atv'nin sevilen dizisi Yalnız Kurt'un kötü adamı Hakan Bilgin önümüzdeki hafta İzmir'e geliyor. Oyunculuk üzerine bir workshop'a katılacak olan Bilgin İzmir'in yeteneklerini keşfedecek. Yılan Hikayesi ile tanıdığımız genellikle komik rollerin adamı Hakan Bilgin, Yalnız Kurt'taki kötü adam rolüyle şaşırtsa da seviliyor. Ünlü oyuncuya oyunculuk kariyerindeki yolculuğunu ve hakkında merak edilenleri sorduk...
YILAN HİKAYESİYLE BAŞLADI - Oyunculuğa nasıl karar verdiniz?
Oyuncu olmaya karar vermedim.
Ben ortaokul, lise, üniversitede hep sosyal faaliyet olarak tiyatro yaptım. Memur çocuğu olarak da bir gün oyuncu olabilirim hayali bile kurmadım.
Çünkü, biz çalışmak zorunda olan insanlardık ve o zamanlar oyunculuk yaparak insanın hayatını idame ettireceğini düşünmüyorduk. Karadeniz'den bakıldığında doğru resim gözükmüyordu.
Onun için böyle bir şeyi hiç düşünmedim dolayısıyla öyle bir hayalim yoktu. Fakat yıllar sonra çalıştığım şirket battığında "Ben neler yapabilirim" diye düşünmeye başladım. O güne kadar amatör tiyatro yaptığım ve birçok ustadan da eğitim için, "Bunu biliyorum, o zaman bunu deneyebilirim" dedim.
"Herhalde Allah benim bu taraftan bakmamı istiyor" dedim ve denedim. Ferhan Şensoy'un Ortaoyuncular Tiyatrosu'ndaydım. Emre Kınay ile bir arkadaşlığımız vardı o da beni Yılan Hikayesi'ne tavsiye etti. Yılan Hikayesi 3 sene sürünce bir anda bu sektörde yer aldım.
SEYİRCİLER ALIŞIK DEĞİL - Rollere nasıl hazırlanıyorsunuz?
İzlediğim yolda aslında her rolün içinde Hakan var. Yani Hakan'ın Maho'su, Hakan'ın Hüseyin abisi Hakan'ın işte şu an oynadığım Gani'si. 'Hakan bir gün böyle bir şey yapmış olsaydı nasıl bir adam olurdu'dan yola çıkıyorum ve öyle hazırlanıyorum.
- Atv'nin sevilen dizisi Yalnız Kurt'taki karakterle ilgili nasıl geri dönüşler alıyorsunuz izleyicilerden?
Valla tipi sevdiklerini söylüyorlar.
Böyle rollerde çok fazla oynamadım, onun için beni seven ve komedimle eğlenen seyirci çok alışık değil. "Biz seni böyle bilmiyorduk" deseler de sevdiklerini söylüyorlar.
- Şu an oynadığınız karakterle kendinizi bağdaştırdığınız taraflar var mı?
Bağdaştırılır bir taraf yok çünkü kötü adam bu. Gani ile hiçbir bağlantım da yok. Ama Hakan bir gün böyle bir kötü adam olsaydı ne yapardı diye düşündüğümde ortaya böyle bir Gani çıkıyor.
SINAV TAM BİR DUAYEN - Osman Sınav ve Cihan Ünal gibi duayen isimlerle aynı projede yer almak size nasıl hissettiriyor?
Cihan hocayla daha önce hiç çalışmadık aynı sahnede de olmadık. Ama Osman abi bu sektörün gerçekten duayenidir ve duayeni olduğunu ben setteki huzurdan, sette çalışanların işe ve Osman abiye olan saygısından daha iyi hissediyorum. Osman abi hiç sette olmasa bile kesinlikle çok ciddi bir hakimiyeti var, herkesin büyük bir saygısı var. Onun için de onunla çalışmak onun firmasında çalışmak çok büyük bir şans benim için.
- Türkiye'de artan dijital dizi ve film platformlarının oyunculuğu ve sektörü nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz?
Sektörde evet çok iş var ama bazen de o işlerin kalitesi düşmeye başlıyor. Çok fazla bir şey olduğu zaman, fazla ürün çıkartınca haliyle kaliteli iş çıkarmakta biraz zorlanıyor insanlar. Onun için de bu yoğunluk mutlaka çoğalacak.
Sonra daha düzgün daha kaliteli daha vasıflı şeyler olmaya başlayacak düşüncesindeyim. Alanın bu kadar genişlemesi, sanayileşmesi çok güzel. Şu an dünyada dizi sektöründe, dünyaya satılan diziler sektöründe dünya ikincisiymişiz.
Bu çok önemli.
"SAHNEDE HUZUR BULUYORUM"
- Daha önce bir röportajınızda tiyatroda kendinizi daha iyi ifade edebildiğinizi söylemiştiniz. Sizin için tiyatroyu, dizi ve sinemadan ayıran şey nedir?
Evet tiyatroda kendimi daha iyi hissediyorum. Çünkü, tiyatro gerçek, canlı ve o bulunduğunuz 2 saat içerisinde hiçbir şey düşünmüyorsunuz oradaki insansınız. Hani dizide veya sinemada mutlaka kesildiğinde tekrar Hakan'a dönebiliyorsunuz ama orada o anlattığınız kişi oluyorsunuz. Bu biraz insanı arındıran, dinlendiren bir şey.
Benim en huzurlu olduğum yerlerden birisi tiyatro.
"IÇİNDE IZMİR OLAN PROJELERE DAHA SICAK BAKIYORUM"
- Sık sık İzmir'de bulunuyorsunuz İzmir ile ilgili bir projeniz var mı?
İzmir'i çok seviyorum yazları da Çeşme'de geçirmeyi severim.
Hatta hayatımda hiç televizyonda bir dizi seyredip de "Ya bu dizide olsam keşke" dediğim bir dizi hiç olmamıştı. Ama geçen yıl İzmir'de çekilen hatta bir kısmı Çeşme'de çekilen Son Yaz dizisi için "Ah keşke bu dizide olsaydım" dedim.
Çünkü orada hem çalışıp hem de yaşamak çok keyifli olurmuş gibi geliyor bana. Onun için İzmir'de olan her türlü projeye çok daha sıcak bakıyorum.
MELİH DEMİRTAŞ