Son günlerde, o pek iyi bildiğimiz güruhtan bazıları ağızlarında bir şeyler gevelemekte, söylemek istedikleri söz dillerinin ucuna gelmekte ama bir türlü söyleyememektedirler.
Esasen biz ağızlarından bir türlü çıkmayan o baklanın ne olduğunu pekala bilmekteyiz.
O bakla şudur: "Bu AK Parti sandıkta yıkılmıyor, o vakit başka yollarla yıkılsın."
Eskiden bunu "ordu göreve" pankartı filan açarak kolayca dile getiriyorlardı ama Türkiye demokratikleştikçe bu ilkel talepleri söze dökmekte zorlanıyorlar.
Bunlara bakarak o darbeci zihniyetin, başta CHP olmak üzere, pekçok kesimde yerini aynen koruduğunu görüyoruz.
Mesela son seçimlerde, yakın zamanda darbe girişiminde bulunmuş olan Fethullah Gülencilerle CHP'lilerin bir anda kuzu sarması olması ve 40 yıllık müttefik gibi hareket etmeleri, darbeci zihniyetin sandığımızdan daha büyük bir tabana sahip olduğunu gösterdi bize.
Unutmayalım ki, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu koca bir yerel seçimi paralel darbecilerin kendisine taşıdığı ve yasadışı olduğu belli olan malzemeyle yürüttü.
Oysa Kemal Kılıçdaroğlu bir Kürt ve Alevi.
Fethullah Gülenciler ise Kürt ve Alevi sevmeyen bir topluluk.
Bu iki zıt karakteri işbirliğine zorlayan duygu bana göre darbeci arzu ve zihniyettir.
Şimdi AK Parti'nin daha uzun yıllar iktidarda kalacağı yorumları yapıldıkça bazı CHP yazarları "sokağa çıkın" tavsiyeleri yapmaya başladılar.
"Sokağa çıkın" sözünün tercümesi darbeden başka bir şey değildir.
BUNLAR DA BAKLAYI ÇIKARANLAR!
İlk önce Murat Belge yazdı köşesinde. "Darbe olabilir" dedi. Aslında onu herkes anladı; Tayyip Erdoğan bir biçimde başbakanlıktan indirilmeli, zira seçimlerle onu değiştirmek mümkün olmuyor. Askere gene iş düşebilir" demeye getirdi arkadaş.
Ardından Cemal Paşa'nın torunu, bana göre zerrece gazetecilik yeteneği ve ahlakına sahip olmayan Hasan Cemal çıkardı ağızındaki baklayı.
Başbakan Erdoğan'a, "Sonun Menderes gibi olur" dedi.
Bunu derken Menderes'in katilleriyle aynı zihniyete sahip biri olduğunu da itiraf etmiş oldu.
Cengiz Çandar...
Barış sürecini torpillemekten çıkarı nedir bilmiyorum ama PKK'lı kürtlere "nitelikli Kürt" diyen bu arkadaş Kandil'i ikna etmekle meşgul.
"Silahlarınızı bırakmayın ve savaşın, Türkiye sizi kandırıyor" diyor açıkça.
Kazıyınca bu fersudeliğin altından, "Tayyip Erdoğan'ı ancak PKK'la savaş düşürür" beklentisi sırıtıyor.
Ağzındaki baklayı çıkaranlardan bir diğeri de Ömer Laçiner...
Sırf Ömer Laçiner'i okumak için uzun yıllardır Birikim dergisi alırdım ben.
Laçiner, "Tayyip Erdoğan'ı devirmek için sandık dışı yolları kullanmak gerekir" dediği günden beri, Birikim dergisini nerede görsem kafamı çeviriyorum.
DARBE KIŞKIRTICILARININ ALAMETİ FARİKASI
Darbe lafını kolayca telaffuz edenlerin ortak özellikleri neler?
Bu soru çok ilginç cevabı olan bir soru:
Açıkça darbe isteyen, içlerindeki darbe özlemini bir türlü açıkça söyleyemeyen CHP'lilerden farklı olarak, darbeyi açıkça telaffuz eden, yolunu yordamını gösteren, darbeyle korkutan bu adamların tamamının ortak bir özelliği var:
Hepsi eski komünist, Alparslan Türkeş'in deyimiyle "gomonist".
Hepsi hayatlarının mühim bir kısmını darbeyle hükümeti yılmak, devleti ele geçirmek yolunda harcamışlar.
Hepsi 40'lı yaşlardan sonra liberal olmuşlar.
Hepsi kürtçülük yapmayı bir ekmek kapısı haline getirmişler.
Ve hepsi fırıldak bir karaktere sahipler.
70'li yıllarda darbeciydiler...
80'li yıllarda liberal oldular...
Şimdi yeniden asıllarına, yani darbeciliğe rücu ediyorlar.
Bir şey daha ...
Son seçimde hepsi oylarını CHP'ye verdiler!
