Kamelyalı Kadın- Alexandre Dumas Fils: Hukukçu Mösyö Armand Duval'in yolu bir gün kamelyalarıyla ünlenmiş Matmazel Marguerite Gautier ile kesişir. Armand'ın kendi halinde bir hukukçu, Marguerite'in ise çiçeklerine sıradan bir ailenin bir aylık geçim kaynağını sarf edebilecek derecede sefahat içinde bir kadın oluşu, bu iki gencin birbirlerine ilgi duymalarını engellemez. Başından geçen onca şeye rağmen masumiyetini kaybetmeyen Marguerite, Armand Duval sayesinde hayatında ilk defa şefkati tanıyacak, karşılık beklemeden sevmenin ve sevilmenin güzelliğini tadacaktır.
Cemile- Orhan Kemal: Boşnak kızı işçi Cemile ile dar gelirli Kâtip Necati arasındaki saf aşkı anlatan roman, Orhan Kemal'in yalın anlatımıyla çarpıcı bir resim gibi okurların zihnine ve elbette ki kalbine işliyor. Orhan Kemal'in adeta damaklarda tat bırakan üslubuyla eşsiz bir aşk hikayesi.
Başucumda Müzik-Kürşat Başar: 1950'li yıllarda yaşanan gerçek bir aşk hikayesinden yola çıkarak kurgulanan Başucumda Müzik, dönemin siyasi ve sosyal havasıyla birleşince unutulmaz bir aşk hikayesi oluşturuyor.
Aşk ve Gurur-Jane Austen: Dünya Klasik Edebiyatı'nın en önemli örneklerinden olan Aşk ve Gurur, 18. yüzyıl İngiltere'sinde geçen unutulmaz bir aşk hikâyesini konu alıyor. Orta halli bir ailenin zeki ve neşeli kızı ile kibirli ve mağrur olmasının yanı sıra son derece dürüst ve varlıklı genç bir adamın neredeyse nefretle başlayan ilişkilerinin büyük bir aşka dönüşünü anlatan bu kitapta, biri gururlu diğeri önyargılı iki insanın zaman ilerledikçe yanıldıklarına ve birbirlerine yaptıkları onca haksızlığın yalnızca aşkla telafi edilebileceğine tanıklık edeceksiniz.
İlk Aşk- Ivan Sergeyeviç Turgenyev: Vladimir adını verdiği kahramanla kendi yaşam öyküsünü kaleme alan Turgenyev, 16 yaşındaki ilk aşkını yazmak için 42 yaşını beklemiştir: Turgenyev'in yaşadığı "İlk Aşk"ta, rakip olarak karşısına maalesef beklenmedik bir kader çizgisiyle öz babası çıkmıştır. Ne var ki, babası oğlunun yoğrulmakta olduğu o duygularından habersizdir. Yazarın yenilgiyle son bulan ve karmaşık hislerle yüklü o anıları, daha sonraki yaşamın da onu derinden etkilemiştir.
Bir Gün Tek Başına-Vedat Türkali: Vedat Türkali'nin kült eseri , Milliyet Yayınları 1974 Roman ödülünü ve 1975 Orhan Kemal Roman Armağanı'nı kazandı. Bir Gün Tek Başına, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinden hemen önceki günlerde yaşanan bir hikayeyi konu alıyor. Siyasal çalkantılar ve aşk bir arada işleniyor.
Yüzbaşının Kızı-Aleksandr Puşkin: Ünlü Rus yazar Aleksandr Puşkin'in Dünya klasikleri arasında yerini alan romanı Yüzbaşının Kızı, vatanseverlik, şeref, onur, sadakat, aşk gibi evrensel değerleri konu alır. Genç subay Pyotr Andreyiç Orenburg'a görevlendirildiğinde burada kale komutanının kızı Masha'ya aşık olur. Fakat tanıştığı ve yakın arkadaş olduğu teğmen Savabin de Masha'ya aşıktır. Bu arada Orenburg yakınlarında Kazakların isyan haberleri gelmektedir.
Jane Eyre-Charlotte Bronte: Yazarı Charlotte Bronte'nin yaşamından izler taşıyan roman, zorlu bir yaşam süren yapayalnız bir genç kızın güçlü bir kadına dönüşmesinin öyküsüdür. Küçük yaşta öksüz kalan Jane Eyre, kendisini hiçbir zaman sevmeyen ancak kocasının vasiyeti üzerine bakımını üstlenen yengesiyle zor bir yaşam sürmektedir. Katı kurallarla yönetilen bir yatılı okula gönderilince, bu kez hayatın başka zorluklarıyla yüzleşmek zorunda kalır. Okulda geçirdiği on yılın ardından öğretmen olarak mezun olur. Edward Rochester'ın malikânesinde mürebbiye olarak iş bulur. Evin gizemli efendisi Rochester'a âşık olur; ancak onu hayal bile edemeyeceği zorluklar ve acılar beklemektedir.
Bir Kadının Penceresinden- Oktay Rıfat: Türk şiirinin önde gelen ismi Oktay Rıfat'ın 1976 yılında yayımlanan bu ilk romanı, 1975 Türkiye'sinde İstanbul'un aydınlar çevresine geçen, üç çocuk annesi, evli bir genç kadınla genç ve evli bir devrimcinin yasak aşk hikayesine odaklanıyor. Roman, toplum baskıcı, siyasal ruh, önyargılar gibi diğer konularda düşündürmeyi başarıyor.
Masumiyet Müzesi- Orhan Pamuk: 1975'te bir bahar günü başlayıp günümüze kadar gelen İstanbullu zengin çocuğu Kemal ile uzak ve yoksul akrabası Füsun'un hikâyesinin anlatıldığı romanı okurken yalnız aşk hakkında değil, evlilik, arkadaşlık, tutku, aile ve mutluluk hakkında da düşünme fırsatı doğuyor.
Kırmızı ve Siyah-Henri Beyle Stendhal: Stendhal, dünya edebiyatının en önemli klasiklerinden biri olan Kırmızı ve Siyah'ın konusunu gazetede çıkan bir yargılama haberinden alarak muazzam bir aşk hikayesine dönüştürmüştür. Kırmızı ve Siyah'ta, Julien Sorel ile Madame de Renal'in aşkı, tutkulu aşklardandır. Eser, her geçen gün büyüyen bir aşkın hikâyesidir.
Nefes Nefese- Ayşe Kulin: İkinci Dünya Savaşı döneminde yaşanan bir hikayeyi anlatan Nefes Nefese, Avrupa'yı kasıp kavuran ve tarihin en acımasız gerçeklerinden biri olan Nazizm'i, dönemin Türk diplomasisinin korumaya özen gösterdiği ince dengeyi ele alırken, bu tarihi planın ön yüzünde de Osmanlı vezirlerinden birinin kızıyla evlendiği Yahudi gencin aşkını ve kaçışını da dile getiriyor.
Serenad-Zülfü Livaneli: Her şey, 2001 yılının Şubat ayında soğuk bir gün, İstanbul Üniversitesi'nde halkla ilişkiler görevini yürüten Maya Duran'ın (36) ABD'den gelen Alman asıllı Profesör Maximilian Wagner'i (87) karşılamasıyla başlar. 1930'lu yıllarda İstanbul Üniversitesi'nde hocalık yapmış olan profesörün isteği üzerine, Maya bir gün onu Şile'ye götürür. Böylece, katları yavaş yavaş açılan dokunaklı bir aşk hikâyesine karışmakla kalmaz, dünya tarihine ve kendi ailesine ilişkin birtakım sırları da öğrenir.