İki gün önce Ankara Ticaret Odası salonunda bir ödül töreni vardı. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, Ümran Menderes'e "Vefa Ödülü" vermekteydi. Salonda bulunan binlerce insan nefesini tutmuş, hayranlık dolu gözlerle sahnedeki bu asil kadını izlemekteydi. Gerçekten bir vefa abidesi gibi duruyordu Ümran Menderes. Onun sergilediği vefa aslında sadece bir süre önce kaybettiği sevgili eşi Aydın Menderes'e değildi, o aynı zamanda kayınpederi rahmetli Başbakan Adnan Menderes'in aziz hatırasına da sonsuz derecede vefalı davranmış bir kadındı. Ama daha önemlisi, bu toplumun değerlerine vefalı davranmış biriydi Ümran Menderes. Ümran Menderes'ten sevgi ve şefkat görmüş biri olarak böyle bir kadını tanıdığım için bir kere daha gurur duydum.
***
Bugün Dünya Kadınlar Günü. Bugün benim aklıma Ümran Menderes'ten başka hiçbir kadın gelmiyor. Bunun nedeni sadece vefa abidesi bir kadın olması değil elbette. Sadece eşi Aydın Menderes için katlandığı fedakarlıklar değil, sadece daha yaşarken Türk toplumunun abide kadınları arasında yerini alması da değil, bugün sadece aklımda onun olmasının nedeni, benim hayatımın tüm parametrelerini değiştiren belirleyici bir role sahip olmasıdır. Kısaca anlatmalıyım: 1992 yılının sonbaharıydı, DYP-SHP koalisyonu kurulmuştu ama daha bir yıl bile geçmeden pul pul dökülüyordu. Yeni oluşum arayışları çoktan başlamıştı ve bu arayışın merkezinde Aydın Menderes vardı. Ben o vakit entelektüel arayışları olan bir gençtim. Aydın Menderes'i seviyordum. Bir gün onunla tanışmaya gittim. Menderes'in ofisinde onlarca insan beklemekteydi. O ara Ümran Hanım içeri girdi ve topluluğa sadece şöyle bir bakış fırlattı. Biraz sonra o topluluk içerisinden Aydın Bey'le görüşmek için sadece ben çağrılmıştım. Ondan sonra Aydın Menderes'le hiç ayrılmadık. Ben zannediyordum ki Aydın Menderes benim kültürlü bir genç olmamdan etkilenmişti. Hayır gerçek başkaydı, eşinin yanına giren Ümran Hanım, "Aydın, içeride bir çocuk gördüm, çok pırıltılı bir çocuk, ne olur al onu yanına" demiş. Eşinin görüşlerine ve sezgilerine her zaman önem veren Menderes, "Peki hanım" demiş. İşte onca insanın içinden içeriye benim çağrılmamın nedeni Ümran Hanım'ın bu sezgisel kanaatiydi.
***
Benim hayatım Ümran Hanım'ın o bir bakışıyla derinden etkilendi. O bakış sayesinde Menderes üniversitesinden mezun olduk, hayata daha iyi hazırlandık. Menderes ailesiyle çok güzel anılarımız var. Bugün Ümran Hanım yalnız, aşkını, eşini kaybetti. Bir taraftan yalnız, diğer taraftan 75 milyonun sevgi ve saygısına mazhar olmuş bir rol model kadın. Onu seven milyonlar olsa bile, ben biliyorum ki o yalnız ve sevgilisine kavuşuncaya kadar onun yalnızlığı devam edecek. Ama yine de hayat devam ediyor. Ümran Hanım hayatının üçüncü evresini yaşayacak. Eminim ki tarihsel kişiliğine uygun bir süreç olacak bu. Zaten bu sıralar öyle müthiş kararlar alıyor ki, bugün Yeni Asır'da okuyacaksınız, o neden büyük bir kadındır, herkes anlayacak.
Dünya Kadınlar Günü'nde tüm kadınlarımızı kutluyorum ve Türk kadının mümtaz temsilcisi Ümran Menderes'in önünde saygıyla eğiliyorum.