"Kültürü, doğası ve en önemlisi halkı ile İzmir'i çok seviyorum. İzmir'deyken de tıpkı İtalya'da olduğu gibi kendimi evimde hissediyorum" dedi. Yeni Şirketlerin gelişmesi yeni iş birlikleri ve kültürel köprüler için çalışma yürüteceklerini söyledi. İzmir İtalya Konsolosu Daniele Bianchi, gündeme gelen vize randevu eleştirilerini de açık yüreklilikle yanıtladı.
Uluslararası ilişkiler ve diplomasi alanında uzun yıllara dayanan deneyime sahipsiniz. İsviçre'de görev yaptınız.İzmir'e gelişiniz nasıl oldu?
İsviçre'deyken konsolosluk hizmetini başka bir ülkede sürdürme zamanı gelmişti. Aslına bakarsanız, Türkiye öteden beri ilgimi çeken bir ülkeydi.
Türkiye'nin hangi özellikleri ilginizi çekiyor?
İtalya ve Türkiye arasında sayısız benzerlikler var. Birbirimizden o kadar farklı değiliz. Türk halkını seviyorum ve eşimle de bu konuyu konuştuk.
Yani aslında İzmir benim şahsi bir kararım da değil. Birlikte karar verdiğimiz bir konu. Deniz şehri olması, İtalya'daki şehirlerimize olan karakteristik benzerliği çok cazip nedenlerdi. Biz de İzmir dedik ve bir senemiz henüz dolmamasına karşın çok memnun olduğumuzu vurgulamalıyım.
Bir yıl olmadı dediniz, peki İzmir'i yakından tanıma fırsatınız oldu mu?
Hala bu aşamayı tamamlamadım, tabi konsolosluk olarak bizim görev alanımız büyük. Ege'yi kapsıyor. İşbirliklerini geliştirme adına ziyaretlerimiz devam ediyor. Ancak şunu söyleyebilirim ki İzmir, istisnai değerleri olan bir yer. Örneğin Efes Antik Kenti. Büyüleyici atmosferi var. Çeşme ise yine aynı özelliklere sahip. İzmir'in dört yanında çekim merkezleri bulunuyor. Kültürü, ekonomisi, sosyal yaşamıyla çok canlı bir şehir. Her gün yeni özelliklerini keşfediyoruz.
Ege'de yatırımcı çok sayıda İtalyan şirket var. Bu noktada nasıl bir yol haritanız var?
Dediğiniz gibi bölgemizde sayısız İtalyan şirket var, önemli şirketler bunlar. Genel olarak iş dünyasını desteklemek etmek onlara yeni iş fırsatlarının kapılarını açmak bizim için çok önemli. Çalışmalarımızın temelinde her zaman İtalya ile Ege Bölgesi arasındaki ilişkileri iyileştirme yer alıyor.
Elçiliğimizin ticaret ataşeliği koordinesinde çalışmalarımız sürüyor ancak şunu da söyleyebilirim ki Cumhurbaşkanı Erdoğan iki ülke arasındaki ticaret hacmimizde 30 milyar doları aşmanın zamanı geldiğini vurguladı. Yol haritamız işte budur.
Son dönemde İtalya kültürüne karşı büyük bir ilgi olduğunu görüyorum. Bunun nedenleri nedir?
İzmirlilerin İtalyan kültürüne ilgisi benim için mutluluk kaynağı. Resmi ziyaretlerimizde muhatap olduğumuz kişiler İtalya'yı sevdiklerini ifade ediyor. Bu bizi teşvik ediyor. Bana göre bu ilginin nedeni benzerliklerimizden kaynaklanıyor. Nitekim Kültür Derneği, Italyan Ticaret Odası ve Comites'in bulunduğu çok merkezi bir konumda bulunan Casa Italia binamızı yeniledik.
İtalya Evi (Casa Italia) bu konuda nasıl hizmet verecek?
