• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
ŞEBNEM BURSALI

Kadın devrimi...

sebnem.bursali@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 12 Nisan 2011, 19:33
Yeni Asır olarak iki gündür listeleri ve adayları sizlere daha yakından tanıtmaya çalışıyoruz. Bölgedeki arkadaşlarım isimlerin hem bulundukları il bazındaki yorumlarını yapıyor hem de dengeleri anlatıyorlar. Genel olarak bakıldığında AK Parti, CHP ve MHP'nin 12 Haziran sonrasında Meclis'e göndereceği milletvekillerinde "kadın" sayısının artacak olması sevindirici. CHP'nin Uşak'ta ve İzmir birinci bölgede iki kadını liste başından aday göstermesi daha da sevindirici. Kaldı ki listeler ayrınlı incelendiğinde, (Partiler Ege'de toplamda 38 kadını aday gösterdiler ancak; toplamda 17 adayın vekil olması olası görülüyor) kadınların artık seçilecek yerlerden aday gösterilmesine önem verildiği açıkça görülüyor.

İTHAL ADAYLAR
CHP, İzmir dışında Ege'deki adaylarını partiye kayıtlı üyeleri arasında yaptığı ön seçimle belirlediği için, örgütten çok fazla tepki almadan listeleri oluşturdu. Kontentan adayları olarak seçtiği isimler de, kentlerin dokusuna aykırı görünmüyor. Ancak;
İzmir listelerine bakıldığında, aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. Yıllardır "ithal aday"istemiyoruz sloganına rağmen yine yerli olmayan adaylar listelerde ağırlık kazandı. Güldal Mumcu, her ne kadar ilk kez İzmir milletvekili seçilmeyecek olsa da; İzmirli olarak görülmüyor. Mumcu'nun ardından ikinci sıradan kontenjan aday gösterilen AİHM eski yargıcı Rıza Türmen de, tüm parlak kariyerine rağmen, CHP örgütünü memnun etmedi. Türmen'in ne Türkiye'nin en genç büyükelçilerinden olması ne de 44 yaşından sonra viyolonsel çalmayı öğrenmesi, CHP'liler tarafından, Ankara'daki temsiliyeti kesmedi. Genel Başkan Yardımcısı Alaaddin Yüksel'in, kendi bölgesi yerine 2. bölgeden ilk sırada olması yadırganırken, yıllardır partiye emek verenler yerine başka partilerden gelen isimlerin seçilecek sıralardan aday gösterilmesi de benzer rahatsızlığı yarattı.
Listeler incelendikçe daha çok şey söylemek mümkün ama benim dikkatimi çeken bir noktayı, sizlerle paylaşmadan da geçmek istemiyorum. CHP'li Emrehan Halıcı ile Mehmet Haberal'ın, muhtemelen bu dönemde birlikte siyaset yaparken hep akıllarında olacak bir ayrıntı bu. Halıcı, Ecevit döneminde DSP'nin Grup Başkan Vekili olarak en yakınındaki birkaç isimden biriydi. 2002 yılında Ecevit'in hastalığı süresince tedavi edildiği (!) Başkent Hastanesi'nde daha da kötüleşmesi, daha sonra pek çok söylentiyi beraberinde getirdi. O dönem Halıcı; "Ecevit, 11 Temmuz'da Başkent Hastanesi'nde Prof. Haberal ile randevusuna gitseydi, kendisine iş göremez çürük raporu verilecek ve Başbakanlıktan düşürülecekti" açıklamasını yapmıştı. Ecevit'in en yakınındaki isim olarak bu iddiaları ortaya atan Halıcı, 12 Haziran sonrasında Haberal ile aynı sıralarda, aynı parti çatısı altında siyaset yapacak...

İzmir-Diyarbakır
Bana iki gündür soruyorlar; İzmir'de seçim nasıl geçer diye. Ben; 12 Haziran seçimlerinde asıl "er meydanının" İzmir ve Diyarbakır'da yaşanacağını söylüyorum. AK Parti, CHP ve bağımsız adayların hepsinin ayrı ayrı çok güçlü olduğu Diyarbakır gibi benzer süreç yine çok iddialı adayların yer aldığı İzmir'de geçecek. Bugüne kadar CHP'nin kalesi olarak görülen İzmir'den, iki önemli bakanı aday gösteren AK Parti, yarışta iddiasını da ortaya koydu. İki yatırımcı AK Partili bakan ve hizmetleri dolayısıyla kente çok hizmet etmiş iki isim; Binali Yıldırım ve Ertuğrul Günay, son yerel seçimde yüzde 56 oy almış CHP'nin karşısındaki iddiasını ve çıtasını da yükselttiğini gösteriyor.

Yıldırım ve Günay'dan ilk mesajlar
Yıldırım ve Günay ile dün İzmir sohbeti yaptık. Ankara'da bulunduğum dönemde de İzmir sevgisini ve heyecanını yakından bilen bir gazeteci olarak, Bakan Yıldırım'ın sözleri daha anlamlıydı: "İzmir'in tüm projelerini biliyorum. Bundan sonra İzmir'in kanaat önderleriyle birlikte İzmir'in ekonomisini, şehirciliğini,kentsel dönüşümünü, altyapı projelerini, uluslararası turizm ve kongre fuar kabiliyetini ve vizyon projelerini konuşacağız. İzmir'e yeni bir heyecan gerekiyor. Marka şehir olma yolunda hiçbir yapay mazeret olmayacak. Artık ideolojik çekişmeleri bir yana bırakacak, başka parti ve adaylarla uğraşmayacağız."
17 Nisan Pazar günkü turizm sezonu açılışının yapılacağı Kapadokya'ya müsteşarını gönderecek olan ve kendisi İzmir'de sezonun açılışını yapmayı tercih eden Bakan Günay'ın heyecanı da aynı: "İzmir bence, tarihi, doğası,insanıyla çok daha iyi bir noktada olmayı hakediyor. Altyapı ve yatırımların arttırılması gerekiyordu. Görevimizin öneminin farkındayız. Siyasi ön yargılardan uzak bir kampanya yürüteceğimizden emin olabilirsiniz."
Günay'ın EXPO ile ilgili son sözleri önümüzdeki dönemde İzmir'e EXPO müjdesinin verileceğinin de ilk mesajı gibi sanki; "Bugüne kadar EXPO ile ilgili hep İzmir'in yanında olmuştum, bundan sonra bunu daha yüksek sesle dile getirme fırsatım olacağı için de ayrıca mutluyum."



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.