Hayıflanıyorum eskiye. Her yıl 20 Ağustos geldiğinde içimiz kıpır kıpır olurdu. Bir heyecan, sanki bir bayram yaşayacakmışız gibi. Çünkü İzmir Enternasyonal Fuarı tam 30 gün, 20 Eylül'e kadar Ege bir yana Türkiye'nin hatta Avrupa'nın kalbi olacaktı. İzmir bizim ve aynı zamanda tüm Avrupa'nın bir buluşma yeri, uluslararası ticari bağlantıların yapıldığı Egelilerin de kurtlarını döktüğü, her yıl hasretle beklediği bir şov dünyası, önemli bir durağıydı. O güzelliği yok ettiler. İhtisas Fuarı aldatmacasıyla 9 güne indirdiler. Gazinolar tarihe karıştı.
EGE VE AVRUPA'DAN
Çünkü sadece İzmirliler değil, tüm Ege, Türkiye, hatta Avrupa'nın 4 bir yanından konuklar, İzmir Fuarı'nın açılışını iple çekerdi. İç turizm canlanır, tam bir ay süreyle herkes, zengini, fakiri, eğlencenin, mutlu saatler geçirmenin tadını doyasıya yaşardı. Egeliler Fuar'a özel hazırlıklar yapar, randevular o tarihte İzmir'de bulunmaya yönlendirilirdi.
BUZ GİBİ ŞIRA
Bizim aile, genelikle Namık Kemal Lisesi'nin karşısında 26 Ağustos Kapısı'ndan girerdik içeri, solda Tariş'in buz gibi şırasından içmeden geçmek olmazdı. Sonra sırada birdenbire dev Sovyetler Birliği Pavyonuyla karşılaşırdık. O sırada Türkiye'de "Komünistler Moskova'ya" sloganı yerleştirildiğinden, pavyonu gezerken, sergilenen eserlere teknik ekipmanları hayranlıkla izlerken içimizde bir ürküntünün de bulunduğunu hatırlarım.
MAKARNA KUYRUĞU
Ada Gazinosu'ndan sola girilince Piyale'nin makarna pavyonu vardı, dudakları yakan sıcak makarna ile meşrubat satılırdı. Herkes kuyrukta... Oradan geçip Hayvanat Bahçesi'ni ziyaret eder, maymunlara çerez atardık, Efsane Fil, Pak Bahadur'un marifetlerini gözler, kafeslerinde kartallara, akbabalara hayranlıkla bakardık. Dünya güzeli hayvanlar tavuskuşlarının o bet sesleri arasında. Ve oradan eğlence mekanları, seç, seç beğen. Necdet Yazar'ın Göl Gazinosu, Noyaner'lerin Akasyalar'ı, Bornovalı Nuri'nin Luna Park Gazinosu, Ekici Över, Manolya, Kürt Beşir'in (Öge) Çamlık Senar'ı (Müzeyyen Senar aşıkıydı rahmetli) Ulutanırların Kübana'sı, Saffet Kuyaş'ın Mogambo'su... Kiminin parası, kiminin duası. Hali vakti yerinde oranlar programları içerden, imkanı bulunmayanlar da dışardaki banklarda oturarak izlerlerdi. Bir örnek vererek nerelerden nereye geldiğimize değineyim. Müzeyyen Senar, Bülent Ersoy, Emel Sayın, Behiye Aksoy ve Gönül Yazar gibi devlerin, süper sanatçıların döneminden öyle hale gelmişiz ki artık elektronik cihazlar, karga seslileri bile bülbül gibi şakıtıyor.
ÜNLÜ YILDIZLAR
Dünya çapında ne kadar yıldız ve grup varsa bu doyumsuz kente, konser vermek için koşardı. Şimdiki İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin bulunduğu yerde eskiden Sibel Gazinosu vardı. Mehmet Ulutanır ve oğlu Ali Ulutanır'ın sahibi olduğu mekanda, Gloria Lasso, Al Bano-Romina Power, Sacha Distel, Dario Moreno, Salvatore Adamo gibi süper şarkıcılar, Latin Amerika'nın en gözde grupları Los Paraguayos, Los İndios, Los Machucambos, Los Espanoles ve Les Chakachas, İzmirlilere doyumsuz günler, saatler yaşattılar.
KADINLARA ÖZEL
Fuar zamanı gazinolar kadınlara özel matineler düzenlerdi. Geceki program çok daha ucuza uygulanırdı. Ancak tek sıkıntı, numaralı bilet satılmamasıydı. Bu nedenle kadınlar, kızlar sabahtan kuyruğa girerlerdi. Zaman uzun olduğu için de çimlere yayılırlar, hazırladıkları dolma, yumurta, börek ve karpuzları konu komşu doyasıya yerlerdi.