İZMİR'İN Tire ilçesi, tarihi yapılarından mutfağına kadar birçok alanda farklı kültürlerin etkileşiminin örneklerini bugüne taşıyan yapısıyla dikkat çekiyor. Hitit, Frigya, Lidya, Pers, Roma ve Bizans'a ev sahipliği yapan ilçede, 13. yüzyılda Aydınoğulları Beyliği ile Türk egemenliği başladı. 1426'da Osmanlı Devleti'ne geçen Tire, Müslümanların hakimiyetiyle şehir hayatına ait birçok esere sahip oldu.
YURT DIŞINA DA GİDİYOR
Selçuklu Türkleri ile Orta Asya'dan Anadolu'ya gelen ve yüzlerce yıldır kullanılan, geçmişi milattan önce 6 bin yıllara kadar uzanan ve kaybolmaya yüz tutan meslekler arasında yer alan keçecilik de bu ilçenin önemli zanaatlarından biri olarak ön plana çıkıyor. Tire'de sanata gönül vermiş keçe ustalarından biri olan Dilek Kahya da bu geleneği yaşatmaya devam ediyor.
Yaklaşık 13 yıldır keçecilikle uğraşan Kahya, geçmişte neredeyse her evde bulunan keçe halıların bu dönemde kullanılmaması nedeniyle, keçeden atkı, şal, masa örtüsü, ceket, anahtarlık, şapka, yelek, çanta, cüzdan, terlik gibi ürünler tasarlayıp, ülkenin farklı illerine ve yurt dışına satıyor. Dilek Kahya, keçeciliğin geçmişte çok yaygın olduğu yerlerden Tire'de bugün 2-3 kişinin bu işi sürdürdüğünü belirtti.
Babası aracılığıyla keçe ustalarıyla tanıştığını ve mesleği onlardan öğrendiğini ifade eden Kahya, "Avrupa'dan Amerika'ya kadar her yerden sipariş geliyor. Keçe şu an popüler olduğu için herkes seviyor ve alıyor" diye konuştu. Bu mesleğin kaybolmasını istemediğini belirten Kahya, bundan dolayı da zaman zaman iş yerine gelen moda ve tasarım öğrencilerine işin inceliklerini öğrettiğini sözlerine ekledi.