Uzunca bir süredir "Kim bu kadın, ne yer ne içer?" diye merak edip durdum.
Sonra bir dizi yapımcısı arkadaşımdan telefon numarasını aldım ve onunla konuştum.
Onu aramak istemekteki amacım, öncelikle tebrik etmekti.
Bizi bir utançtan kurtarmıştı.
Dünyanın en köklü tarihine sahip milletlerden biri olan Türk milletinin sanatçıları 21. Yüzyılda dahi o büyük tarihin doğru düzgün sinemasını-dizisini yapamamıştı.
İlke kez Meral Okay, o utanç verici eksikliği dolduran bir şey yaptı.
Muhteşem Yüzyıl'ın senaryosunu yazdı.
Dizi gerçekleşti.
Yediden yetmişe herkesi ekrana bağladı; tarihi sevdirdi.
Geçenlerde Azerbaycanlı bir dostum kızının en çok sevdiği dizinin Muhteşem Yüzyıl olduğunu söylüyordu bana.
Başarmıştı...
İnsanlar tarihe ilgi göstermeye başlamıştı.
Ancak bu ülke laftan başka bir şey üretmeyen dangalaklarla dolu.
Meral Okay'a söylemedik laf bırakmadılar.
Yaptığı bu muhteşem işi bu öncü kadının burnundan getirdiler.
Evet, biz de biliyorduk o dizideki bazı sahnelerin abartıldığını.
Ama yapılan iş görüntülü tarih dersi veya bir belgesel değildi ki..
Bir filmdi bu.
Elbette yerine göre hayal gücü de zorlanacaktı ve zorlanmıştır.
İyi de olmuştur.
Onu aramamın ikinci sebebi de ona moral vermekti.
"Aldırma, sen büyük bir öncüsün, senin yanındayız. Bak göreceksin senin açtığın yoldan neler çıkacak" demiştim.
Nitekim dediğim gibi de oldu: Muhteşem Yüzyıl'ın ardından "Fetih-1453" filmi çıktı.
Fetih'in de eleştirilecek pek çok yeri var ama olsun, o da bir şey başardı.
Şimdi daha iyileri çıkacak.
Uzunca bir sohbet yapmıştık ve onun tatlı sesinden yapmak istediklerini dinlemiştim.
O sohbeti bir Pazar yazısı olarak yazmak istiyordum ama Azrail benden önce davrandı.
En son Mehmet Barlas'la NTV'deki sohbetinde dinlemiştim.
Kültürüne, ağırbaşlılığına, özgüvenine hayran kalmıştım.
Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın.
Erol Maraşlı okumak
Şunu büyük bir iddia ile söylüyorum: Bizim yarım asırlık siyasi tarihimiz aynı zamanda bir darbeler tarihidir.
Ve bu tarihin iyi bir okuyucusu olarak biliyorum ki, darbeler tarihinin en yetkin yazarı Erol Maraşlı'dır.
Erol Maraşlı İzmirli bir yazardır. Darbelerle ilgili ne vakit bir bilgiye, bir belgeye ve bir ayrıntıya ihtiyaç duysam onun kitaplarına koşarım ve aradığımı da orada bulurum.
Ancak tuhaf bir ülke bu Türkiye. İşi gücü darbe ve darbeci yazmak olan arkadaşlar bile Erol Maraşlı'nın gerçekten çok değerli kitaplarını açıp okumuyorlar.
O nedenle, günlerdir 12 Eylül davasına bakan 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Genelkurmay'dan istediği belge konuşuluyor.
Mahkeme Genelkurmay'dan Kenan Evren'in 1979'da Cumhurbaşkanına verdiği muhtıra niteliğindeki mektubu istiyor.
Nasıl oluyorsa ve nasıl bir saçmalıksa, Genelkurmay "Bizde böyle bir belge yok" diyor.
Ve bizim aslan gazeteler de günlerdir o mektubu arayıp duruyor.
Oysa o mektup'un tam metni Erol Maraşlı'nın "Balans Ayarı" kitabının 287. sayfasında yer alıyor.
Ve daha ne belgeler...
Meraklıları için Erol Maraşlı'nın "Darbe İçinde Darbe" ve "Balans Ayarı-Cumhuriyet Döneminde Askeri Muhtıralar" adlı kitapları okunmayı bekliyor.
Biz de Erol Maraşlı'dan yeni kitaplar bekliyoruz.