İzmir'in incisi Selçuk, yılın her mevsimi yerli ve yabancı ziyaretçi akınına uğruyor. Deniz, güneş, doğa, kültür ve tarih turizminin merkez noktası Selçuk baş döndüren güzellikleriyle sizi bekliyor. Hafta sonu ailecek mini tatil rotanıza ekleyeceğiniz Selçuk'u, şimdiden belirtelim ki kenti yakından tanıyan rehber eşliğinde gezmenizde yarar var.
HER YERİNDEN TARİH FIŞKIRIYOR
Selçuk'ta, uzun yıllardır süren ve daha da sürecek olan kazı ve restorasyon çalışmaları kentin uygarlıklar tarihinde her ama her dönem göz olduğunu gösteriyor. Güler yüzlü, kültürlü kent halkı, sorduğunuz her soruya nazikçe yanıt veriyor. Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve antik tarihin birbiriyle harmanladığı başka bir kenti bulup, keşfetme şansınız bence yok denecek kadar az. Güzeller güzeli Selçuk'a, İzmir yönünden giriş yaparsanız heybetli kalesi sizi karşılayacak. Selçuk'un tarihi ve turistlik yerlerini sizlere eksiksiz anlatmaya kalksak inanın sayfalar yetmez. Ama en ünlüsünden başlayalım.
POLLIO SU KEMERİ
KENTİN dışında, Tralleis (bugünkü Aydın) ve Magnesia yolu üzerinde yuvarlak bir mezar yapısının harabeleri ile iyi korunmuş Augustus dönemi Pollio su kemeri göze çarpmaktadır. Yuvarlak Yapı, Selçuk'un 3,8 km dışındadır. İmparator Augustus'un yaptırdığı, Efes'in su ihtiyacını karşılayan Aqua Throessitica'nın bir parçasıdır.
MERYEM ANA EVİ
MERYEM Ana Evi, Efes çevresinde yer alan Bülbüldağında bulunan bir Katolik ve Müslüman mabet yeridir. Selçuk' a 7 km uzaklıktadır. Katolik hacılar İsa'nın annesi Meryem'in, Havari Yuhanna tarafından bu taş eve getirildiği ve cennete alınışına kadar bu evde yaşadığına inanarak ziyaret etmektedirler. Hz. Meryem'in mezarının da Bülbüldağında olduğu düşünülür. Efes Antik Kenti'nin üst kapısının yanından geçilerek çıkılan Meryem Ana ören yerinde, küçük bir Bizans kilisesi bulunmaktadır. Burada Hz. İsa'nın annesi Meryem'in yaşadığına ve öldüğüne inanılır. Hristiyanlar yanında Müslümanlarca da kutsal sayılır ve ziyaret edilir, hastalara şifa aranır, adaklar adanır.
ST. JOHN KİLİSESİ
12 havariden biri, en sevileni en genci... Hz. İsa'nın annesini emanet ettiği Aziz Yuhanna diğer adıyla St. John Theologos burada yaşadı, burada İncili yazdı, hatta burada öldü. 37-38 yıllarında Efes'e geldiği bilinen St John, Efes'te Hıristiyanlık inancını yaymak için uğraş verip cemaatine yeni inananları ekledi. Aziz Paulus da bir süre Efes'te kaldı daha sonra buradan ayrıldı. 67 yılında Aziz Pertus ile İncil'i vaaz etmeye başlayan St John, zamanın imparatoru Domitianus tarafından iki kez öldürülmek istendi ve her ikisinden de mucizevi şekilde kurtuldu. 81 yılına gelindiğinde Patmos Adası'na sürgüne gönderilen St John 95 yılında tekrar Efes'e döndü.
Son yıllarını Efes'te (Ayasuluk Tepesi'nde) geçiren Aziz Yuhanna, kendi adıyla anılan İncil'i ve mektuplarını burada yazdı. Yaklaşık 100 yaşında burada öldü ve vasiyeti üzerine Ayasuluk Tepesi'ne gömüldü. Efes Halkının 7. Yüzyıldan sonra tamamen Ayasuluk'a taşınması ile St. Jean Kilisesi Efes'teki eski Piskoposluk kilisesinin yerini alarak bir hac kilisesi olarak kabul edildi.