Burası, Türk dostlarımıza açık olan bir merkezdir. İtalyan kültürünü tanımak isteyenleri her zaman bekliyoruz. İtalyanca dil eğitimini geliştirmek ve İtalya kültürünü yaşamak isteyenler için şehrin en merkezi noktasındayız. Burada, bazı kültürel etkinliklerine de ev sahipliği yapacağız. Bunun dışında da kültürel faaliyetlerimiz devam edecek. Bu etkinlikler arasında örneğin İKSEV ile partnerliğimiz sürüyor. İtalyan Lisan ve Kültürü Haftası için de hazırlanıyoruz. Bir diğer önemli etkinliğimiz ise İtalyan Mutfağı Haftası, Ekim ve Kasım aylarındaki etkinlik planlarımız arasında yer alıyor. Bu yıl Foça Film Festivali'nin de destekçileri arasındayız. Şunun da altını çizmek istiyorum. İnovasyon, yaratıcılık, tasarım ve bilimsel olarak uzay teknolojilerin tanıtımı konusunda bazı etkinlikleri gerçekleştirmeyi planlıyoruz.
Son yıllarda özellikle İtalyan üniversitelerine de çok büyük ilgi var. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?
Haklısınız, kayda değer bir Türk öğrenci hususu var. Türk öğrencilerin, bilimsel alanlarda İtalyan üniversitelerinde okumak istediklerini görüyoruz.
İtalyan üniversitelerin temsilcilerinin de Türkiye'ye gelip kendilerini tanıtma çalışması var. Ancak İtalya'daki yoğun Türk öğrenci mevcudiyetiyle birlikte niceliğin yanında niteliğin de önemli olduğunu belirtmek isterim.
Vize randevuları alınamıyor diye bir eleştiri var, bu doğru mu?
Bu konuda aslında gerçek olmayanları hemen söylemek gerekiyor. Bir kere randevuların kapalı olduğu tamamen gerçek dışı. Konsolosluk hiçbir zaman randevuları kapatmadı. Aslında bir arztalep sorunu var. Bakın, 2023 yılında diğer yıllara oranla vize sayısında bir rekor yaşadık ve 2024 yılında bu arz devam etmektedir. Bu bir paradoks. Daha çok vize veriyoruz ama randevular daha da çok. Ancak insanlar randevu bulamıyorlar Yani arz artıyor ama talep daha çok artıyorsa bir arz talep sorunu var. Diğer bir sorun daha var . Bizim visa shoping (Vize Ticareti) terimi ile özetlediğimiz bir durum söz konusu.
Bunu örnekle anlatabilir misiniz?
Tabi, örneğin Schengen kapsamındaki bir X ülkesine gitmek istiyorsunuz. X ülkesinin konsolosluğuna başvuruyorsunuz ama onların da sıkıntısı var. O zaman kapı kapı, ülke ülke konsolosluklar dolaşılıyor. Diyelim ki İtalyan Konsolosluğundan randevu alabiliyorsa, o zaman aslında X ülkesine gitmek isteyen kişi gerçekten İtalya'ya gitmek isteyen kişinin randevu hakkının önceliğini almış oluyor. Ayrıca bu kişi, vize reddine tabi olur. Zira gerçekten gideceği ülke X ülke ise bizden vize almamalı, dolayısıyla bu kişi ömür boyu vize reddini taşıyacak. Biz bu durumu anlıyoruz ama muhatap olamayız. Benzer örneklerin sayısı çok olunca da çarpan bir talep oluşuyor ve arz buna yanıt veremiyor. Arzı diyelim ki artırdık ancak örnekteki kişilerin de sayısı artacağı için sorun yine çözülemeyecek. Karmaşık bir durum yaşıyoruz. Burada asıl olan hangi ülkeye gidilecekse, viza shoping sorununu yaratmaksızın, o ülkenin konsolosluğuna başvurmaktır.