FİLMİN kahramanı Halil boya yapmak için gittiği adadaki bir evde bir kızın resmine aşık oluyor. Yağmur çamur demeden her gün gidip kızın resminin karşısında oturup onu izliyor. Bir gün resmin aslıyla yüz yüze geliyor. Kadın kahraman Meral, daha ilk görüşte Halil'in gizemli aurasına kapılıyor. Fakat Halil "Ben senin resmine aşığım, sana değil" diyor. "Resminle ilk karşılaşmamızı dün gibi hatırlarım. Elbiselerim eskiydi, kirliydim, sakallarım uzamıştı. Birden bana iyilikle, sevgiyle bakan bir yüz gördüm. İnanamadım, ikinci kez zorlukla baktım resmine. Yine iyilik, gene sevgi vardı gözlerinde.
'İÇİME BAKIYORDU'
NİHAYET değişmezi bulmuştum. Resmin benim içime bakıyordu. Benim kendimi görüyordu. Bana hep dostlukla, iyilikle, sevgiyle baktı..." diye anlatıyor Halil Meral'e. Bu andan itibaren izleyici için zorlu bir mücadele başlıyor. Meral ne kadar realitede ise Halil o kadar kurmacada. İkisine de belirli düzlemlerde hak veriyor ama birbirini bu kadar güzel seven iki insanın kavuşamamasını anlayamıyor insan. "Ben seni değil resmini tanıyorum, belki sen benim bütün güzel düşüncelerimi yıkarsın" diyen Halil böyle bir zamanın içinden baktığımızda o kadar haklı ki... Sevmek Zamanı, bizi kendi zamanının içinden bir anda bugünün atmosferine ışınlıyor.