Ben Türk-İsrail ilişkilerinin hem bölge barışı için hem de her iki ülkenin çıkarları bakımından değerli bir ilişki olduğunu düşünenlerdenim. O nedenle Yahudi düşmanlığı yapanlardan, her musibetin altına bir İsrail parmağı görenlerden oldum olası hazzetmem.
Ancak pek çok insan gibi İsrail'in Filistin meselesindeki uzlaşmaz ve Birleşmiş Milletler kararlarını hiç sallamayan tutumunu gördükten sonra bu ülkeye dönük kanaatlerimde bazı değişmeler oldu. Özellikle Gazze'de günahsız kadın ve çocuklara yönelik katliam bu ülkenin gerçek ve ciddi bir devlet olup olmadığından bile kuşku duyma ihtiyacı hissettim. Bu arada son günlerde iki ülke arasında çıkan sorunlar karşısındaki İsrail'in tutumu, bizim gibi bu ülkeye düşmanca bakmayan insanlarda dahi derin kuşkular yaratmış durumdadır.
***
Bir kere bir hususu belirtmek gerekiyor. İsrail'in Türkiye'de çok derin bir nüfuzu var. Bunların bir kısmı silah tüccarı işadamlarıdır. Bir kısmı maalesef bazı askerlerdir. Bazı gazeteciler yine bu ülkenin gönüllü lobisini yapanlar arasındadır. Bu lobiler yıllar içinde Türkiye'ye bir efsaneyi mutlak gerçekmiş gibi kabul ettirmişlerdir.
O da şudur: Türkiye'nin Ortadoğu'da ve Amerika'da işlerinin yolunda gitmesi için İsrail'e ihtiyacı vardır. Bu korku üzerinden Amerika'daki Yahudi lobisi bizim devlet adamlarımızı yıllarca idare etti. Yine bu korku yüzünden Türkiye İsrail'e her vakit neredeyse süper güç muamelesi yaptı ve birçok imtiyazlar verildi. Ancak, ilk olarak bu ilişkinin gerçekçi bir zemin üzerinde yaşanan bir ilişki olmadığı, İsrail'in bölge ülkeler üzerinde yürüttüğü terörize etme ve sindirme politikalarının bu ilişki biçiminin yarattığı şımarıklıktan kaynaklandığı Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından deşifre edildi.
Üstelik sanıldığı gibi bunun miladı Davos'daki "One minute" çıkışı da değildir. Çok daha önceleri İsrail, Suriye sınırını bombalamış ve bazı bombalar Türk tarafına düşmüştü. Ama Gazze katliamı bardağı taşıran damla oldu. Bugün Başbakan Erdoğan tarafından yerli yerine oturtulan ilişki tanımı şudur:
Türkiye'nin İsrail'e değil, İsrail'in Türkiye'ye ihtiyacı vardır, bir. İkincisi, İsrail bölge ülkelerine ve Filistinlilere yönelik Türkiye yokmuş gibi davranarak politika belirleyemez ve uygulayamaz. Üçüncüsü, ABD'deki Yahudi lobisi Türkiye'ye karşı bir tutum içinde olacaksa bu Türkiye'nin sorunu değil, ABD yönetiminin sorunudur.
***
İsrail'in eski şehir efsaneleri üzerinden Türkiye ile ilişki yürütmesinin artık mümkün olmadığını anlaması gerekiyor. Gazze'de günahsız insanları katledip ertesi günü Konya semalarında jet uçurabileceklerini sanıyorlarsa, çok yanılıyorlar. Diğer yandan TRT'nin yayına soktuğu "Ayrılık" adlı diziye İsraillilerin gösterdiği tepkileri de anlamak mümkün değildir ve bu tepkinin gösteriliş biçimi kesinlikle iki ülke ilişkilerine zarar verici niteliktedir.
Öte yandan İsrail'in bütün bu olaylardan ders almak ve samimi olmak yerine, o bildik propaganda makinesini harekete geçirdiğini görmekteyiz. En son olarak İsrail'in eski İstanbul Başkonsolosu Moti Amihai, yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin son dönemdeki politika değişikliğine gittiğini, hatta bu çerçevede, 'Ordunun giderek İslamlaştığı'nı ileri sürdü. Bu yapılan komik ve o meşhur Yahudi aklını temsil etmeyen bir davranıştır. Anlaşılıyor ki, İsrailliler değişimin hala farkında değiller. Bu tür davranışlar İsrail'i değerli bir dostluktan biraz daha uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramaz.
Eski günler bitti ve bir daha geri gelmeyecek!