Songül Torbaoğlu, "Mutlu Kadınlar" sloganıyla çıktığı yolda sadelik ve doğallıktan taviz vermedi. "Benim özelimde hayat, sadeliği kirleten fazlalıklardan kurtulma sanatıdır" diyen Torbaoğlu ile hem mutluluğun en güzel halini, hem de girişimciliğin en sade halini konuştuk.
SEKTÖRDEKİ YOLCULUĞUNUZ NASIL BAŞLADI?
Aslında çocukluk yıllarımdan itibaren başlayan bir yolculuk bu. Tabi her kız çocuğu gibi güzelliğe ilgi duyuyordum. 17 yaşında katıldığım bir güzellik yarışmasıyla hayatımın yönü değişti. Bu yarışmada kazandığım başarılar ve mankenlik dönemim, girişimci ruhumu ortaya çıkardı. Sürekli yeni projeler üretmek isteyen biri olarak, 21 yaşında İzmir'de kendi güzellik merkezimi kurdum. Zamanla bu işi daha da sevdim ve bu sektörde kalıcı bir yer edinmeye karar verdim.
BAŞARINIZDAKİ UNSURLAR NELER?
15 yıl boyunca sektörde var olabilmek, yalnızca güzellik ve estetik hizmetler sunmakla değil, aynı zamanda güvenilirlik ve kalite ile de ilgili. İlk olarak A plus teknolojiye sahip olmalısınız. Alanında en iyi uzmanlarla çalışmalısınız. Tüm uygulamalarınızda en üst düzeyde hijyen standartlarını korumanız gerekir. Ayrıca, misafirlerimize karşı güler yüzlü ve müşteri odaklı bir hizmet sunmanız gerekiyor. Tüm bu faktörler, Sade Poliklinik'in sektördeki güçlü duruşunun anahtarıdır.
YOLCULUKTAKİ DİKENLİ YOLLARI NASIL AŞTINIZ?
Başarı çalışmadan olmuyor ve genel kurallar hepimiz için geçerli. Örneğin vazgeçmemek, düştüğünde kalkmayı bilmek gibi.
Benim özelimde ise hayat, sadeliği kirleten fazlalıklardan kurtulma sanatıdır. Gerçek ve salt hayatınızı işinize uyarlarsanız kendi işinizin hem kurucusu hem yöneticisi olabilirsiniz.
İşinizi sevdiğinizde yolculuğunuzda hangi engel çıkarsa çıksın, onu aşmanın yolunu mutlaka buluyorsunuz.
SADECE İŞİ SEVMEK YETERLİ Mİ?
İşini severek yapmak işin başı. Ama sonrası da elbette var. Güzellik sektörü, sürekli olarak yenilikleri ve teknolojik gelişmeleri takip etmeyi gerektiriyor. Elbette bu süreçte birçok zorlukla karşılaştık; özellikle pandemi dönemi, sektörümüz için büyük bir sınav oldu.
Ancak bu dönemde de yatırımlarımızı sürdürerek, misafirlerimize en iyi hizmeti sunmaya devam ettik. Sağlık turizmine yatırım yaparak, bu alanda fark yarattık. Misafirlerimizin memnuniyeti ve onların geri dönüşleri, bizi her zaman motive etti ve zorlukların üstesinden gelmemizi sağladı.
BİRAZ DA İZMİR'İN VE SİZİN SAĞLIK TURİZMİNDEKİ ROLÜNÜZÜ KONUŞALIM...
İzmir, sağlık turizmi açısından büyük bir potansiyele sahip. Biz de bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendiriyoruz. Misafirlerimiz, sadece estetik işlemler için değil, aynı zamanda İzmir'in sunduğu tatil imkanlarından da faydalanmak için buraya geliyor. Bu da İzmir'i sağlık turizmi açısından daha cazip hale getiriyor ve biz de bu cazibeyi artıran unsurlardan biri olmanın gururunu yaşıyoruz. Burada bir mutluluk salgını mı var. Sanki herkesin yüzü gülüyor... Bizim için kapımızdan içeri giren herkesin kendilerini mutlu hissetmelerini sağlamak çok kıymetli. Sade Poliklinik'i ayıran en önemli özellik, sadeliği ve doğallığı koruyarak, yüksek kaliteli hizmet sunması. Her zaman en iyi sonuçları elde etmek için çalışıyoruz.
Güvenilirlik, kalite ve misafir memnuniyeti her zaman öncelikli. Bu değerlerle 15 yıldır sektörde varlığımızı sürdürüyoruz.
EKRANLARDAKİ PROGRAMINIZIN İÇERİĞİ NEDİR?
Ege TV'de her Pazar günü yayınlanan "Songül Torbaoğlu ile Sadece" programını yapıyor ve sunuyorum. Bu program, yaşam tarzı, sağlık, güzellik, estetik ve modanın yanısıra kültür-sanat ve bence Ege'nin lokomotifi gastronomiyi konu alıyor. Kişisel deneyimlerim ve uzman konuklarımızla izleyicilere rehberlik ediyoruz. Aslında hayatımızı güzelleştiren, bizlere mutluluk veren ve en önemlisi ilham kaynağı olan konuları, buları hayata geçiren konukları izleyicilerimizle buluşturuyoruz.
GERİ DÖNÜŞLER NASIL OLDU PEKİ?
Yaşama değer katan konuklarımız gerçekten heyecan verici öyküleriyle ekranda oluyor.
İzleyicilerimiz için ilham verici ve uygulanabilir içerikler hazırladığımızdan dolayı ilgi büyük oldu. Bu da bizleri çok sevindiriyor.