Giriş Tarihi: 15 Aralık 2013, 19:31
İzmir'de ilk Mevlevi dergahı 1850 senelerinde Halil Akif Dede tarafından açıldı. Buna göre İzmir Mevlevihanesi'nin 75 senelik bir ömrü olduğu görülür: 1850-1925.
İlk şeyhin vefatından sonra yerine genç yaşındaki oğlu Şeyh Nureddin Efendi geçti. 32 yıl postta kalan Nureddin Efendi şair, bestekar, fikir ve sanat adamı olarak da dikkati çekti. Onun zamanında İzmir Mevlevihanesi'nin, bu şehrin musiki hayatına bir canlılık getirdiği görülüyor.
Nureddin Efendi vefat edince yerine oğlu Mehmet Celaleddin postnişin oldu. Posta oturma merasimi Tire Mevlevi Şeyhi Hayrullah Efendi tarafından icra edildi. Yeni postnişin 13-14 yaşlarında idi. Bu yüzden Rakım Elkutlu bir süre şeyh naipliği yaptı. Zaten beş sene sonra 1925'te tekkeler kapanacaktır. Bu çok yakışıklı, fakat o nispette talihsiz genç şeyh, henüz 25 yaşında vefat etmiştir.
NEREDEYDİ?
160 sene içinde şehirler ve telakkiler ne kadar değişiyor! 1850'lerde Mevlevihane'nin kurulduğu yer "şehrin en güzel" bölgesi sayılıyordu. Bugünkü duruma bakarak insanın inanası gelmiyor. Daracık eğri büğrü sokaklar, dik yokuşlar ve yoksulluk manzaraları görülüyor. Demek ki o zamanlar körfeze tepeden bakan bu semtler, en muteber mevkilermiş.
Süvari Mahallesi 806. sokağın (Patlıcanlı Yokuşu) sağında yer alır. Mevlevihane oradaydı. Tekkeler kapanınca binası bakımsız kaldı. Bölgenin eski sakinleri yavaş yavaş buraları terk etmeye başlayınca, şahsi mülk olan tekke emlaki, varisleri tarafından Remzi Reyent'e satıldı. Bunu torun Tülay Onart'tan öğrendim.
Maalesef Mevlevihane'nin bir resmini bulamadım. Tam yerini tespit için bir hayli uğraştım. Konak Tapu Müdürü Hilmi Kısaağıl ve İzmir Kadastro Müdürü'nün nazik yardımıyla sonuca ulaşabildim. Kadastro'da 1423.5 metrekare görünen bu yer, "Mesdud Tekke" adıyla ve Süvari mahallesi 802 ada 167 parsel numarasıyla kayıtlıdır. Şimdiki halde yukarı kısmın içinden 803. sokak geçiyor. Daha sonra Reyent'ten Bedia Çiğdem Ökmen'e satılmış, şu an onun üzerine kayıtlıdır.
Bitişiğindeki 166 numaralı parsel, Kadastroda "Mezarlık" olarak geçiyor ve halen 445 metre karelik boş arsa durumundadır. Patlıcanlı yokuşu (806. sokak) ile 803. sokağın kesiştiği noktadaki bu yerin de Mevlevihane'nin haziresi olduğunu düşünüyorum. Tapu Kadastro bilgilerine ulaşmadan bu arsanın Mevlevihane'nin yeri olduğunu yazmıştım, düzeltiyorum.
***
Bu mekanlarda, daha 90 sene öncesine kadar musiki nağmeleri duyulurdu. Sahipleri Mevlevi hoşgörüsünü yansıtırlardı. Herkesi, sevgiyle aydınlanmış dünyalarına buyur ederlerdi. Bütün bunlar geride kaldı. Ama, belediyeye ait bu arsaya Ege'de Mevlevilik kültürünü araştıracak bir merkez yapılması çok uygun olur.
Halil Akif Dede ve Şeyh Nureddin'in kabirleri 1940'lı yıllarda oğulları tarafından Kokluca Mezarlığı'na taşındı. Taşları bile yoktu. Şeyh Nuri'nin torunun kızı Aylin Onart'tan öğrendiğime göre bugünlerde kabirleri kendisi yaptırmaktadır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.