İzmir'i Türkiye'nin liderliğine yükselten boşanma istatistikleri Şifa Üniversitesi'ni harekete geçirdi. 28 Ağustos'ta başlayacak eğitim programı ile sözlü ve nişanlı çiftler, önce eş olmanın inceliklerini öğrenecek daha sonra nikah masasına oturacaklar.
Şifa Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi, ilginç bir eğitim programını açmaya hazırlanıyor. 28 Ağustos'ta başlayıp 13 Eylül'de sona erecek "Evlilik Yolunda Eş Olmayı Öğreniyorum" eğitim programına sözlü, nişanlı hatta evli çiftler de kabul ediliyor. Eğitim programının koordinatörleri Şifa Üniversitesi Aile Danışmanı Psikolog Rana Varol ve Uzman Psikolog - Aile Danışmanı Simge Karakaş, boşanma istatistiklerindeki hızlı yükselişe dikkat çektiler. Çiftlerin evliliğe hazırlıksız yakalanmaması için bu eğitim programını hazırladıklarını belirten Rana Varol, "Diğer dünya ülkeleriyle kıyaslandığında boşanma oranları bakımından Türkiye dünya ortalamasının altında bir yere sahip gibi görünse de bizde de evli ama mutsuz pek çok çift olduğu aşikardır" dedi.
* * *
Evliliklerde memnuniyetsizlik ve boşanmalara giden sürece dikkat çeken Aile Danışmanı Psikolog Rana Varol, "Evliliklerin çoğu, olumlu hislerin çok yüksek olduğu doruk noktasıyla başlar. Zaman içerisinde eşler birbirlerine karşı olumsuz hisler yaşamaya ve tahammül edememeye başlar. Çiftler çoğu zaman farklı aile ortamlarında yetişmiş olmalarının getirileri, kök aile ilişkileri, mali konular, cinsel konular, çocuklar ve evle ilgili sorumluluklar, birbirlerine yeterli vakit ayıramama ve iletişim çatışmaları sebebiyle tartışırlar. İlişkilerle ilgili anlaşmazlıklara, çatışmalara bakıldığında çoğu zaman evlilik öncesinde evliliğe iyi hazırlanılmadığını söyleyebiliriz. 'Ben kimim, bu hayattan ne istiyorum, nelerden hoşlanıyorum, geleceğe dair planlarım, hedeflerim nelerdir' sorularını henüz yanıtlamadan karşımızdakini tanımaya ve değiştirmeye çalışıyoruz. 'Biz neden bir araya geldik, neler paylaşmayı hedefliyoruz, her ikimizin de olumlu ve olumsuz kişilik özellikleri neler?' bunları öğrenmeden, keşfetmeden çıkılan evlilik yolculuğu maalesef çoğu zaman büyük sıkıntılarla devam etmektedir" şeklinde konuştu.
EVLİLİĞİNİZİ YORMAYIN
Uzman Psikolog - Aile Danışmanı Simge Karakaş da, sorunlar başlamadan önce koruyucu müdahalelerin öneminden ve 'sağlıklı nesiller sağlıklı aile ortamlarında yetişir' felsefesinden yola çıkarak "Evlilik Yolculuğunda "Eş Olmayı Öğreniyorum" projesini hazırladıklarını söyledi. Proje kapsamında birbirini takip edecek 'Evlilik Yolculuğunda Kendimi ve Eşimi Tanıyorum', 'Evlilik Yolunda Çıraklıktan Ustalığa İlerliyorum' ve 'Yeni Statüm: Ebeveynlik', 'Çocuğumla Kaliteli Zaman Geçirmece (Benimle Oynar mısın?)' konu başlıkları ile çiftlere yönelik eğitim programlarını sürdüreceklerini söyledi. Aile danışmanlığı eğitimlerinden sonra 28 Ağustos'ta evlilik hazırlığındaki çiftlere yönelik açılacak ilk eğitim programı için oldukça heyecanlı olduklarını söyleyen ekip arkadaşları Rana Varol ve Simge Karakaş, sözlerini şöyle tamamladılar: "Sözlü, nişanlı bütün çiftleri, evlilikler yorulmadan, yıpranmadan, ebeveynlerin çocukları ile olan ilişkilerindeki kredileri tükenmeden çok daha işlevsel bir metod olan 'tanıyorum, öğreniyorum, kabulleniyorum ve değişiyorum' sürecine davet ediyoruz."
Bu cümleler tanıdık mı?
Aslı: Artık bu evliliği yürütebileceğimizi hiç sanmıyorum. Birbirimizle konuşacak hiçbir şeyimiz yok...
Kerem: Benzer hiçbir yanımız yok. Onunla iyi vakit geçiremiyorum.
Leyla: Birlikte keyif aldığımız ve değer verdiğimiz hiçbir şey yok. Artık onunla çok mutsuzum.
Mecnun: Artık çok tartışıyoruz. Küçük sorunlar aniden büyük sorunlar haline geliyor.
Halim: Anne baba olarak ortak kararlar alamıyoruz çünkü çok farklı düşünüyoruz.
Emine: Eşim bana olan sevgisini ifade etmiyor. Artık beni sevdiğinden hiç emin değilim.
Ayşe: Evliliğimizin nasıl sonlanacağından endişeliyim. Artık ikimiz de çok sinirliyiz.
Pazar neşesi
Azrailden mektup
İstanbbul Belediye Konservatuvarı, Vali ve Belediye Başkanı Muhittin Üstündağ'ın buyruğu ile Neyzen Tevfik'i kadrosunda gösterir.
Neyzen Tevfik de ayda bir maaşını almak için konservatuvara uğrar.
Konservatuvar muhasebecisi de her ay kimlik sorarak, belge isteyerek Neyzen'i bezdirir.
Bir gün Muhittin Üstündağ ile karşılaştığında dert yanar:
"Beyefendi, ben kılık kıyafetimle, yüzümle, halim ve tavrımla başka bir kimseye benzeyebilir miyim?"
"Yooo..."
"Ama sizin konservatuvar muhasebecisi ne zaman gitsem bana kimliğimi soruyor. Kanıtlamamı istiyor. Kırtasiyeciliğe bu düşkünlüğü onu ölümden kurtaracak, gerçi..."
"Nasıl?"
"Azrail karşısına gelince, önce kimliğini soracak. Sonra da makbuz isteyecek. Azrail de böyle şeylerden anlamadığı için çekip gitmek zorunda kalacak."
Mestan Şakrak'tan