Sinemanın gözde kitapları

Güzel sanatların resim, heykel mimari, dans, tiyatro, edebiyat ve müzik olarak bilinen geleneksel 6 dalına sonradan eklenen sinema 7. sanat olarak adlandırılıyor. Aslında bütün bu geleneksel dallardan birer küple içeren sinema en çok da edebiyattan besleniyor. Çünkü aslında sinema edebiyatın ete kemiğe bürünmüş haline tekabül ediyor. Sinemanın en sevdiği ve pek çok kez farklı versiyonlarla yayınladığı edebi eserleri derledik. İzlemeden önce okumak isterseniz, bu klasikleri D&R raflarında bulabilirsiniz...

UĞULTULU TEPELER / EMİLY BRONTE
BRONTE kardeşler, kadının edebiyatla uğraşmasının hoş görülmediği bu yıllarda, önce erkek kimliğiyle şiirler yazmış sonra kendi adlarıyla, klasikler arasında yer alacak üç önemli romana imza atmışlardır. Emily Bronte 1848'de öldüğünde dünya edebiyatının en güzel yapıtlarından birini, ilk ve tek romanı Uğultulu Tepeler'i bırakmıştır ardında. Bu Victoria dönemi romanı, kimine göre dünyanın gelmiş geçmiş en büyük aşk romanı; kimine göre her okunuşunda değişik tatlar veren çağlar ötesi bir eser ya da insanın içine işleyen bir anlatımla dile getirilmiş uzun bir şiirdir.
ÇALIKUŞU
REŞAT Nuri Güntekin'in 1922 yılında ilk kez Vakit gazetesinde tetrika edilen en tanınmış eseridir. Fransız Lisesi mezunu gencecik, delişmen bir kız olan Feride'nin serüveni yaşadığı derin bir hayal kırıklığı sonrasında nişanlısını, ailesini İstanbul'da bırakarak Anadolu'nun küçük bir köyüne öğretmen olmasıyla başlar. Farklı kültürden gelen genç, yalnız ve bağımsız bir kızın toplumsal yaşamdaki zorlukları, çalışan değer yargıları, karşısına dikilen çıkar ilişkileri, Feride'nin iç dünyasındaki fırtınalar ve derin yalnızlıkla iç içe geçerek okurun karşısına çıkar. Çalıkuşu, gerçekçi yönelimin ilk dönemlerinden olan bir başyapıttır.


AŞK-I MEMNU /HALİT ZİYA UŞAKLIGİL
AŞK-I Memnu yirminci yüzyıl başında İstanbul'da, Batılı yaşam tarzını benimsemiş bir toplum katında geçen gönül macerasını konu edinir. Her bir karakterin özel bir hayat yaşaması romanın başlıca özelliği sayılır. Öte yandan bunlar tarihimizde bir dönüm noktası olan Batı'ya açılışın insanlarıdır, ama ne kadar Chopin çalsalar, Alexandre Dumas okusalar, redingot giyseler de düşünce ve duyarlıklarıyla bizim insanlarımızdır. Birkaç kez sinema filmi ve dizi olarak yayınlanan eserin tekrarları bile en çok izlenenler arasında ilk sıralarda.


MUHTEŞEM GATSBY / F. S. FİTZGERALD
MUHTEŞEM Gatsby yalnızca Fitzgerald'ın en parlak yapıtı değil, aynı zamanda 20. Yüzyıl Amerikan edebiyatının en iyi romanlarından biridir. Eğitimsiz bir aileden gelen yoksul Gatsby, kendini baştan yaratır. Servet ve güç kazanarak yeni umutlar ve başlangıçlar vaat eden bir hayatın eşiğine gelen bu gizemli milyonerin tek dürtüsü saplantı haline getirdiği ilk aşkı Daisy'ye kavuşmaktır. En parlak düşlerinin bir öpücükte cisimleştiği beş yıl önceki bir anı yeniden yakalamaktır aslında. Ama geçmiş geçmiştir ve tekrar edilmesi mümkün değildir. Gatsby'nin uğradığı yıkım, Amerikan Rüyası'nın da çöküşüdür.


CADI
KOCASININ ölümüyle dul kalan Fikriye Hanım için çöpçatanlar işe koyulurlar. Bulabildikleri talip, birkaç kez evlenmiş ve rahmetli ilk karısından kalan iki çocuğuyla büyük bir yalıda yaşayan Naşit Nefi Efendi'dir. Ancak bu varlıklı talibin bir kusuru vardır: Çocuklarının annesi Binnaz Hanım hortlamıştır. Cadı, Hüseyin Rahmi'nin gulyabani, hortlak gibi doğaüstü varlıkları konu edindiği "Garaib Faturası Külliyatı"nın ikinci romanıdır. Külliyatın ilk romanı Gulyabani 'de olduğu gibi, bu romanda da halkın batıl inançları konu edilir.