ÜÇ DİNİN SEMBOLLERİ
İsabey Cami, Artemis Tapınağı ile St. Jean Kilisesi arasında, tepenin güneybatısında yer almaktadır. Bu konumuyla üç ayrı dinin sembollerinin bir üçgen arasında kalması anlamlıdır. Ve dünyada örneği yoktur. Camii 1375 yılında Aydınoğlu İsa Bey tarafından Şamlı Mimar Ali İbn-el Dımışkü'ye yaptırılmıştır. İnşaatında, Efes'le Artemis Tapınağından bazı parçalar özellikle sütunlar kullanılmıştır. Camiinin ortasında şadırvan ı kapsayan revaklı avlu yer alır. Camiinin doğu ve batısı kapısının üstünde yükselen iki minareden doğuda olanı tamamen yıkılmış ve tek bir minare kalmıştır.
KÜÇÜK ASYA'NIN BAŞKENTİ EFES
Antik dünyanın sayılı metropollerinden biri olan Efes, Küçük Asya'nın siyasi, ekonomik ve kültürel başkentiydi. Bugün Efes'ten geriye kalanlar bile onun kendi döneminde muazzam bir kent olduğunun kanıtıdır. Anadolu'da gezilebilen alan bakımından en büyük antik kent olma özelliği ile yılda yaklaşık olarak, iki buçuk milyon turisti ağırlayan Efes kenti, antik çağdaki ihtişamlı varsıllığını gelenlere kanıtlamaktadır. Celsus Kütüphanesi, dev tiyatro yapısı,Hadrianus Tapınağı, agoraları, hamamları, aşk evi, umumi tuvaleti, caddeleri ve mezar anıtları ile Efes dünyanın en görkemli antik yerleşimleri arasında bulunuyor.
'HERAKLİTOS'UN' MEMLEKETİ
Milattan Önce 535-475 yılları arasında Efes'te doğup büyüyen filozof Sokrat'tan çok önceleri ilgisinin insana, topluma ve doğaya yönelterek sorular sormuş karşıtların birliği tezine ulaşmıştır. Yüzyıllar boyu devam eden biçok felsefi akımın da atası olan Heraklitos'un anonim sanılan "aynı nehirde (sularda) iki kez yıkanılmaz" ve "değişmeyen tek şey değişimdir" gibi dillere pelesenk olmuş sözlerin sahibidir. Yazdığı düşün kitaplarını da Artemis Tapınağı'na adak olarak sunan Efesli filozofun hayat hikayesini araştırırsanız öyküsünü eminiz ki çok ilginç bulabilirsiniz.
EFES PLAJI (PAMUCAK)
Kış mevsiminde olduğumuzun farkındayım. Size denize girin demiyorum (Yabancılar suyu sıcak bulup giriyor) Selçuk'un 9 km, Efes Antik Kenti'nin ise 6 km kuzeyinde, uzunluğu beş kilometreyi bulan Pamucak (Efes Plajı) sahili uzanır. Pamucak sahili yılın her döneminde mutlaka görülmesi gereken eşsiz bir güzellik. Koruma altındaki sahilin endemik bitkileri olan kum zambakları kulaklarınıza İskender'in de buradan geçtiğini, sayısız kral ya da kraliçenin bu sularda serinlediğini fısıldarsa şaşırmayın...
NE YENİR, NEREDE KALINIR?
Zengin Ege mutfağının en güzel lezzetleri sanki Selçuk'ta buluşmuş... Zeytinyağlıları, otları ve diğer yöresel lezzetleri ile de zengin, iştah açıcı bir mutfağa sahiptir. Balık ve deniz mahsulleri ile hazırlanan yemekleri oldukça meşhurdur. Sütlü balık en sevilen yemekler arasındadır. Priştine, Kirde kebabı ve Şevket-i Bostan mutlaka tatmanız gereken lezzetler. Ve olmazsa olmazı meşhur çöp şiş kebabı... Konaklamak ise hiç problem değil... Beş yıldızlı otellerinden küçük pansiyonlarına kadar geniş bir yelpazede bütçenize göre konaklayabilirsiniz.