“Müzik hayal doktorluk gerçek!”
Müzisyen doktor Tayfun Hancılar, “Tıp ve müziğin ortak noktası insan. Tek fark; müzik ne kadar hayal ise doktorluk o kadar gerçek” diyor
- Cumartesi
- Giriş Tarihi: 13 Temmuz 2018 17:13
Okan Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Dr. Tayfun Hancılar, yoğun meslek yaşamının yanı sıra müziğe olan tutkusunu da profesyonel olarak sürdürüyor... Onkolog olan ve hastanenin de başhekimlik görevini yürüten Hancılar, akşamları sahnede müzisyenliğini konuşturuyor.
BEYNİME EMİR VERDİM
Müzisyen, onkolog ve başhekim... Üç önemli ve zor işi aynı anda yapıyorsunuz. Nasıl bir enerji bu?
Evet üç yaşamı aynı bedende yaşıyorum.
Okan Üniversitesi Hastanesi'nde Onkoloji Uzmanı olarak çalışıyorum.
Aynı zamanda hastanenin başhekimiyim. Akşamları da müzisyen olarak çeşitli zamanlarda sahne alıyorum.
Beste çalışmalarım, albümlerim var. Mesele aslında beyninizi nasıl yönlendirdiğinizle ilgili. Eğer "Hafta sonu hiçbir şey yapmayıp evde oturacağım" derseniz, gerçekten de aynı koltukta 2 gün geçirebilirsiniz. Ben de beynime "Üç ayrı işin var. Üçünde de becerebildiğinin en iyisini yap" emrini verdim.
O zamandan beri uğraşıyorlar. ortak nokta insan
Müzik ve doktorluk birbirini nasıl etkiliyor?
Ortak noktaları insan. 30 yıldır yaptığım tedavilerle binlerce hastanın hayatına dokundum, onların üzüntülerini, sevinçlerini gözlemledim. Müzisyen olarak da aslında şarkılarla, konserlerle insanların duygularına dokundum.
Kendi yaşadıklarımın yanı sıra birçok hastamın hayat hikayeleri de bana müzik için ilham verdi. Tek farkı müzik ne kadar hayal ise doktorluk o kadar gerçek.
NÖBETÇİ BAĞLAMACI
Müziğe nasıl başladınız?
1987'de mezun oldum. Aynı tarihte Yavuz Top hocadan Halk Müziği dersleri aldım. Üniversite yıllarındaki tüm gençlik festivallerinde gelemeyen bir ekip olursa Remzi ile beni çağırıp "Abi 20 dakika boş kaldı ne olur bir şeyler çalın" diye bizi amfiden çıkartırlardı.
Böylece 4 yıl nöbetçi bağlamacı olarak çalıştım. Daha sonra Timur Selçuk'tan armoni solfej dersleri aldım. Ve doktorlardan oluşan ilk müzik grubumu kurdum. Adı, "Seyir Defteri" oldu.
SÖZ YAZIP BESTE YAPIYORUM
Sonra nasıl devam ettiniz?
1989'da "Uzun Yağmurlardan Sonra", 1990'da "Tırışkadan Nağmeler" adlı iki adet kaset yaptık. Çoğu şarkının söz ve müziği bana aitti. 2008'de "Kilit" adlı ilk solo albümümü 2010'da Suat Suna ile "Aldırma" adlı albümü yaptım. 2018 Ocak ayında sevgili Barlas Erinç'in bestesi "Seninle" adlı single ve geçtiğimiz Mayıs ayında söz ve müziği bana ait olan "Engel Olamam" ile müzik yolculuğum devam ediyor.
Müzik ya da doktorluktan birini seçmeniz gerekse ne yaparsınız?
İnanın yapamazdım. Benim doktorluğum hiçbir zaman kağıt üzerinde kalmadı. 30 yılda binlerce hasta tedavi ettim. Mesleğimde ulaşılacak en iyi yere ulaştım, büyük bir tecrübe biriktirdim. O yüzden bu seviyede doktorluğu bırakmak, kendime de hastalarıma da büyük ihanet olur. Müzik ise bana kendimi iyi hissettiriyor, mutlu ediyor.
HASTALARLA SAHNEYE
Hastalarınızdan bir koro kurma fikri nasıl çıktı?
Uzun yıllar önce bir hastam tedavisi bittiğinde "Hocam ben de müzikle ilgileniyorum.
Keşke bir gün birlikte söyleyebilsek" demişti. O zamandan beri bu fikir aklımda. İnşallah Ekim ayı gibi hastalarımla birlikte sahne alıp yaşam sevincimizi herkese göstereceğiz. Kimbilir belki bir single da böyle çıkar.
Üzerinde çalıştığınız yeni bir projeniz var mı?
İnşallah Ekim ayında bir dönemin çok sevilen bir şarkısının rock coverını yapacağız. Klibi de yurtdışında çok sevdiğim bir ülkede çekmek istiyoruz.
3-4 ayda bir yeni bir single çalışması ile yolculuğumuz devam edecek. Eylül ayından itibaren konserler başlıyor.
Allah sağlık verdiği sürece devam...
"BİR TEK ANNEM ALIŞAMADI!"
Bu duruma meslektaşlarınızın ve çevrenizin bakışı nasıl? Uzun aralarla da olsa albümler yaptım, konserler verdim. Meslektaşlarım bana alıştı.
Bazen görüşmeye gelen kişiler başhekimlik makamının ağırlığından olacak, giyim tarzımın oldukça spor olması, kulakta küpe gibi alışılmadık aksesuvarlar nedeni ile kısa süreli şaşkınlık yaşıyorlar. Hastalarım zaten başından beri olayı çok sıcak karşıladılar ve farklı sohbetler yapabildikleri bir onkolog, onlar tarafından çok sıcak bir kabul gördü. Hemen hemen her konserime hastalarım gelir, kliplerimi izleyip yorum yaparlar. Bu duruma alışamayan sadece annem. O hala beni televizyonlarda ya da basında gördüğünde "Evladım, bilemedim ki... Koca doktor adamsın yakışıyor mu" diyor.
MÜZİK KANSER TEDAVİSİNİ KOLAYLAŞTIRIYOR
Müziğin kanser tedavisinde gerçekten yeri var mı? Elbette müzik kanseri tedavi etmiyor. Ama müzik kanser tedavisini kolaylaştırıyor. Bildiğiniz gibi kemoterapi ve radyoterapi gören hastaların beklendiği gibi bu tedavi esnasında huzursuzluk ve anksiyeteleri fazla oluyor. Bu nedenle uzun yıllardır bu tedavilerin yapıldığı üniteler de tedavi esnasında müzik yayını yapıyoruz ve bu bilimsel çalışmalarda da kanıtlandığı gibi, hastalar üzerinde sakinleştirici rahatlatıcı etki yapıyor ve tedavi toleransını arttırıyor.
SELAHATTİN ERTAŞ