FARELER VE İNSANLAR / JOHN STEİNBECK
PULİTZER ve Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan John Steinbeck'in çağımızın toplumsal ve insani meselelerini ustalıkla resmettiği eserleri modern dünya edebiyatının başyapıtları arasındadır. Steinbeck romanlarında yalın ve keskin bir gerçeklik sunarken yine de hep çarpıcı bir öykü ile çıkar okurunun karşısına. Tarihi bir dramı insani ayrıntıları kaçırmadan sergiler. Bu nedenle eserleri edebi değerleri kadar güncelliklerini de hiç yitirmemiştir. Fareler ve İnsanlar, birbirine zıt karakterdeki iki mevsimlik tarım işçisinin, zeki George Milton ve onun güçlü kuvvetli ama akli dengesi bozuk yoldaşı Lennie Small'un öyküsünü anlatır.


KÜÇÜK KADINLAR / LOUİSA MAY ALCOTT
Louisa May Alcott'ın 1868'de yayımlanan ölümsüz yapıtı Küçük Kadınlar'ın kuşaklar boyu her yaştan okuru büyülemesinde, aile hayatını idealleştirmesinin ve her çağda geçerliliğini koruyan evrensel temaları kucaklamasının rolü vardır kuşkusuz. Roman, kadınların dönemin katı toplumsal cinsiyet normlarının kendilerine dayattığı geleneksel rolleri benimsemek yerine hayata dair seçimlerini bizzat yapabileceklerini göstermiştir.

UÇURTMA AVCISI
EMİR ve Hasan, Kabil'de monarşinin son yıllarında birlikte büyüyen iki çocuk. Çocukların birbirleriyle kesişen yaşamları çevrelerindeki dünyanın trajedisini yansıtır. Daha önce hiçbir romanda anlatılmamış bir tarihin perde arkasını yansıtan Uçurtma Avcısı, zengin bir kültüre sahip toprakların yok edilişini gözler önüne seriyor.

SUÇ VE CEZA / FYODOR M. DOSTOYEVSKİ
FYODOR Mihayloviç Dostoyevski'nin öykü ve romanları, çağımızda edebiyat klasikleri arasında yer alsa da, o dönemde fazla ilgi görmedi. Muhalif Petraşevski grubunun üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklanıp cezaevinden çıktıktan sonra eski ününe kavuştu. Suç ve Ceza Dostoyevski'nin bütün dünyada en çok okunan başyapıtıdır. Eser pek çok kez film ya da dizi olarak ekranlarda da yayınlandı.


GURUR VE ÖNYARGI / JANE AUSTEN
19. yüzyılda yaşamış İngiliz roman yazarı Jane Austen; 1783'te Oxford'da bir akrabası sayesinde okumuş; eğitimine Southampton'da devam etmiş; en sonunda da kadınlar için bir okul olan Reading, Berkshire'da Abbey okulunda okumuştur. Roman yazmaya 1789'da başlar, 1802'de kendi tanımıyla büyük ve garip biri tarafından (Mr. Wisley) evlenme teklifi alsa da kabul etmez. İkilinin yaşadığı ilişki Aşkın Kitabı (Becoming Jane) adlı filmde işlenmiştir. Babasının 1805'de ölmesinden sonra Southmpton'a taşınır. 1809'da Chawton'a zengin kardeşinin yanına taşınır, ve günümüzde bu ev bir müze ve turistler için popüler bir yer haline gelir. Jane Austen'in tüm romanları, televizyon veya sinemaya uyarlanmış, en başarılı 3 romanı film yapılmıştır. Bunlar: Aşk ve Yaşam (1995), Emma ve İkna (her ikisi de 1996'da gösterime girdi.) Gurur ve Önyargı 1995'te çok başarılı bir televizyon dizisi oldu.

OTOMATİK PORTAKAL / ANTHONY BURGESS
Manchester Üniversitesinde İngiliz edebiyatı ve sesbilim öğrenimini gören Anthony Burgess 1940'lı yıllarda İngiliz ordusunda görev yapmıştır. Bir senfoni dahil olmak üzere birçok müzik eseri besteleyen Anthony Burgess 50'den fazla roman ve kitap yazmıştır. 1962 yılında yazdığı Otomatik Portakal adlı romanı sayesinde oldukça büyük bir üne kavuşmuştur. Günümüzde bile çok satanlar listesinde yer alan Otomatik Portakal 1971 yılında Stanley Kubrick tarafından sinemaya uyarlanmıştır.




Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.