Tarihte kurulmuş Türk devletlerinin ortalama ömrü 150 ila 200 yıl arasındadır. Hemen belirteyim ki, benim tarih okumalarımdan çıkardığım sonuç şudur:
Türklerin kurduğu devletler değişen dünya şartlarını algılamakta zorlandıkları ve kendilerini milli çıkar yönünde dönüştüremedikleri an da gerileme ve çöküş sürecine girmiştir. Bu sürecin en bariz göstergesi iç istikrarsızlık, anarşi ve kardeş kavgasıdır.
Türk tarihinde Türklerin devletlerinin kısa ömürlü olması sorununu aşabilen ilk devlet Osmanlı devletidir. Ne yazık ki bunun yolu olarak da bugün dahi tartışmalı olan kardeş katli benimsenmiştir. Fatih zamanında başlayan bu gelenek merkezi otoritenin dağılmasına mani olduğu için neredeyse üç asır sürmüş ve devletin ömrünü belki de 400 sene uzatmıştır.
Şimdi inancım odur ki, Türkiye Cumhuriyeti de çok uzun yaşayacak bir Türk devleti olarak tarihte yolculuk etmektedir. Bunun emaresi niteliğinde pek çok işaret mevcuttur.
***
Her şeyden önce şimdiden 86 yıllık bir geçmişe ulaşmıştır. Tarihteki Türk devletlerinin ortalama ömrünün 200 yıllık olduğunu düşünürsek, nerdeyse bir asra yaklaşan Cumhuriyet yeni kurulmuş bir devlet hissi veriyor insana.
Bu hissi taşıyor olmamızın birçok nedeni var. Bunlardan birincisi, bu devlet çok zor şartlarda kurulmuş, çok ağır bedeller ödenerek inşa edilmiş bir devlettir. Bu ülkenin insanları bu gerçeğin bilincindedir. İkincisi, Türkiye Cumhuriyeti kendinden öncekiler gibi sadece geleneğe ve tecrübeye dayanan bir devlet değildir; bu devlet bilime, rasyonel akla dayanan bir devlet olarak inşa edilmiştir ve refleksleri güçlü bir devlettir.
Bu nedenle dünyayı, gelişmeleri ve çağın ritmini algılama ve hayatına yansıtma yeteneğine sahiptir. Üçüncüsü, Türkiye Cumhuriyeti adı üstünde ilk kez rejimini Cumhuriyet olarak benimsemiş bir devlettir. Cumhuriyet bir halk egemenliği rejimidir. Türk milleti tarih boyunca ilk kez kendi mukadderatına kendi iradesiyle karar verme imkanını bulmuştur. Bunun doğal sonucu milli bir özgüvenin gelişmesidir. Bu özgüvendir ki, bu devleti diplerden başladığı bir yolculukta daha ilk asrı tamamlamadan bir dünya gücü haline getirmiştir.
***
Cumhuriyetin en büyük başarısı kendini güçlü bir biçimde var etmiş olması değildir. Cumhuriyetin güçlü bir biçimde kendini var etmesinin nedeni atılmış cesur ve doğru adımlara sahip olmasıdır. Bunların ilki demokrasiye geçiştir.
Zira çağımızda içi demokrasiyle doldurulmamış Cumhuriyetlerin nerdeyse hepsi yok olup gitmiştir. Sadece demokratik cumhuriyetler hayatlarını güçlü bir biçimde devam ettirebiliyorlar. Türkiye bütün zorluklarına rağmen sorunlarını demokrasinin verdiği güçle çözmeye çalışıyor ve Cumhuriyet her geçen gün daha da güçleniyor.
Bugün Cumhuriyet rejiminden rahatsız olan bir tane aklı başında insan yoktur bu ülkede.
Yakın tarihin bütün tecrübeleri bize içi demokrasiyle doldurulmuş bir Cumhuriyetin yıkılmasının ve ele geçirilmesinin mümkün olmadığını göstermiştir. Çünkü, demokratik bir devletin sahibi doğrudan doğruya halktır.
Bugün bu ülkenin çocukları olmaktan kıvanç duyuyoruz. 86. yaşında daha yolun başında olduğumuzu biliyoruz. Dünyanın en güçlü ülkelerinden birisi olduğumuzu biliyoruz. Bunu Cumhuriyete ve demokrasiye borçlu olduğumuzu da biliyoruz. Bu devleti kuranlara saygımızı ifade ediyor ve "yaşasın Cumhuriyet" diyoruz.