• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
SEDA KAYA GÜLER

Erkek erkeğin kurdu

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 05 Ocak 2014, 19:22
Hiç "erkek erkeğin kurdudur" lafını duydunuz mu? Peki, erkekler birbirleriyle hiç mi kavga etmez, hiç mi yarışmazlar? Tam tersi büyük bir rekabet içindedirler küçük yaşlardan itibaren. Hep birbirlerini geçmeye çalışırlar. Aynı kıza aşık olurlar, birbirlerinin sevgililerine göz koyarlar, öldüresiye dövüşürler, bizde yok ama birbirlerine düello bile teklif ederler. Yani aralarında anlaşmazlıkta biri mutlaka ölecek, diğeri de hapse girecek olmasına rağmen kavgaya tutuşurlar. Yine de "erkek erkeğin kurdu" değil öyle mi? Söylemek istediğim "kadın kadının kurdudur" deyiminin erkek egemen sistemin kadınları birbirine kırdırma taktiği olduğu. Erkekler zaten birbirleriyle her alanda yarıştıkları için bir de kadınları rakip olarak görmek istemiyorlar. Özellikle iktidara ortak olmalarını hiç istemiyorlar. Sadece iş-siyaset alanı gibi dışarıdaki iktidarı kastetmiyorum, evdeki iktidarı dahi kadına bırakmak istemiyorlar.

İKTİDAR KAVGASI

Yeri geldiği zaman "ev kadınındır, orada kadının sözü geçer" derler ama bilirler ki "son sözü" kendileri söyleyecektir. O yüzdendir gelin-kaynana kavgası. Evin "reis"i sevgili oğulları ve kocaları olduğu için onun gözüne girmek için mücadele ederler. Damat ve kayınpeder arasındaki yarış farklıdır, her ne kadar orada da bir kıskançlık olmasına karşın. Hatta bu kıskançlık evlenen kadar sürer. Sonra iki erkek de bilir ki, iktidar evleninceye kadar babada, evlendikten sonra damattadır. Önemli olan iktidarı ele geçirmek. Daha doğrusu erkeklerin vermek istemedikleri iktidara ortak olmak. Bunun için de erkeklerin yaptığı gibi dayanışma sergilemek gerekir. Bir kadının iş hayatındaki en büyük rakibi sadece kadınlar değil, erkeklerdir de. Niye gözümüze sadece hemcinslerimizi kestirir ve onlarla mücadele ederiz? Erkeklerin yaptığı gibi birbirimizle dayanışma içinde olmamız ve birbirimizi desteklememiz gerekir. Yine rekabet edelim ama o erkeklerin ekmeğine yağ sürerek yapmayalım bu işi.

KUYU KAZMAK

Kadınlar arası dayanışmaya en çok ihtiyaç duyulan sosyal yaşamda da göremeyiz bu dayanışmayı. Komşular, akrabalar, arkadaşlar adeta birbirlerinin kuyusunu kazıyorlar. Mesela diyelim ki aralarında biri kendisine sunulan yaşam biçimini kabul etmiyor ve genç yaşta evlenip ev kadını olmak yerine okumayı ve meslek sahibi olarak çalışan kadın olmayı tercih ediyor. Bunun için de üniversite sınavlarına hazırlanıyor. Mantıklı olan nedir, hemen herkesin ona destek olması ve kazanması için çaba göstermesi. Oysa tam tersi oluyor, küçümseme başlıyor, "sen mi kazanacaksın?" diye. Ve adeta kazanmaması için elden gelen tüm çaba gösteriliyor. Ve kazanamayınca da zafer kazanmış gibi alaycı bir tavır takınılıyor. Niye? Kazanmayınca kendileri mi kazanmış oluyorlar? Hayır, kendilerinin başaramadığını bir başkasının başarmasına engel olmuş oluyorlar. Çemberin dışına çıkanı çemberin içine çekmek istiyorlar ki kendi başarısızlıkları ortaya çıkmasın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.