Yunan Ordusu Polatlı'ya kadar sokulmuştu. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) oturum halindeyken ateşli müzakerelerin arasına, top sesleri sinirleri tahrip edici bir biçimde karımaktaydı. Milli Mücadele'nin başarıya ulaşması için üyeler TBMM'nin Kayseri'ye taşınmasını istiyorlardı. İşte tam o sırada Dersim Mebusu Diyap Ağa kürsüye fırladı. Bu sessiz sakin ihtiyar ilk kez çıkıyordu kürsüye. Meraklı gözlerle kendisine bakan vekillere tek tek baktı ve şöyle seslendi: "Biz buraya Kayseri'ye gitmek için mi geldik?" Yüzlerce arayış halindeki zihin bir anda sükunete kavuşmuş, bu ak sakallı ihtiyarın ölmeyi göze alan tutumu karşısında nihai kararını vermişti: "Meclis, Ankara'da kalacaktı."
Yunan toplarının seslerini duyacak kadar tehdit altında alan TBMM, Türk'ün ateşle imtihanını verdi. Önce şanlı bir Kurtuluş Savaşı'nı başından sonuna kadar yönetti. Ardından bir yeni devlet kurdu. Rejimi Cumhuriyet olan bir devlet. "Egemenliğin kayıtsız şartsız millette" olduğu yeni bir çağdaş düzen. Ve hepsinden önemlisi TBMM. Atatürk gibi bir dahiyi bütün dünyanın önünde görünür kıldı.
Bugün bizler özgür bir ülkede yaşıyoruz. Cumhuriyet rejiminin bize sunduğu çağdaş toplum yapısının bütün nimetlerini sonuna kadar kullanıyoruz.
Laikliğin bize sağladığı korunaklı bir yaşam tarzını yaşıyoruz.
Kadın hakları bakımından daha bilinçli bir toplumuz. Bütün bu kazanımlarımızın bir başlangıç noktası var.
İşte bugün o başlangıç noktasının 91 yıldönümünü kutluyoruz.
Büyük Atatürk bugünü sadece Türk çocuklarının değil, dünyanın tüm çocuklarının bayramı yaparak, çocuklara verdiği değeri bir kez daha ispatlamıştır.
Ancak 23 Nisan her şeyden önce "ulusal egemenlik bayramı"dır. Bir milletin kendi kaderinin kendisinin belirlemeye başladığı bir yeni dönemin sembolüdür.
Ulusal egemenlik fikri, Atatükümüzün dilinden "hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" sözünde ifadesini bulmuştur.
23 Nisan 1920'de kurtulan ve isminin başına Türkiye sözcüğünü de ekleyen TBMM, sahip olduğumuz Cumhuriyet rejiminin ve bu rejimin ayrılmaz parçası demokrasimizin, güçlü ordumuzun, özgürlüğümüzün kaynağıdır.
Evet, tam 91 yıl olmuş Türk'ün "ulusal egemenlik" çağı başlayalı.
91 yıl önce savaş artığı bir nüfusa, sıfır ekonomiye sahiptik.
Bugün dünyanın 17. büyük ekonomisidir modern Türkiye Cumhuriyeti.
Dünyanın en büyük 6 ordusundan birisi olan Türk ordusu göğsümüzü kabartıyor.
1920'de Türkiye'nin toplam üç tane iktisatçısı olduğu söylenir. Bugün ise yetişmiş insan kaynakları göz kamaştırıcıdr.
İyi üniversiteleri, iyi hastaneleri, dünyanın her tarafına mal satan fabrikaları var Türkiye'nin.
Bugün sahip olduklarımızla övünüyoruz.
Ama bugün sahip olduğumuz değerlerin hiçbirini kolay kazanmadığımızı bilelim. Büyük bedeller ödedik, biz o nedenle sahip olduğumuz değerlerimizin kıymetini bilelim cumhuriyetimizin değerini bilelim
Laikliğin değerini bilelim.
Kadın haklarının değerini bilelim.
Ulusal birliğin değerini her zamankinden daha çok bilelim.
Çocukların ve bizim bayramımız kutlu olsun...