Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü'nden mezun olan ve İspanya'nın San Sebastian kentinde bir otelin mutfağında aşçı olarak çalışan 29 yaşındaki Gupse Berrin Çakar, 5 yıl önce Türkiye'ye döndü. Hem Balıkesir mutfağına hem de ailesinin kökeninden dolayı Çerkez yemeklerine hakim olan Çakar, işletmesini kurmak için babası Ahmet ve annesi Melek Çakar ile hazırlık yaptı.
ÇERKEZ VE BALIKESİR LEZZETLERİ BİR ARADA
Çakar, Susurluk'un kırsal Demirkapı Mahallesi'nde dedelerinden kalma 150 yıllık konağı, ailesi ve arkadaşlarıyla restore edip butik restorana dönüştürerek geçen yıl Temmuz ayında hizmete açtı. Kahvaltı hizmeti de veren Çakar, annesi, babası ve 2 çalışanıyla, Çerkez mutfağından haluj, şıpsı, metaz, Çerkez peyniri, haku haluj, gelin lokması, Balıkesir'e özgü tirit, keşkek, şıngıllı mantı, höşmerim, Balıkesir kaymaklısı, keçi ayağı gibi lezzetleri müşterileriyle buluşturuyor.
ANNEDEN BÜYÜK DESTEK
Gupse Berrin Çakar, yemek yapmaya merakının çocuk yaşlarda başladığını söyledi. Yemeğe ilgisinin ailesinden geldiğini belirten Çakar, "Babamın eli lezzetlidir, yemek yapmayı sever ama yetenek geliştirilebilir bir şeydir. Benim gelişmemi sağlayan da annemdir. Çocukken kırıp dökmeme, saçmama hep izin verdi. Arta kalan yemekleri değerlendirmeme hep izin verdi" dedi. Yurt dışında kazandığı deneyimin kendisi için çok önemli olduğunu vurgulayan Çakar, "Orada 100 kişi çalışıyorduk. Kendi sistemimi kurmak için ülkeme dönmek istedim. Yararlı olmak istediğim de kendi köyümdü ve direkt köyüme döndüm" ifadelerini kullandı.
"ONU HEP MOTİVE ETTİM"
Anne Melek Çakar, çocukluğunda kızını, aşçılığa merakı olduğundan yemek yaptığı malzemeleri döküp saçsa da kısıtlamadığını ifade etti. Onun, küçücük boyuyla sandalyenin üzerine çıkarak tezgahta bir şeyler yaptığını kaydeden Çakar, "Pilav, badem, kuru üzüm gibi birçok değişik şeyi birleştirirdi. İlk önce farklı şeyler, sonra bambaşka lezzetler ortaya çıkmaya başladı. O süreçte onu hep motive ettim. Sanırım o dönemde özgüveni oturdu" diye konuştu.
BABASININ AVLADIĞI BALIKLARI SERVİS EDİYOR
ÇAKAR, butik restoranın mimarisini, Kafkasya'dan bölgeye gelen atalarının yöntemlerini ve bugünün mimarisini harmanlayarak tasarladıklarını bildirdi. İnşaat sürecinin 9 ayda tamamlandığını aktaran Çakar, "Burayı tasarlarken 150 yıl önce Kafkasya'dan atalarımız geldiğinde nasıl yemekler yapılıyordu, onu düşündüm. O zamanlar doğalgaz, tüp olmadığını, ateşle yemek yapıldığını düşünerek ona göre tasarladım. Kuzine yaptık, uzun süre et suyu pişirmek istediğimde altına bir odun atıyorum, bütün gece mum ateşi dediğimiz ısıda o et suyunu pişirebiliyorum. İsraftan kaçınmak adına rezervasyonla çalışıyoruz. Menüyü tasarlarken kapalı gruplar için bir hafta önceden hazırlık yaptığımız ürünleri Burhaniye pazarındaki köylülerden ve belirlediğimiz taze et satan kasap ve balıkçılardan temin ediyoruz. Bazen de babamın avladığı balıkları pişirip servis ediyoruz" dedi.
'KÖYÜNÜ TERCİH ETTİ'
BABA Ahmet Çakar, kızının hayallerini gerçekleştirmek ve ona destek olmak için restoranı açtıklarını belirtti. Kızının aşçılık mesleğine aşık olduğu için üniversitede ziraat mühendisliği eğitimini bırakıp gastronomiye geçtiğini anlatan Çakar, "Yine hayali gerçekleşsin diye yurt dışına gönderdik. Yurt dışında teklifler aldığı halde bıraktı. Burasını, köyünü tercih etti" dedi.
ELİF ÇELİK