Dün, Afganistan'da şehit olan 12 askerimizi toprağa verdik.
Törenden naklen yayın yapan bir arkadaşımız "üzüntüden başım ağrıyor" dedi. Gerçekten insanın içi parçalanıyor.
O şehit subayların Afganistan'da ne yaptıklarını bilmeyenler herhangi bir şehit cenazesi sanabilirler; vatanları için şehit olanların hepsi aynı seviyede azizdir şüphesiz, ancak, dün toprağa verdiğimiz şehitler aynı zamanda insanlık için canlarını verdiler.
Biraz Afganistan'da görev yapan Türk askerini anlatayım size:
Türk Askeri orada İSAF adlı bir uluslararası gücün üyesi olarak görev yapmaktadır.
Bu güç Birleşmiş Milletler kararıyla oluşturulmuş bir güç.
Türkiye bu güce dahil olurken kendine çok özel bir statü ve görev tanımı belirledi.
Buna göre, Türkiye sadece Başkent Kabil'de görev yapacak.
Muharip bir birlik olmayacak; yani savaşmayacak.
Afganistan'ın yeniden imarı ve yapılanmasında misyon üstlenecek.
TÜRKİYE EN DEĞERLİ ÜLKE
Bu görev tanımı kapsamında Türk askeri Afganistan'ın kalkınması ve yeniden yapılanması konusunda devasa hizmetler yapmakta.
Bu nedenle Türkler Afganların gözünde en muteber insanlar.
Bugüne kadar bir tek Türk askerine saldırı olmamıştır.
Türk askeri Afganların inançlarına, kültürlerine, duyarlılıklarına hep saygılı davranmıştır.
Mesela hiçbir Türk askeri kara güneş gözlüğü takmaz.
Afganlının gözünün içine bakabilen, ona sarılabilen tek yabancı güçtür çünkü.
Türk askerinin namlusu hep yere dönük durur.
Bunun sembolik bir anlamı vardır: "Türk askeri silahını Afganlı kardeşine çevirmez" demektir bu.
Bunun böyle olduğunu Afganlı bilir.
Kabil'deki Türk birliğinin kaldığı Doğan Kışlası tüm çaresiz Afganların uğrak yeridir.
Orası bir aş evidir.
Orası bir güvenli alandır.
Orası bir hastanedir.
Kızı kaçırılan soluğu orada alır.
Mükemmel bir halkla ilişkiler merkezidir Doğan Kışlası.
Yabancı diplomatlar gece yolculuklarında arabalarına Türk bayrağı takıyorlar.
Çünkü Türk bayrağının dokunulmaz bir yanı vardır Afganistan'da.
TARİHSEL KARDEŞLİK
Bu kardeşliğin kökleri 20. yüzyılın çok öncesine uzanıyor.
Selçuklular, Gazneliler, Babürlüler birer Türk devletiydiler ve bu topraklarda at koşturdular.
Mustafa Kemal Atatürk iyi bir kurmay subaydı. Daha Cumhuriyeti kurmadan Afganistan'a heyetler göndermişti.
Emanullah Han en iyi dostuydu. Modernleşme hamlesine iki devlet birlikte başladı; onlar başaramadı, biz başardık.
Bu köklü kardeşlik bugün de devam ediyor.
1850 kişilik Türk birliği işte bu köklü kardeşliğin nişanesidir.
STRATEJİK ÖNEM
Bazı saf diller "Afganistan'da ne işimiz var? diye soruyor. Hadi buna en hafif deyimle bilgi eksikliği diyelim.
Bu arada anamuhalefet lideri Kılıçdaroğlu da aynı soruyu soranlar arasında.
Oysa Kılıçdaroğlu'nun danışmanı Şükrü Karaca Türkiye'deki en önemli Afganistan uzmanı. Danışmanına soruverse "orada ne işimiz var?" sorusunun yanlış bir soru olduğunu anlar.
Evet, dünya bir hazine sandığı ise o sandığın kilidi Afganistan'dır.
21. yüzyılın devler rekabetinde kilit ülkedir orası. ABD, Çin, Hindistan ve Rusya'nın küresel etkinlik mücadelesinde Afganistan belirleyici olacaktır.
Önemli jeopolitikçilerin görüşü budur.
Orta Asya petrollerinin coğrafi olarak en kısa çıkış koridoru yine Afganistandır.
Ayrıca uyuşturucu ve küresel terörü kontrol etmenin olmazsa olmaz şartı Afganistan'ı kontrol etmek olduğunu biraz merakı olan herkes bilir.
"Orada ne işimiz var?" diyen cühelaya karşılık Allah'tan bu ülkenin önemini bilen bir Hükümet var.
Savunma Bakanı ve Dışişleri bakanımızın bu konudaki açıklamaları Hükümetin bu konuda yeterli bilince sahip olduğunu gösteriyor.
Son söz: Eğer İstanbul'un güvenliğini düşünüyorsanız Bosna-Hersek'i, Türkiye'nin küresel güvenliğini düşünüyorsanız Afganistan'ı kontrol edeceksiniz.