Muğla'da Roma, Bizans, Anadolu beylikleri, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinden kalan tarihi kalıntıları bünyesinde barındıran antik kentler sonbaharın gelişiyle adeta rengarenk bir örtüyle kaplandı. Türkiye'nin büyük bölümünde soğuk hava etkili olurken, Muğla'nın doğal güzellikleriyle ünlü sonbaharın yeni hissedildiği Lagina ve Stratonikiea Antik Kenti'nde sararan yapraklar, kentin içindeki tarihi kalıntıları ve Osmanlı dönemi taş döşeli yolları kapladı. Bölgede tatil yapan yerli ve yabancı turistler ve doğa tutkunları, düzenlenen gezilerle kentin tarihi yapılarını ve doğal güzelliklerini keşfediyor. Sonbaharla göz kamaştırıcı bir güzelliğe bürünen antik kentlerde yerli ve yabancı doğaseverler, tarihi kalıntıların arasında yaptıkları yürüyüşlerle sonbaharın keyfini çıkartırken, renk cümbüşünün sunduğu görsellik ise fotoğraf tutkunlarını cezbediyor. Muğla'daki, Pagan inanışının merkezi kabul edilen 3 bin yıllık Lagina Hekate Kutsal Alanı'nda yürütülen çalışmalarda gün yüzüne çıkarılan eserlerin bulunduğu alanlar, büründüğü sonbahar renkleriyle dikkati çekiyor.
ŞİMDİ TAM GEZME VAKTİ
Muğla'daki antik kentlerin her mevsimin ayrı bir güzel olduğunu ve ziyaretçilerine değişik sunumlar yaptığını belirten Stratonikeia ve Lagina Antik Kentleri Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt, "Özellikler sonbaharda antik kentlerimiz rengarenk. Yeşilin sarıya, sarının bordoya, renklerin bir uyum içerisinde dans ettiği bir hava hakim. Bölgeye gelen fotoğraf tutkunları da tarihi dokular arasında renk cümbüşü yaşıyor" dedi. Antik kentlerde sonbaharın en büyük özelliğinin de farklı renklere bürünen yapraklar olduğunu vurgulayan Söğüt, ziyaretçilerin geniş bir alanda hem yapıları gezme hem de sonbaharın tüm güzelliklerini yaşama imkanı bulduğunu anlatarak, şunları söyledi: "Bizim sadece arkeolojik değerlerimiz değil doğal ve k��ltürel değerlerimiz ile somut ve somut olmayan kültürel miraslarımız da son derece önemli. Bunların bütününe sahip çıkarak gelecek nesillere aktarmanın son derece önemli olduğunu düşünüyorum."
OSMAN AKÇA