Eskiden günler öncesinden hazırlıklarına başladığım, iki kardeşim ve elbette babamla planlar yaptığımız o gün, yine geldi çattı. Anneler Günü'nden söz ediyorum elbette. Öyle, süslü laflar söyleyip de ahkam kesmek değil niyetim. Ama yaşayan bilir ki, 13 Mart 2005'te başlayan yüreğimin boşluğu hiç ama hiç dolmadı.
Üç buçuk yıl süren rahatsızlığında, aslında hemen her gün, kendimizi O'nun yokluğuna da alıştırmaya çalıştık fark etmeden. Aile olmanın güzelliğini de bu süreç içinde gördük. Tanrı bize, aile olmanın nasıl bir güç olduğunu, böyle sınamayı uygun gördü. Biz, bu sınavı "pekiyi" ile geçtik. Annemin gittiği gün bile. Birbirimize sarılmaktan vazgeçmedik.
KARŞILIKSIZ SEVGİ
İnanın böyle bir günde canınızı sıkmak değil niyetim ama bugün biraz farklı bir "Yeni Asır diyor ki" yazısı olacak. Annelerimizin bugününde, onların değerini bir kez daha anlatmaya çalışacağım biraz kendimce. Çünkü, biliyorum ki, herkesin annesi, en az benim annem kadar özel bir varlık. Biz, onların çocukları da, her birimiz dünyanın en ayrıcalıklı varlıkları olduğumuzu düşünmez miyiz? Bunu düşündüren, annelerimizin sevgisi değil mi? Sizi karşılıksız bu kadar çok seven tek varlığın, anneniz olduğunu düşünmediniz mi hiç?
Bu soruların hepsinin yanıtı aynı biliyorum. Zaten amacım da yanıtları duymak değil, belki bir kez daha düşündürmek. Düşünürken hissettirmek. Üşüdüğünüzde, korktuğunuzda, canınız sıkıldığında, üzüldüğünüz de ya da tersi, sevindiğiniz, sevdiğiniz ve en mutlu olduğunuz da aklınıza ilk kim gelir? Yine yanıtları belli sorular değil mi bunlar. Ve biliyorum ki herkesin yanıtı da aynı.
Sizin hiç anneniz öldü mü? Benim öldü. Anneme, ilk iki yıl bu sözü söyleyemedim, hep "gitti" diyebildim.
Yakıştıramazsınız ya sevdiceğinize böyle şeyleri, ondan sanırım. Anneme öldü dediğim ilk gün, yeğenim Berke'nin doğduğu gündür. Dedim ki, "Tanrı bizden iki yıl önce bir can aldı, şimdi bir can verdi. O can ki, annemin canının canıydı. Yani bir canımız gitti ama bir canımız geldi. Bir yıl önce bir can daha katıldı bize. Kardeşim Sinem ile Çağatay'ın Mete'si, Metemiz..
"Bunu söylediğimde beni eleştirenler bu acıyı yaşayanlardı. Yani ancak yaşayanın anlayabileceği bir durumdan, bir acıdan bir ayrılıktan söz ediyorum.
TÜM ANNELER KUTSAL
Sözün özü; bugün herkes annesine daha sıkı sarılsın. Sevgi sözcüklerini daha cömert kullansın lütfen. Gidenin gelmediği bir dünyada yaşadığımızı, gittikten sonra hatırlamayın diye söylüyorum. Yerine koyamadığımız, koyamayacağınız sevgiye daha fazla sahip çıkın, yaşayın ve hissedin istiyorum. Hangi kucak annenizden sıcak? Hangi bakış annenizinkinden daha sevgi dolu? Hangi ses annenizinkinden daha kendinizden?
Yine yanıtları belli sorular oldu. Ama olsun.. Bütün annelerin ve anne adaylarını önünde eğiliyor ve "iyi ki varsınız" diyoruz...