Engin Altan Düzyatan: İzmir İstanbul gibi olmadığı için Türkiye'nin lokomotif isimlerini yetiştiriyor. Bunun sebebi rahatlığı, özgürlükçü oluşu, vizyonu ve kendisine özgü duruşu İzmir değişmemeli ve bozulmamalı. Daha fazla sanayisi olacak diye bu kent dejenere edilmemeli, paranın alamayacağı değerlerimiz bu kentte barınıyor
KAHRAMAN DURAK
Özel bir kanalda yayınlanan "Canlı Para" adlı yarışmada da sunuculuk yapan, oyuncu Engin Altan Düzyatan İzmir'in yetiştirdiği onlarca sanatçıdan birisi. Karşyaka doğumlu olan Düzyatan, 21 yaşına kadar İzmir'de yaşadıktan sonra soluğu İstanbul'da alanlar kervanına katıldı. 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi oyunculuk bölümünü bitiren yakışıklı oyuncu, ilk olarak özel tiyatrolarda rol aldı ardından dizilerdeki başarılı performansıyla adını duyurdu. Yakışıklığı ile gençkızların beğenisini kazanan ünlü oyuncu Can Can okurlarına kendisini ve İzmir'ini anlattı.
Mesleğinizde geldiğiniz aşamada izlediğiniz yol neydi?
Ben tiyatroyu hep çok istedim bu bakış açısıyla okulunu okudum, öğrencilik yıllarımda bir çok projede yer aldım. Keşfedilmeyi beklemek diye bir şey yok. Bu saçma... Tiyatro bir aşktır, araç olarak bakılmamalıdır ve çalışmak mücadele etmek gerekmektedir. Ben kendimi ve duruşumu bozmadan mücadele etmeye devam ediyorum
BANA ÇOK ŞEY KATTI Yarışma sunuculuğunun size bir katkısı var mı?
Olmaz mı hemde çok var. Her işe para olarak bakılmamalı. Bu program teklifi geldiğinde sunum tarzını bana bıraktılar bir tarz oluşturdum ve oynamaya başladım. Oynuyorum derken sahte anlamında söylemiyorum, benim karakterim ve kişiliğime uygun bir karekterin samimi olarak sunumunu yapıyorum. Katkıya gelirsek, canlı bir program, herşey anında oluyor tek yanlış ve telafisi yok. Bu performans üç saat devam ediyor. İşte bu performans bana çok şey kattı katmaya da devam ediyor.
Aşklarınız yada magazinsel yanınız yok gibi, nasıl kaçıyorsunuz magazin basınından?
Ben kaçmıyorum sadece tercihim bu noktada. Çünkü bir oyuncu gizemli olmalı ve heryerde gözükmemeli. Gizemini koruması şart. Bir de şu var, magazin basınının olduğu yerler belli, hem oraya gideceksiniz birde aaaaaa olur mu diyeceksiniz yok böyle birşey. Magazinciye yakalanmak isteyen yakalanır istenmeyen yakalanmaz bu bu kadar basit.
Peki aşk hayatınız nasıl?
Biraz önce bahsettiğim gibi tercih meselesi... Ben de aşk yaşıyor, geziyor tozuyorum ama bunları yaparken haber olmak istemediğimden magazinde yer almıyorum olay bu kadar basit.
Katalog çekimlerinde yer aldınız, modellik yapmaya devam edecek misiniz?
Benim modellik yapmak gibi bir hedefim ya da amacım yok. Aslında bu iş aniden gelişti. Yani dizilerde oynadıktan sonra bir teklif geldi. Ünlü olmak ya da tanınmak için yapılmış bir iş değildi. Türkiye'nin erkek giyimindeki lider bir markasının yüzü oldum aslında. Bu modellik olarak algılanmamalı sadece marka yüzü oldum o kadar.
İstanbul'a gittiğinizde tanıdıklarınızdan destek gördünüz mü?
Aslında 9 Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) mezunları birbirlerine destek olmaya çalışıyor. Ancak şehir o kadar vahşi ve tempolu bir şehir ki kimsenin kimseye destek çıkmaya ne vakti kalıyor ne de performansı... Yani yine belirleyici olan sizsiniz, enerjiniz, yeteneğiniz ve çalışkanlığınız.
KIYASLANMAMALI İzmir sizce İstanbul'la kıyaslanmalı mı?
Hayır hayır bu çok yanlış bir düşünce bence. İzmir rahat şehir olgusu ile kendisine özgü bir kent. Çok iş ya da tempo diyorsanız İstanbul. Ancak bu durum da İstanbul'da sadece çalışırsınız anlamı ortaya çıkıyor. İzmir'in kıymeti bilinmeli. Ne İzmir İstanbul'un yerini alabilir ne de İstanbul İzmir'in yerini alır. Benim fikrim bu.
İzmir gelişmiyor deniliyor dışarıdan baktığınızda durum gerçekten böyle mi?
Kesinlikle böyle değil. İzmir İstanbul gibi olmadığı için sanat, medya ve bir çok alanda Türkiye'nin lokomotif isimlerini yetiştiriyor. Bunun sebebi rahatlığı, özgürlükçü oluşu, vizyonu ve kendisine özgü duruşu... İzmir değişmemeli ve bozulmamalı. Daha fazla sanayisi olacak diye bu kent dejenere edilmemeli, paranın alamayacağı değerlerimiz bu kentte barınıyor.
İzmir'de en çok neyi ve nereleri özlüyorsunuz?
Ben iyi bir Karşıyaka taraftarıyım ve doğma büyüme Karşıyakalıyım, çok maçına gittim bir kere bunu çok özlediğimi söyleyebilirim. Bir de Eko Pub'u ve orada arkadaşlarla oturup biralarımızı yudumlayarak tiyatrodan konuşmayı çok özlüyorum. Ama şu bir gerçek ki İzmir'in her yeri özlenesidir.