri, bu avantajı aldıkları kira bedeline yansıtıyorlar. Böylece onlar da bu gaspa ortak çıkıyorlar.
* Bu şehirde Vilayet eli ile devletin kuvvetleri var, belediyelerin yerel yönetim güçleri var, sivil toplum güçleri var.
Hüseyin Eğinç, bu güçleri temsil edenlere üzülerek sesleniyor:
* Bu güzergahlarda dolaşmıyorlar da, durumdan da mı bi haberler?
* Dolaşıyorlar da benim gördüklerimi görmüyorlar mı?
* Görüyorlar da benim kullanma hakkımın gasp edildiğini fark etmiyorlar mı?
* Bu gaspı fark ediyorlar da, bunu önlemek için bir çözüm aramıyorlar mı?
* Çözüm arıyorlar da, bulamıyorlar mı?
* Çözümü buluyorlar da, bunu uygulamaya koyamıyorlar mı?
* Uygulamaya koyabilecek iradeyi göstermiyorlar mı?
* İradeyi gösteriyor da karşısındaki üç beş illegal işgalci ile baş edemiyorlar mı?
Yerel yönetimi ve devleti temsil edenler:
* Eğer bu sorulara istisnasız hayır diyorlarsa:
Bu güçleri temsil edenlerin bulundukları mevkilere layık olduklarını söylemek mümkün mü?
* Eğer bu soruların cevabına istisnasız evet diyorlarsa:
Devletin ve yerel yönetimin sahip olduğu erg, bu işgalciler karşısında yetersiz mü kalıyor? Veya, tüm şehir halkının kullanım hakkının, bir avuç kendini bilmeyen tarafından gasp edilmesinden, bir ikbal mi umuyorlar?
* Ben devletine güvenen bir vatandaş ve seçerek iş başına getirdiğim yerel yöneticilerin yönettiği şehir de yaşayan bir insan olarak, bu güçlerden hakkım olanı, üç beş kendini bilmezin elinden alarak bana teslim etmelerini istiyorum.
Bir zamanlar, zabıtasının ve polisinin saygın gölgesinde, her türlü suçun çok aza indirildiği bir şehirdi İzmirimiz. İzmir halkı, devletin ve yerel yönetimlerin koruyucu ve kollayıcı saygınlığı ile suçlu tacizinden korunmuş olarak huzur içinde yaşardı.
Şimdi kedilerin farelere boğdurulduğu bir şehir haline geldi güzel İzmir.
İzmirli bunlara layık değil.
Hiç değilse lütfen! İzmirliye layık olanı lütfedin sayın yöneticiler.