Dünyanın en büyük Kukla Festivali İzmir Uluslararası Kukla Günleri 1 Mart Cuma günü perdelerini açıyor. Festival, 'Yaşayan Tablolar' adlı dramatik performans ile başlayacak. Bu yılki sloganı 'Kuklayla Daha İyi Bir Dünya' olan festival, 17 Mart'a kadar sürecek, 13. İzmir Uluslararası Kukla Günleri, bu yıl 24 ülkeden katılan yüzlerce kukla sanatçısı ve 42 kukla tiyatrosu topluluğu ile tüm İzmir'i bir kez daha kocaman bir sahneye dönüştürüyor. 47 kapalı ve açık gösteri mekanında, 44 gösteriyi, 174 kez sergileyecek olan kukla tiyatrosu grupları, İzmir'i görkemli bir renk cümbüşüne çevirecek.
BÜYÜK, KÜÇÜK HERKESE
Kuklayı her yönüyle bir bütün olarak ele almayı amaçlayan festival, sergi, atölye çalışmaları ve daha birçok etkinlikle İzmirlilerin karşısına çıkıyor. Festival kapsamında her yaştan izleyiciye uygun etkinlikler bulunuyor. İzmir'in birçok ilçesi dahil olmak üzere her yanına yayılmış bir şekilde gerçekleşecek festivalin programı kapsamında düzenlenen 5. Kipa Kukla Şenliği birbirinden güzel kukla gösterileri ve atölye çalışmaları ile küçük, büyük herkes için tam bir eğlence atmosferi oluşturacak. Hem ücretli hem ücretsiz etkinliklerden oluşan festival programına www.izmirkuklagunleri.com adresinden kolaylıkla ulaşılabilir.
EN PRESTİJLİ MARKAYIZ
İzmir Uluslararası Kukla Günleri Direktörü Selçuk Dinçer, bu yıl bir kez daha, her yıl düzenlenenler arasında dünyanın en büyük kukla festivalini İzmir'de düzenlediklerini vurgularken, "13. yılımızda dünyanın en önemli kukla festivallerinden birini İzmir'de düzenliyor olmanın gururunu taşıyoruz. İzmirli de böylesi bir uluslararası markaya sahip olmanın gururunu taşıyor. Dünyanın en saygın kukla sanatçıları festivalimize katılmayı bir ayrıcalık kabul ediyor. Biz de onları en iyi şekilde ağırlayarak her birini İzmir'in kültür elçilerine dönüştürüyoruz" dedi. YAŞAMA SEVİNCİ VERİYOR
Festivalin bu yılki sloganının "Kuklayla Daha İyi Bir Dünya" olduğunu hatırlatan Dinçer, "Savaşlarla, göçlerle, ekonomik ve sosyal çalkantılarla boğuşan dünyada, gelecek için tek umut insan. Ama önce yaşamın ne denli kıymetli olduğunu bir kez daha ve yeni baştan anlamalıyız. Her kuşağa ve her dünya görüşünden bireye söyleyecek sözü olan kukla önce yaşama sevinci uyandırarak yapıyor bunu. Bugünlerde en çok ihtiyacımız olan şey yaşama sevinci ve kukla bunu sunuyor bize" diye konuştu.
ATÖLYE ÇALIŞMALARI
Festivalde bu sene 7 adet atölye çalışması yer alacak. Güney Kore'den gelen Brush Theatre ekibi "Woogie Boogie Hakkında Her Şey" isimli söyleşi ile merak edilenleri cevaplayacak. Çocuklar için ise "Arkadaşım Kukla - Çorap Kukla Atölyesi" ve Almanya'dan Joachim Torbahn "Kilden Doğan Masallar" atölyesi düzenlenecek. Atölyelerde usta sanatçılar katılımcılara işin mutfağını öğretecek.
SERGİLER
Festival kapsamında "Annemle Öğreniyorum, Kuklalar Yapıyorum" sergisi ile ahşap, kağıt, hamur ve atık malzemeden yapılan oyuncak ve kuklalardan oluşan "Tasarım Legolar ile Benim Masalsı ve Naif Dünyam" sergisi yer alacak. "Kuklaların Gözü"de, geçtiğimiz yılın Kukla Günleri'ne dönerken, "İlk Adımlar 6" sergisinde DEÜ öğrencilerinin kuklalarıyla tanışacağız.
CARAVAGGİO'NUN TABLOLARI CANLANIYOR
13. İzmir Uluslararası Kukla Günleri'nin açılış oyunu, İtalyan kukla tiyatrosu topluluğu Teatri 35 tarafından sunulacak. Tabloların canlandırılmasıyla gerçekleştirilecek 'Yaşayan Tablolar' adlı dramatik performans, festivalin kaçırılmaması gereken oyunlarında başı çekiyor. 1 Mart Cuma akşamı saat 20.00'de Sabancı Kültür Sarayı'nda İzmir Devlet Opera ve Balesi orkestra sanatçılarının çalacağı ve soprano Derya Kırcalı Gürlük ve mezzosoprano Evrim Keskin Özülgen'in seslendireceği canlı İtalyan Barok müziği eşliğinde on dokuz tablonun sergilendiği 45 dakikalık performans görsel, işitsel ve duyusal bir şölene dönüşecek. Tabloların canlandırılması yöntemiyle gerçekleştirilen bu dramatik performans, 17. yüzyılın ilk yarısında Napoli'de yaşamış ünlü ressam Caravaggio'nun tablolarından oluşuyor. Yumuşak giysiler ve gerilmiş kaslar. Bıçaklar, meyveler ve tütsü kokusu. Sallanan tüyler ve rengarenk kumaşlar. İşte tüm bu malzemelerle Caravaggio'nun tabloları, bu mistik ve duyusal deneyime katılan seyircinin gözleri önünde yeniden yaratılıyor. Gösteri ile seyirci, Caravaggio'ya dokunabilir, onu hissedebilir, tadabilir ve görebilir.