Ekonomist Adnan Öztekin, tatile çıkma planları yapan vatandaşlara önemli uyarılarda bulunuyor.
Öztekin şöyle diyor: "Tatile çıkan vatandaşlarımız önce tatillerinin zehir olmaması ve daha sonra da mağdur duruma düşmemeleri için ne şartta olursa olsun gerek kalacakları oteller gerekse seyahat acenteleri başta olmak üzere kendilerinden kimlik, pasaport veya ehliyet fotokopilerini isteyen hiçbir kişiye, kuruma bu belgelerin fotokopilerini vermemeli ve ayrıca kredi kartı bilgilerini de hiç kimseyle paylaşmamalıdır."
Ülkemizde her yıl yüz binlerce kişinin kimlik bilgilerinin kötü niyetli kişilerin eline geçmesinden dolayı dolandırıldığını belirten Öztekin devam ediyor:
"Kimlik fotokopisinin başkalarının eline geçmesi birçok dolandırıcılığa kapı açar. Kötü niyetli kimselerce ele geçirilen bu fotokopi ve kimlik bilgileri yasa dışı işlemlerde kullanılabilir. Bu da vatandaşın büyük mağduriyetler yaşamasına neden olur. İyi niyetle verilmiş olunan kimlik fotokopisiyle sonradan ilgisi olmasa da yaşa dışı değişik suçlamalarla karşı karşıya kalınabilinir. Bu nedenle vatandaşlarımız mağdur olmak ve dolandırılmak istemiyorsa tatil için gittikleri yerlerdeki konaklama tesisleri ve ulaşımda kullandıkları seyahat acenteleri başta olmak üzere nüfus cüzdanlarının fotokopisi ve kredi kartı bilgilerini hiçbir şekilde her herhangi bir kurum ya da kişiye vermemeli."
kentten
Hatay'a sinek baskını
Önceki gün "Kent yönetiminde sorumluluk" demiş, aksayan belediye hizmetlerinden söz etmiştik.
POTA okurlarından Nesrin Sarıçay'dan bir not geldi.
Okuyalım:
"Ben de Hatay 236 sokakta oturuyorum ve ne ben ne de çocuklarımız sineklerin ısırmasından, vızıltısından uyuyamıyoruz. Eve yaptığımız ilaçlama hiçbir işe yaramadı. Sokağımız, böcek, sinek dolu. Karabağlar Belediyesi'nin bu işe bir an önce el atması lazım. Farkında mı değiller anlayamadım, hiç mi akıllarına gelmiyor. Modern İzmir'in Nokta Durağı'nın arkasındaki 236 sokaktaki elektrik kabloları, kırık kaldırımlar, yamalı asfaltlar, kirlilik, yetersiz çöp konteynerleri dolayısıyla yerlerde gezen çöpleri de görseniz çok şaşırırsınız diye düşünüyorum."
bir kitap
Anılarda yaşamak
Yusuf Ziya Ulusoy, bir Egeli öğretmen ve yazar. Türkçe ve edebiyat öğretmeni olarak Bitlis, Bingöl, Kırşehir ve Eskişehir'de görev yaptı. Sonra da, Özel Tevfik Fikret ve Çakabey liselerinde müdür olarak hizmet verdi.
48 yıllık eğitim görevinin yanı sıra Ulusoy'un bir de yazarlık çalışmaları var. "Seçilmiş Güzel Sözler", "Benim Dünyam", "Devlet Kuşu", "Gerçek Atatürkçülük", "Açık Büfe", Yusuf Ziya Ulusoy'un yayınlanmış kitapları.
Yazarımız şimdi de ilginç bir kitabı ile karşımızda.
"Anılar'da Yaşamak" için Ulusoy, "Bu benim son kitabım olacak sanırım" diyor ve ardından ekliyor:
"Hani derlere ya, yaş kemale erdi, diye..."
Ulusoy'un bu anı kitabını bir solukta okuyacağınızdan eminim.
küpe
Kolay eriyen buza benzer kadının hıncı.
Ovidius
günün fıkrası
Siyah çadır
Kralın biri insanları uçsuz bucaksız bir sahrada toplamış. Beyaz çadırlar, siyah çadırlar hazırlatmış. Ardından eklemiş:
"Hanımından korkanlar beyaz çadırlara, korkmayanlar ise siyah çadırlara..."
İnsanların tamamı beyaz çadırlara hücum etmiş. Ancak bir kişi siyah çadıra doğru yürümeye başlamış.
"İşte hanımından korkmayan bir kişi çıktı" demiş kral ve adama sormuş:
"Neden siyah çadırı tercih ettin? Demek ki hatunundan korkmuyorsun."
Cevap şöyle gelmiş:
"Efendim, bizim hanımın kesin emri var. Sakın kalabalıklara katılma, diye. Ben de ona uydum..."
geçmişten
Cenaze haberi
Mehmet Akif Mısır'da iken, İstanbul'da bulunan annesi vefat eder. Yakın dostlarından Ferit Kam, bu haberi şaire çok geç iletir ve bu vesile ile bir de başsağlığı mektubu yazar.
Akif dostuna yazdığı mektupta şöyle bir sitem yollar:
"Yahu, sizden ses seda çıkması için, bizim evden ille de bir cenaze çıkması mı lazım?"
laflama
* İnsan üslubuyla beyandır diye bir söz var, doğru ama eksik. Şeytan kindarlık, küfür ve hakaretle de aşikardır ayrıca!
* Ne demiş Cahit Sıtkı Tarancı 'Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün.' Ben de diyorum ki 'Yaş kırk beş. Hala benim gol atmamı sağlayacak bir orta bekliyorum.'
* Film gibi bir yaşamım var ama hep figüran kaldım neylersin!
* 62'den tavşan yapmayı unuttuk ulusça. Onun yerine klavyeden kahraman oluyoruz bolca!
* Kurt kuzuya kem bakmıyor. Miyop bakıyor be kardeşlik artık!
İbrahim Ormancı'dan